ın itirazları nazara alınmaksızın davaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir..." gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemece, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davacının davasının davalılardan ... ile yaptığı Beyoğlu ..... Noterliğinin 24.02.2005 tarihli ve 03570 sayılı satış vaadi sözleşmesine dayandığı, ancak bu sözleşmenin konusunu oluşturan taşınmazın ...'a mülkiyetini geçirecek olan temeldeki kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmelerinin İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, davalı ... ve ...'ın mülkiyet iddiasında bulunamayacaklarını, taşınmaz hakkında satış vaadi sözleşmesi de yapamayacaklarını, bu nedenle hem birbirleri arasında yaptıkları hem de davacı ile yaptıkları satış vaadi sözleşmesinin mülkiyeti geçirme borcuna yönelik işlem temelinin çöktüğü belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Şti'nin ortakları iken her iki şirketteki hisselerini müvekkiline satarak devrettiklerini, satış bedelini aldıklarını noter huzurunda beyan ederek sözleşmeyi imzaladıklarını, akabinde davalıların hisse devir sözleşmelerinden döndüklerini ihbar ettiklerini, davalılardan ...'ın 20.05.2014 tarihinde, daha önce her iki davalı tarafından müvekkiline devredilen şirket hisselerini, sanki bu devir işlemi hiç olmamış gibi şirket ortaklar kurulu kararı ve bu karara istinaden hisse devir sözleşmeleri ile davalı ...'a devrettiğini, anılan işlemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla davalı ... hisselerinin ...'a satılarak devredilmesi işlemlerinin muvazaalı ve mükerrer işlem olması nedeni ile geçersizliğinin tespiti ve iptaline, 24.02.2014 tarihli ortaklar kurulu kararı ve bu karara istinaden Şuhut Noterliği'nin 27.02.2014 tarihli hisse satış sözleşmesi ile Aydın Termal Kaplıca Turizm İnş. Nak. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.'...
Karar sayılı ve 24.11.2014 tarihli ilamı, taraflar arasındaki 18.08.2010 tarihli kira sözleşmesinin hile nedeniyle geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olup, bu haliyle yukarıda belirtilenler arasında yer almadığından takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmez. O halde, Mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4.(HMK'nun m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.10.1995 gününde verilen dilekçe ile kişisel hakka dayalı tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.12.1995 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R 16.9.1993 günlü taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile satışı vaad olunan 418 ada 7 parsel sayılı taşınmazda davalı vaad borçluları elbirliği mülkiyet rejimine tabi olarak tapuda maliktir. 418 ada 7 parselin davalılar dışında başkaca iştirakçi malikleri bulunduğundan taşınmaz elbirliği mülkiyet rejiminden paylı mülkiyet rejimine dönüştürülmedikçe satış vaadi sözleşmesi ifa olanağı kazanmaz. Ancak mevcut durum satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğini de gerektirmez....
vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin sözleşme kapsamında ödemesi gereken bakiye 192.190,00 EUR bakımından sorumlu olmadığının tespitine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde, davalı tarafın temerrüdü sonucunda sözleşmenin haklı sebeple feshedildiğinin tespiti ile müvekkilinin sözleşme kapsamında ödemesi gereken bakiye 192.190,00- EUR bakımından sorumlu olmadığının tespitine, iş bu sözleşme gereği davalı şirkete ödenen toplamda 409.160,00- EUR nun şimdilik 1.400,00- EUR sunun ödeme tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; Davacı taraf, dava dilekçesi ile feshin geçersizliğinin tespiti ve işe iade talebinde bulunup, mahkemece davanın kabülüne karar verilip, hüküm davalı işveren tarafından istinaf edilmiştir. Dosyanın incelenmesinden; davacının, davalıya ait işyerinde 22/12/2017- 12/02/2019 tarihleri arasında belirsiz süreli hizmet akdi ile beyaz eşya satış mağazasında satış elemanı olarak çalıştığı, davacının iş akdinin davalı işveren tarafından 11/02/2019 tarihli yazılı fesih bildirimi ile "05/02/2019 tarihinde işyerinin diğer çalışanlarından olan Oktay Soyyiğit isimli çalışanla müşteri tartışması sonucu bu işçiye sataşıp kavga etmesi olayı nedeniyle İş Kanunu 25/2- d. maddesi gereğince haklı nedenle derhal feshedildiği" anlaşılmaktadır....
Noterliğinin 29/04/2013 tarih 10800 yevmiye nolu düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile davacının el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerinin reddine" karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ : Davacı vekili tarafından verilen istinaf dilekçesinde özetle; 1- Gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine ilişkin kararına bir diyeceklerinin olmadığını, ancak sözleşmenin geçersizliğinin tespiti yönünde verilen karar rağmen tarafımıza vekalet ücreti hükmedilmediğini, 2- Her ne kadar mahkemece el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmiş ise de ecrimisil ve el atmanın önlenmesi taleplerimizin reddine yönelik verilen karar BAM 4....
Maddesinin ikinci fıkrasına göre de adi şekilde yapılmış olan sözleşmelerin geçersiz olmasından dolayı açılan takiplerin de hukuki olmadığını, taşınmaz satış sözleşmesinin geçersiz olmasından dolayı cezai şarta ait hükümlerin de geçersiz olacağını, daha sonradan tapuda taşınmazların satışının resmi şekilde yapılmış olması da adi şekilde yapılan sözleşmelere geçerlilik kazandırmayacağını, Yargıtay’ın da bu hususta içtihatlarının bulunduğunu, tüm bu nedenlerden dolayı müvekkili şirket ile davalı ve dava dışı kişiler arasında akdedilen 16/02/2015 tarihli adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini, davalı arasında adi şekilde düzenlenen 25/08/2016 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini, geçersiz olan taşınmaz satım sözleşmelerine bağlı kararlaştırılan cezai şarta ait hükümlerin geçersiz olduğunun tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı ... aralarındaki kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve alacak davasına dair ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19/09/2012 günlü ve 2011/192 E. - 2012/439 K. sayılı hükmün onanması hakkında Yargıtay 6.Hukuk Dairesince verilen 14/12/2016günlü ve 2015/11261 E. - 2016/7461 K. sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
Sendikası tarafından organize edilen işe gelmeme veya işi yavaşlatma şeklindeki izinsiz eyleme katılmış olduğunun düşünüldüğünü, iş sözleşmesinin davalı havayolu şirketi tarafından haksız ve mesnetsiz olarak feshedildiğini beyanla, davacının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespitine ve davacının işe iadesine, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti karar ile birlikte 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesi gereğince işverenin işçiyi bir ay içinde işe başlatmasına, başlatılmaması halinde davacıya sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödenmesine, kararın kesinleştirilmesine kadar çalıştırılmadığı süreler için davacıya dört aylık ücret ve diğer tüm haklarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, mahkemenin görevsiz olması sebebiyle öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, görev itirazının kabul edilmemesi halinde, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....