WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu binanın iskan izninin alınmadığı dosya içeriği ile sabittir. 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 30 ve 31.maddeleri hükmüne göre, yapı kullanma izin belgesi bulunmayan yerlerde abonelik tesisi mümkün değildir....

    GSM Abonelik Sözleşmesinin dosyada delil olarak saklanması yerine iadesine karar verilmesi, suça konu ... Bireysel Abonelik Sözleşmesi akıbeti hakkında bir karar verilmemiş olması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.06.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi. MUHALEFET ŞERHİDİR Dairemizin 18.06.2015 tarih, 2013/11345 Esas, 2015/27236 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim. Sanık M.. K..'ın katılana ait sahte sürücü belgesini kullanarak onun adına 05.. ve 05.. numamaralı GSM abonelik sözleşmesi yaptığından dolayı TCK'nun 207/1, 43. maddeleriyle 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Yenişehir Asliye Ceza Mahkemesinin 25.05.2011 gün ve 2009/109 Esas, 2011/170 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygundur....

      Dava, abonelik tesisi talebine ilişkindir. Davacı eski aboneliğe konu mülkün sahibi olduğunu, 10.11.2015 yılında satın aldığı yerde elektriği kullanamadığı için adına yeni abonelik tesisi talebinde bulunduğunu, eski dönem borçları nedeniyle talebinin reddedildiğini, borçlardan sorumlu olmadığını iddia etmiş, davalı ise, olayda muvazaalı ilişki olduğunu savunarak davanın esasa ve usule ilişkin nedenlerle reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, eski dönem borçlarının kullanıcı ve abone olan şirkete ait olduğundan bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının aboneliğe konu fabrikayı 10.11.2015 de satın aldığı, 01.01.2016 tarihinde de kullanmaya başladığı davacı vekilinin dosyaya sunduğu dilekçe ve tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Davacı 27.06.2016 tarihinde abonelik tesis başvurusunda bulunmuş, davalı tarafça bu talep mevcut ödenmemiş borçlar nedeniyle 24.02.2017 tarihinde reddedilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet Sanık hakkında yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık tarafından müştekiye ait kimlik bilgileriyle sahte olarak abonelik sözleşmesi düzenlendiği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın; 10.11.2008 gün ve 27050 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilip, sonucuna göre...

          Bunun yanında, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesinde faturanın zamanında ödenmemesi hakkında, 4.maddede hüküm bulunmakta olup, davalı, icra takibinde faiz talep etmiştir. Zamanında ödenmeyen faturalar nedeniyle, sözleşme hükümleri gereği, davacının faizden de sorumlu olacağı kabul edilerek buna göre hüküm kurulması gerekli olup, davacının faizden sorumlu tutulmaması yönünde hüküm tesisi de isabetli olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            B.. hakkında kurulan beraat hükmünü temyiz ettiği anlaşılmakla, anılan bu karara hasren yapılan incelemede: Gerekçeli karar başlığında yanlış yazılan suç tarihinin abonelik sözleşmesinin düzenlendiği 26.10.2009 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. 1- Sanığın, mağdur adına sahte abonelik sözleşmesi düzenlediği iddiası ile açılan kamu davasında; abonelik sözleşmesi üzerindeki mağdur adına atılı imzanın aidiyetine ilişkin bilirkişi incelemesinin yaptırılmaması, ... İletişim Hizmetleri İletişim A.Ş.'nin 19.01.2011 tarihli yazısı ile abonelik sözleşmesinin ... İletişim tarafından düzenlendiğinin bildirilmesi, sanığın, babası adına kayıtlı olan ... İletişim adlı GSM bayiini fiilen işlettiğini ve abonelik sözleşmesi ekindeki sürücü belgesi örneği üzerinde yer alan yazıların kendisine ait olduğunu kabul etmesi, abonelik sözleşmesi üzerinde ......

              Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin mesken olarak kullanmak üzere satın aldığı daireye abonelik tesisi için davalı idareye başvurulduğunu, idarenin abonelik tesisi için müvekkilinden kanal katılım payı ve şebeke hisse bedeli adı altında 2.850,00 TL aldığını iddia ederek; bu bedelin davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i, görev, yetki, derdestlik ve husumet itirazlarını ileri sürmüş, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; dava konusu taşınmaza yapı kullanma izin belgesi alındıktan sonra taşınmazın bulunduğu yerde davalı idarenin herhangi bir çalışmasının olmadığı gerekçesiyle, idarenin aldığı kanal katılım ve şebeke hisse bedelini iade etmesi gerektiğine karar verilerek; 2.850,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi veya işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz..." şeklindeki düzenlemesiyle, "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" tarafından "kişinin bilgisi ve rızası dışında", "abonelik tesisi veya abonelik işlemi yapılmasını, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenmesini" suçun unsuru olarak ortaya koymuştur. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, adı geçen düzenlemeden ötürü, şüpheli veya sanık olabilmek için "işletmeci veya onun adına iş yapan temsilcisi" olmak, suçun unsurlarının gerçekleşmesi içinse "rıza dışında abonelik tesisi veya abonelik işlemi" yapmak veya bu amaçla gerçeğe aykırı belge düzenlemek gerekmektedir....

                  giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesindeki suçu oluşturacağı da gözetilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı,katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden...

                    Davada, dava dışı kiracının tükettiği elektrik borcunun (yeni abonelik tesisi için) davalı idareye ödenmek durumunda kalındığı, oysa kiracının borcundan sorumlu olunmadığı, böylece borçlu bulunmadığı hususunun tespiti ile yapılan ödemenin geri tahsili istenilmiş; mahkemece, istirdat davası için öngörülen 1 yıllık sürede dava açılmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Kural olarak olayları izah taraflara, hukuki nitelemede bulunmak Hakim'e ait bir görevdir (HUMK.mad.76). Somut olayda aslında üçüncü şahsın tükettiği elektrik bedelinin yeni abonelik tesisi için ödendiği ileri sürelerek, iradi olmayan ödemenin geri tahsili istenmektedir. Bu durumda dava, İcra İflas Kanununun 72.maddesi kapsamında istirdat değil, BK.nun 61.maddesine göre, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemidir. Delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek hak düşürücü süreden bahisle istemin reddi doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu