Somut olayda, icra dosyası kapsamında bulunan tebligat parçalarından 3. kişiye birinci haciz ihbarnamesinin iki defa gönderildiği, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin ise tek seferde aynı tebligat zarfının içerisinde gönderildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 89. maddesinde belirtilen prosedür tamamlanmadan, 3. kişinin mallarına konulan haciz işlemi usulsüzdür. Ayrıca İİK 89/2 haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra belli süre geçirilmeden 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderilmesi yok hükmünde olup bu husus bir hakkın yerine getirilmemesi kapsamında İİK'nun 16/son kapsamına giren şikayet niteliğindedir ve süresiz olarak takip sonuna kadar ileri sürülebilir. Bu durumda, İİK 89/3 tebliği ve müteakip işlemleri usulsüz olup mahkemece taleple bağlı kalınarak İİK 89/3. maddeye göre yapılan tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
, Ticaret Sicil Gazetesi'nde görüldüğü üzere şirketin kurucusu ve yetkili temsilcisinin Erkan Güney olduğunu, Erkan Güney'in kötü niyetli yaklaşımının borçtan kurtulmaya çalıştığının açıkça ispatı niteliğinde olduğunu, kabul etmemekle birlikte birinci haciz ihbarnamesinin usulüne uygun olmadığı düşünülse dahi ikinci haciz ihbarnamesinin bizzat şirketin yetkili temsilcisine tebliğ edildiğini, 26/01/2021 tarihinde tebliğden haberdar olunduğunu, 3. haciz ihbarnamesinin de birinci haciz ihbarnamesi ile aynı şekilde usul ve yasaya uygun olarak tebliğ edildiğini, davacı Erkan Güney tarafından ikinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmiş olup yapılan itirazın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı vekilinin şirkete 26/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş olan 2. haciz ihbarnamesine 07/02/2021 tarihinde T1 San....
İcra Müdürlüğünün 2017/3205 Esas sayılı takip dosyasında müvekkiline gönderilen haciz ihbarnamelerinin tebligatının usulsüz olması nedeni ile İİK 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 18/10/2019 tarihi olarak düzeltilmesini, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin kabulü ile davacıya yapılan İİK 89/1, İİK 89/2 ve İİK 89/3 haciz ihbarnameleri tebligatının usulsüzlüğünün tespiti ile öğrenme tarihi olarak bildirilen 18/10/2019 tarihinin İİK 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, davacı vekilinin haciz ihbarnamelerinin iptali ile hacizlerin kaldırılması isteminin reddine, karar verildiği görülmektedir. Tebligat usulsüzlüğü yönünden yapılan incelemede; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır....
Davacı, İİK’nun 89.maddesi uyarınca çıkarılan haciz bildirisinin tebliğinden itibaren süresinde takip alacaklısına karşı menfi tespit davası açmıştır. İİK 89/3 haciz ihbarnamesini olan 3 kişi haciz ihbarnamelerine karşı şikayet yoluna gidebileceği gibi menfi tespit davası da açabilir. Menfi tespit davasının açıldığı tarihte haciz ihbarnamesi iptali edilmediğine göre üçüncü kişi davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Daha sonra haciz ihbarnamesinin iptal edilmesi halinde menfi tespit davası konusuz kalır. Bu durumda, konusu kalmayan menfi tespit davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulup yargılama gideri vekalet ücreti ve tazminat talebi yönünden dava tarihindeki haklılık durumu gözetilmelidir. Mahkemece bu yönlerin gözetilmemesi isabetsiz ise de temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır....
Şubesine İİK'nun 89/1 maddesi uyarınca 1. haciz ihbarnamesinin Alo post ile gönderildiğini, aynı gün bu haciz ihbarnamesinin fakslandığını, 26.04.2007 tarihinde alo posta tebliğ edildiği halde aynı gün borçlu hesabında bulunan ....000 EURO nun yine borçlunun ... ...Ticari Krediler Şubesine gönderildiğini, 26.04.2007 tarihinde ... ...Ticari Krediler Şubesine de İİK'nun 89/1 uyarınca haciz ihbarnamesinin Alo post ile gönderildiğini ve fakslandığını, 27.04.2007 tarihinde haciz ihbarnamesi elden götürüldüğünde ise 26.04.2007 tarihi saat:....37 de paranın borçluya ödendiğini öğrendiklerini, davalı bankanın haciz ihbarnamesine rağmen borçluya ödeme yaparak müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.000 EURO 'nun 26.04.2007 ödeme tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, İİK'nun 89/4 maddesi uyarınca görevli mahkemenin ......
Müdürlüğünün 2005/557 Esas sayılı dosyası ile borçlu ......aleyhinde ...... takibi yaptığını; takibin kesinleşmesi üzerine, borçlunun kendisinde alacağı olduğundan bahisle 1.haciz ihbarnamesi gönderildiğini; ancak, haciz ihbarnamesinin kendi adresine değil de borçlunun adresine gönderildiğini, tebligat yapılan bu adresle hiçbir bağlantısının olmadığını, kendisinin ......'da değil ...-......'da ikamet ettiğini; hal böyle iken, ikinci haciz ihbarnamesinin de aynı adrese gönderilerek, bu takip sebebiyle borçlunun kendisinde borç miktarı kadar alacağı varsayılarak, bu alacak nedeniyle ... İli ...... İlçesinde bulunan gayrimenkullerine haciz konulduğunu; taşınmazına haciz konulduğunu tapuda 29.12.2010 tarihinde başka bir işlem için gittiğinde öğrendiğini, yapılan haczin iptali gerektiğini iddia ederek; kendisinin borçlu ......'e ve alacaklı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, duruşmaya katılmamış, bir cevapda vermemiştir....
Kaldı ki haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle davalı ile borçlu arasındaki akdi ilişkinin devam ettiği, borçlunun akdi ilişkiye göre tüm edimlerini yerine getirerek hak edişlerden kesilen teminatların haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibariyle istenilebilir hale gelmediği anlaşılmaktadır....
İcra müdürlüğünün 2019/8721 Esas sayılı dosyasında 3. kişi T1 gönderilen 2. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 18/11/2020 olarak düzeltilmesine, 3. kişi T1 gönderilen 3. haciz ihbarnamesinin iptaline, 3. kişinin borçlu kaydının silinerek uygulanan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir....
Mahkemece; davaya konu icra dosyası kapsamında davacı yanca birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilmesine rağmen davalı yanca davacı bankaya üçüncü haciz ihbarnamesinin gönderildiği, yargılama sırasında haciz ihbarnamelerinin davalı istemi üzerine fekkedildiği, böylece davanın konusuz kaldığından bahisle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ancak birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine itiraza rağmen üçüncü haciz ihbarnamesinin çıkarılması sonucu davalının dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davalı yanın yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; İİK 89.maddesi gereğince 2 ve 3.haciz ihbarnamelerinin 1.haciz ihbarnamesini tamamlayan nitelikte olduğu, icra müdürlüğü dosyasından davacı bankaya gönderilen 1,2,3. haciz ihbarnamelerindeki haciz miktarlarının birbirini tutmadığı, davacı bankanın zimmetinde sayılan miktarın 1.haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih olan 15/04/2009 tarihi itibariyle 1,00 TL olduğu, davacı bankanın takip borçlusunun ilerde doğması muhtemel hak ve alacaklarına haciz koymak zorunda olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının icra takip dosyası nedeniyle 25.154,61 TL borçlu olmadığının tespitine, red edilen 1,00 TL asıl alacak için % 40 davalı lehine tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....