WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Üçüncü kişi tebliğ edilen haciz ihbarnamesine süresi içinde icra dairesinde borçluya borcu olmadığı itirazında bulunsa dahi, üçüncü kişinin usule aykırı düzenlendiğini ileri sürerek icra mahkemesinde şikâyet yolu ile haciz ihbarnamesinin kısmen veya tamamen iptal ettirmekte hukukî yararı bulunmaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2004 tarihli ve 2004/12-455 E., 2004/455 K. sayılı kararında da üçüncü kişiye çıkarılan birinci haciz ihbarnamesinde bu ihbarı çıkaran merciin dosya numarası yazılmadığından, yasa hükmüne uygun olarak çıkarılmayan haciz ihbarnamesine karşı şikâyetin süreye tâbi olmayacağı, üçüncü kişinin zorunlu unsurları taşımayan birinci haciz ihbarnamesinin iptali ile ikinci haciz ihbarnamesinin yok hükmünde sayılmasına ilişkin şikâyetinin kabulüne karar verilmesi gerektiği benimsenmiştir....

    . - K A R A R - Davacı vekili, davalı takip alacaklısının, müvekkili şirkete gönderdiği 1.ve 2.haciz ihbarnamelerinin işyerinde çalışanlardan birisine tebliğ edilmesi ve ihtarnamelerin şirket temsilcisi ve yetkilisine verilmesinde ihmal gösterilince müvekkili şirkete 3.haciz ihbarnamesinin 22.10.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili şirketten takip borçlusu dava dışı ....bir alacağı bulunmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini istemiştir. Davalı vekili cevabında, yetki itirazında bulunarak, takip borçlularından ... nezdinde yapılan sorgulamada davacı şirkette sigortalı olarak çalıştığının tespiti üzerine davacı şirkete İİK'nun 89/1 ve 89/2 maddeleri uyarınca çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz olmaması üzerine 3.haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, yapılan işlemlerden dolayı müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir....

      İİK'nun 89/1. maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 18/03/2014 itibariyle ... alacağını ...'ya temlik etmemiştir. ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takip dosyasında 3. kişi olan ...'a İİK ...haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra 25/03/2014 tarihinde temlik muhtırasının tebliğ edildiği, sonrasında çıkartılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmeksizin kesinleştiği görülmüştür. Somut olayda, ihtarnameye konu borcun icra dosyasına ödenmesi için ... ve ... haciz ihbarnamelerinin kesinleşmesinin beklenmesine gerek bulunmadığından, bu itibarla, şikayetçinin haciz ihbarnamesinin tebliği üzerine ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takip dosyasına yaptığı ödemenin geçerli bir ödeme olduğundan şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir....

        . - K A R A R - Davacı vekili; müvekkil şirketle herhangi bir ticari ilişkisi bulunmayan dava dışı bir şirket hakkında yürütülen icra takibi sırasında müvekkil şirkete 1.haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak ihbarnamenin şirketle hiçbir ilgisi bulunmayan bir şahsa tebliğ edildiğini, bu nedenle itiraz edilemediğini, 2.haciz ihbarnamesinin müvekkil şirkete tebliğ edildiğini ancak tebligat zarfında icra müdürlüğünün yanlış bildirilmesi nedeniyle itiraz dilekçesinin yanlış icra müdürlüğüne sunulduğunu, bunun üzerine 3.haciz ihbarnamesinin gönderilmesi nedeniyle menfi tespit davası açmak zorunda kaldıklarını belirterek davanın kabulü ile 3.haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Şti. aleyhine icra takibine girişen davalının müvekkili şirkete 42.263,96 TL. lik borcu için İİK. madde 89/1 haciz ihtarnamesi tebliğ ettirdiğini (13.2.2008 tarihinde), bu tarihte borç bulunmadığı halde sehven itiraz edilmediği için İİK. madde 89/2 uyarınca ikinci haciz ihbarnamesinin gönderildiğini, bunun tebliğ tarihi (3.3.2008) itibariyle borçlu şirketin müvekkilinden 1.424,25 TL. alacağı bulunduğu için bu miktarın icra dosyasına yatırıldığını, haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediği gerekçesi ile İİK. madde 89/3 kapsamında üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiğini ileri sürerek birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 13.2.2008 tarihi itibariyle müvekkili şirketin borcunun olmadığı, ödeme yapılmış olan ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibari ile de dosyaya yapılan ödemenin haricinde bir borcun bulunmadığının tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Öte yandan, haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, şikayetçi şirket vekilinin icra dosyasına sunduğu 26.02.2015 havale tarihli dilekçesiyle birinci haciz ihbarnamesine itirazda bulunduğu, şikayetçiye çıkarılan birinci haciz ihbarnamesinin 19.03.2014 tarihinde; ''tebliğ evrakı işyerinde almaya ehil ve yetkili işçisi/memuru/amiri... İmzasına tebliğ edildi'' şerhi ile tebliğ edildiği görülmüştür....

              Anılan yasa maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tesbit davası açma hakkı bulunmaktadır." belirtilmiştir. Maddenin uygulanması için ön koşul haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye usule uygun olarak tebliğ edilmiş olması gerekir. Tebligat Kanunun 39.maddesine göre ise "Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz."hükmünü içirmektedir....

                Yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda; ----- dosyasında alacaklı ----tarafından borçlu ----- karşı icra takibinin başlatıldığı, takip dosyası kapsamında üçüncü kişi durumunda olan davacı şirkete birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davacının birinci haciz ihbarnamesine itiraz etmediği ancak ikinci haciz ihbarnamesine itiraz ettiği, alacaklı tarafından davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderilmediği, İİK 89.madde kapsamında açılacak menfi tespit davasının ancak üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderilmesi sonrasında açılabileceği ve davada bu durumun gerçekleşmediği anlaşıldığından, henüz üçüncü haciz ihbarnamesi kendisine tebliğ edilmeyen davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı görülerek davanın bu sebeple usulden reddine karar verilmiştir....

                  Bu bağlamda, kamusal hizmetlerin aksatılmadan yapılmasında kamu yararı gözetilerek, ihale edilen işle ilgili taahhüdün, ihale, sözleşme ve eklerinde yer alan hükümlere uygun olarak yerine getirilmesinin sağlanması amacıyla teminat alınacağı ve bu amacın korunması nedeniyle de teminat üzerine haciz ve ihtiyati tedbir konulamayacağı hükme bağlanmıştır. Şikayete konu haciz, borçlunun, şikayetçi nezdinde bulunan teminatlarının haczine ilişkin olup, şikayetçi idarenin, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında aldığı teminatlara haciz konulması halinde, anılan Kanunlara aykırı olan bu işlemin iptali için icra mahkemesine süresiz olarak şikayet yoluna başvurmasında hukuki yararı olduğunun kabulü gerekir....

                    Haciz ihbarnamesinin gönderildiği, davalı banka tarafından 24.09.2008 tarihli yazı ile 1.877,97 TL hesapta bakiye bulunduğu ve haciz şerhi konulduğunun bildirildiği, 08.10.2008 tarihinde 2.172,97 TL'nin icra müdürlüğü banka hesabına gönderildiği, borçlu hesabına daha sonra gelen havalelerle hesap bakiyesinin 2.194,78 TL' ye ulaştığı, İcra müdürlüğü tarafından gönderildiği tarih itibariyle mevcut alacak veya hesap bakiyesini kapsar haciz ihbarnamesinin gönderildiği tarihten sonra gelen havalenin haciz ihbarnamesi kapsamında olmadığı, davacının İcra müdürlüğünden hesap bakiyesinin kendisine ödenmesi için bankaya yazı yazılmasını talep etme hakkına sahip olduğu, taraflar arasında herhangi bir alacak borç ilişkisi bulunmadığı ve ihtilafın takip hukuku kurallarına göre çözümlenmesi gerektiği, davacının icra takibi yaparak bankadan hesap bakiyesini talep etmesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu