Yine dava konusu çeklerin--- çek Tasfiye Halinde-----tarafından --- şubesinde --- tarihinde takas aracılığı ile karşılıksız işlemi gördüğü ve davacı vekili tarafından ----- sayılı dosyası ile istirdat davası açıldığı",--- çekin --- tarafından,-- tarihinde --- tarihli ve --- müşteri hesap numarası ile mahkememize gönderildiği ve davacı vekili tarafından ----sayılı dosyası ile istirdat davası açıldığı,---- çekin --- şubesi müşterisi olan---- firması tarafından --- tarihinde çekin ait olduğu bankaya elektronik ortamda ibraz edildiği ve davacı vekili tarafından mahkememizin --- sayılı dosyası ile istirdat davası açıldığı--- çekin ---- tarihinde --- ibraz edildiği, -- kod ile (karşılıksız) iadesi oluştuğu ve davacı vekili tarafından --------- sayılı dosyası ile İstirdat davası açıldığı anlaşılmıştır Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu çeklerin bankaya ibraz edildiği ve hamiline karşı istirdat davası açıldığı yine dava konusu -----çek yönünden dosyamızın tefrik edildiği...
Asliye Hukuk Mahkemesince; davanın kapıcı dairesi olarak tahsis edilen taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkin olduğu, dosya içeriğine göre dava konusu taşınmazda kat irtifakının kurulu olduğu, çekişmeli yerin ortak alan olan kapıcı dairesi olduğu, dolayısıyla uyuşmazlıkta 634 sayılı yasa hükümlerinin uygulanacağı, aynı yasanın Ek 1.maddesinde "Bu kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir." düzenlemesine yer verildiği, ortak alanın kullanılmamasından kaynaklı zararın (ecrimisil) giderilmesinin 634 sayılı yasa kapsamında kaldığı, görevli mahkemenin Afyonkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesi'nde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Afyonkarahisar 2....
Ve 2018/ 737 K. sayılı dosyası ile davanın kabulüne karar verildiğini, açılan menfi tespit davasının sonuçlanması üzerine istirdat davası açıldığını, hak düşürücü sürenin aşılmış olması sebebi ile davanın reddine karar verildiğini, dava dosyası incelenecek olursa dava kesinleştikten sonra süresi içerisinde istirdat davası açıldığını, menfi tespit davası ve istirdat davasının amacı aynı olduğundan, borçlu açtığı menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcu ödemek zorunda kalırsa, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşeceğini, (İİK md. 72) ayrıca menfi tespit davası kesinleşmeden borç ödenirse istirdat davası açılabileceğini, bu durumda İİK Md. 72' deki hak düşürücü sürenin uygulanmayacağını, ödeme yapıldığı hususu da davacı şirketçe öğrenildiğinin akabinde hemen arabuluculuk yoluna başvurulup eldeki davanın açıldığını belirterek; istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep...
Dava, elektrik aboneliğinden kaynaklı istirdat davası olup, Hakimler ve Savcılar Kurulunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri İş Bölümü ile ilgili 01.09.2020 tarihinden itibaren geçerli İş Bölümü Kararı uyarınca, 18.Hukuk Dairesinin görevine giren dava ve uyuşmazlıkların 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun ile 6098 s.TBK'nın 2.Kısmında düzenlenen ve diğer dairelerin görev alanında kalmayan dava ve işlere bakmakla görevli olması nedeniyle, dava konusu uyuşmazlıkta HSK'nın İş Bölümü Kararı hükümleri uyarınca, istinaf inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine aittir. Bu itibarla, HMK. m. 352 uyarınca Dairemizin görevsizliğine ve dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar vermek gerektiği kanaatine oybirliğiyle varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233) Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146)....
İcra Müdürlüğünün ...... esas sayılı dosyasıyla alacaklı ...... A.Ş tarafından icra takibine konu edildiğinin öğrenildiğini, zayi edilen çekin ortaya çıktığını, çek ile ilgili olarak istirdat davası açılacağını, başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasına ve çek hesap sahibinin çek bedelini ödemesi için tevdi mahalli tayin edilmesini talep etmiştir. Mahkememizce davaya konu çekin icra takibine konulduğu anlaşılmakla takibin durdurulması ve tevdi mahalli tayini talebinin reddine, davacı vekiline davaya konu çek bakımından istirdat davası açılması için 2 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiştir. Davacı vekiline çeki ibraz eden ....... A.Ş'ye karşı istirdat davası açılması için verilen kesin süre içerisinde istirdat davası açılmamış veya mahkememize istirdat davası açıldığına dair yazılı bir beyanda bulunulmamıştır. Tüm dosya kapsamı ve yapılan yargılama neticesinde zayi nedeniyle iptali talep edilen çekin İstanbul .........
Davacı vekilinin talebi üzerine ... hakkında istirdat davası açması için süre verilmiş, davacı vekilince süresi içerisinde İstanbul Anadolu ...Asliye Ticaret Mahkemesinin... esas sayılı dosyası ile İstirdat davası açılmış, İstanbul ...Asliye Ticaret Mahkemesinin... esas sayılı dosyanın bir örneği Uyap üzerinden celp edilerek dosya arasına alınmıştır. ... vekili tarafından Uyap üzerinden gönderilen 06/06/2023 tarihli dilekçede özetle; davacı tarafından ziyaı nedeniyle iptali istenilen çekin müvekkili uhdesinde bulunduğunu, davacı tarafça da istirdat davası ikame edildiğini, bu nedenle mahkemeniz dosyasında ikame edilen kıymetli evrakın ziyaı davasının konusuz kaldığını belirterek konusuz kalan dava yönünden karara verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiştir....
Başka bir anlatımla borcun ödenmesi üzerine menfi tespit davası kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşür. Ancak, mahkemece belirtilen yasa kuralı gözetilmeden menfi tespite karar verilip istirdat yönünde bir hüküm kurulmaması ve menfi tespit davasının da davacı lehine sonuçlanıp, kesinleşmesi halinde ayrı bir istirdat davası açılması mümkün olup, daha önce verilip kesinleşen menfi tespit ilamı, istirdat davasında kesin delil (HUMK.nun 295/1 md.) teşkil eder.Bu durumda istirdat davası, borcunda tamamen ödenmesinden itibaren bir yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra açılmış olsa bile (İİK.md.72/7’ye göre) süre aşımından dolayı reddedilmez; çünkü, bu istirdat davası ayrı görülse bile daha önce sonuçlanmış olan ve İİK.nun 72/6.maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir....
Öte yandan, borçlunun menfi tespit davası açmış olması halinde, bu dava sırasında ihtiyati tedbir kararı verilmemesi nedeniyle borç alacaklıya ödenmiş olursa, artık menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (İİK.m.72/VI). İstirdat davası, İcra ve İflas Kanununda düzenlenmiş olmasına rağmen, uyuşmazlığı maddi hukuk bakımından sona erdirme amacına yönelik bir davadır. İstirdat davası, normal bir eda davası olup, bununla icra takibi sırasında sebepsiz olarak ödendiği iddia edilen paranın geri verilmesi istenir. İstirdat davasının biri takip hukukuna, diğeri maddi hukuka ilişkin olmak üzere iki şartı vardır. İstirdat davası açılması için ilk şart, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olmasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senedinden kaynaklı istirdat ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda, davacı tarafından kaybedilen ve davalının eline geçen çekler uyarınca TTK'nun 792. maddesi kapsamında alacak ve istirdat istemiyle dava açıldığı ihtilafsızdır. Dava tarihi itibariyle 7441 sayılı Yasa'nın henüz yürürlüğe girmediği belirgindir. Yargıtay 11. HD'nin 10/02/2020 tarih ve 2019/3048 Esas, 2020/1093 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere TTK'nun 792. maddesi kapsamında açılan çek istirdadı davasında arabuluculuğa başvurmak dava şartı değildir....