Dava, satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği gibi, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213, 2644 sayılı Tapu Kanununun 26, 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60 ve 89. hükmü gereğince tapu sicil müdürlüklerinde ve noterlerde düzenlenme şeklinde yapılabilir. Biçimine uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmelerinin tapu kütüğüne şerhi ise Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapu kütüğüne şerh edilebilir. Ayrıca, bu hususta Tapu Kanununun 26. maddesinde de hüküm vardır. Gerek Medeni Kanununun düzenlenmesi gerekse anılan 26. madde uyarınca biçimine uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesinin varlığı yeterli olup sözleşmede sözleşmenin tapuya şerh edileceğine dair bir hükme yer verilmesi gerekmez. Tapu Sicil Müdürlüğüne ibrazı ve taraflardan birinin yazılı istemi yeterlidir. Demek oluyor ki, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin hükmen tapuya şerhine ilişkin dava açmak gerekmez....
Davacının dayanağı 03.04.2006 tarih ve 06026 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi şekil ve içerik bakımından yasaya uygun biçimde düzenlenmiş olup hükmünü ifa eder niteliktedir. Sözleşmenin yapıldığı tarihte satış vaadinde bulunan ...... 2859 ada 3 parselde 1/8 paya sahip olup taşınmaz üzerinde kurulan kat irtifakına göre de her bir bağımsız bölümde satış vaadinde bulunan ... ...'in payı 1/8 olarak oluşturulmuşken sonradan yapılan iradi takas ve temlik ile 7 sayılı parselde olan payı kayıt maliklerinden ...'ye geçirilmek suretiyle adı geçenin payı 3/8'e ulaşmıştır. ..., satış vaadinde bulunan ... ...'in kızı olup davacıya karşı iyiniyetli temellük eden sayılamaz. 8 numaralı bağımsız bölümde davalı ...'nin payı ise 1/8 olup, adı geçen ... de satmayı vaat eden ... ...'in eşi olmakla iyiniyetle temellük eden kabul edilemez. 1-Satışa konu ... ...'in başından beri ana taşınmazda 1/8 payı olup, tamamını dayanılan satış vaadi sözleşmesine konu ettiğine göre ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliğinin tesbiti, olmadığı takdirde feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Dava, yanlar arasında ... .... Noterliği'nde yapılan 08.04.2011 tarih, 011962 yevmiye nolu arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, olmadığı takdirde takdirde sözleşmenin feshi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile 08.04.2011 tarih, 011962 nolu sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Noterliği'nin 14.07.2020 tarih ve 003793 yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini, tek taraflı feshin geçersiz olduğunu ileri sürerek taraflar arasında münakit Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri'ne ilişkin davalılarca haksız ve tek taraflı olarak yapılan feshin geçersizliğinin tespiti ile taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine ve davalıların üçüncü kişi yüklenicilerle sözleşme yapmasının tedbiren durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında 27/06/2022 tarihli ara karar ile, "Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebin REDDİNE," karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Noterliği'nin 14.07.2020 tarih ve 003793 yevmiye numaralı ihtarnamesi gönderilerek taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini, tek taraflı feshin geçersiz olduğunu ileri sürerek taraflar arasında münakit Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmeleri'ne ilişkin davalılarca haksız ve tek taraflı olarak yapılan feshin geçersizliğinin tespiti ile taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine ve davalıların üçüncü kişi yüklenicilerle sözleşme yapmasının tedbiren durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında 27/06/2022 tarihli ara karar ile, "Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebin REDDİNE," karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Noterliğinin ....05.2011 tarihli ve ... yevmiye numaralı düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat yapım ve satış vaadi sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine karar verilmiştir. Kararı, davalı taraf temyiz etmiştir. Dosyaya celp edilen tapu kayıtlarına göre, söz konusu taşınmaz üzerinde birden ziyade hissedar bulunduğundan, sözleşmenin tüm hissedarlar ile akdedilmesi zorunludur. Taraflar arasındaki düzenleme şeklinde daire karşılığı inşaat sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin tüm hissedarlar tarafından imzalanmadığı görülmektedir.Bu sebeple söz konusu sözleşme geçersizdir. Ancak mahkemece sözleşmenin geçersizliğinin tespiti yerine, akdin başlangıçta geçerli olduğu zannını uyandıracak biçimde, sözleşmenin geriye etkili olarak feshine karar verilmesi doğru olmamıştır....
Davacı işçi feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iade davasında, sendika üyeliğinden istifa etmediği için ücret artışı yapılmadığını ve en son aynı nedenle iş sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürmüştür. Yargıtay tarafından verilen kararda, sendika üyeliğinden çekilmediği için iş sözleşmesinin feshedildiği iddiaları yerinde görülmemiştir. Yapılan bu tespit, fesih öncesinde sendikal nedenle ayrımcılık yapıldığı iddiaları bakımından da kuvvetli bir delil niteliğindedir. Davacı işçinin çalıştığı birimde emsal işçilerle farklı bir uygulamaya tabi tutulduğu da kanıtlanamadığından, sendikal tazminatın kabulü yerinde değildir. Mahkemece sözü edilen isteğin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ve oğluna yönelik baskı ve tehditlerde bulunduğunu, usulsüz hisse devri nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararlardan davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, hisse devir sözleşmesinin ve ortaklar kurulu kararının sahteliği nedeniyle geçersizliğinin tespitine, devir konusu payların pay defterine yeniden davacı adına tesciline karar verilmesini, bu talep kabul edilmediği takdirde bedele ilişkin hükmün gabin nedeniyle geçersizliğinin tespiti ile gerçek piyasa değerine göre aradaki fark için şimdilik 100.000 TL'nin devir tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile kısıtlı... ile davalı banka arasında imzalanan 12.11.2008 tarihli Bireysel Bankacılık İşlemleri Sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile sözleşme gereğince kısıtlı...'in davalıya borçlu olmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Somut olayda, kısıtlı olan... ile davalı banka arasında düzenlenen kredili mevduat hesabı sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istenilmektedir. Taraflar arasında 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 10.maddesinde tanımlanan nitelikte tüketici kredisi sözleşmesi, geri ödeme planı bulunmamaktadır. Taraflar arasında kredili mevduat hesabı sözleşmesi imzalanmıştır. Bu nedenle, taraflar arasında yasaca tanımlanan tüketici kredisi sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Uyuşmazlık hakkında 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 10.maddesinin uygulama olanağı bulunmamaktadır....
İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile servis sözleşmesinin 04.10.2016 tarihinde yapılan feshinin geçersizliğinin tespitine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilinin yaptığı istinaf başvurusunu inceleyen bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, davacının yetkili servis hizmeti sunacağı, davalıyı ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya onun adına sözleşme yapmayı üstlenmediği feshin haklı olduğu iddiasının davalı tarafça ispat edilemediği, feshin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesi hatalı olduğu gerekçesiyle, ilk derece mahkemesi kaldırılarak yeninde esas hakkında davanın kabulü ile taraflar arasından 01.01.2012 tarihinde imzalanan Yetkili Servis Sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak fesih edildiğinin tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, taraflar arasındaki yetkili servis sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tespiti ve sözleşmenin devamı istemine ilişkindir....