Bankasından gelen yazı uyarınca çekin ibraz edildiği ve ibraz eden kişinin ... adlı kişi olduğunun bildirildiğini, Mahkemenin buna nazaran davacı vekiline çeki ibraz ettiği bildirilen kişiye karşı istirdat davası açması için iki haftalık kesin süre verdiğini, o dönem dosya vekili tarafından ilgili süre içinde bu kişiye karşı istirdat davası açılmamış olduğundan Mahkemenin gerekçeli kararında buna dayanarak; "... Bankası'nın 24/08/2023 tarihli cevabi yazısı ile davanın konusu olan çekin ibraz edildiği bildirildiği, bu hususta davacı vekiline çeki ibraz ettiği bildirilen kişiye karşı istirdat davası açması için iki haftalık kesin süre verildiği fakat davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde dava açılmadığı görülmüştür." demek suretiyle adeta iki çek de ibraz edilmiş ve ibraz eden kişi belliymiş ve fakat verilen sürede istirdat davası açılmamış şeklinde karar verdiğini; İkinci çek olarak belirtilen çekin, ......
TC nolu ... tarafından ibraz edildiği belirtilmiş olup, mahkememizin 25/10/2022, 24/01/2023 VE 11/07/2023 tarihli oturumlarında davacı vekiline istirdat davası açması için kesin süre verilmiş, kesin süre içinde ibraz edene karşı istirdat davası açılmadığı takdirde davanın reddine karar verileceğinin ve ödeme yasağının kaldırılmasına karar verileceği hususları ihtar edilmiştir....
Menfi tespit davasının ise 29.04.2010 tarihinde açıldığı görülmekle, İİK’nun 72 maddesindeki “Borçlu, menfi tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” hükmüne göre davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bunun için borçlunun ayrıca bir talepte bulunması gerekmediği gibi, borcun ödendiğini öğrenen mahkemenin kendiliğinden (re’sen) davaya istirdat davası olarak devam etmesi kanunun -başka bir seçenek bırakmayan- amir hükmü gereğidir. Ödemeye rağmen davacı, uyuşmazlığın menfi tespit hükümlerine göre sonuçlandırılmasını talep etmesi halinde ise; mahkemenin kanunun amir hükmü gereğince davaya istirdat davası olarak bakmaya devam edeceğini taraflara açıklaması, buna rağmen davacının talebinde ısrar etmesi halinde, menfi tespit talebinin “hukuki yarar” yokluğu nedeniyle reddi yoluna gitmesi kanunun amaç ve ruhuna daha da uygun düşecektir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/139 KARAR NO: 2023/427 DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 03/04/2019 KARAR TARİHİ: 23/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;----- tarihli dilekçe ile meşru hamil iddiasyıla------ dosyası ile çek iptal davası açıldığnıı, mahkemece bu çekler hakkında ödemeden men kararı verildiğini, ------- bedelli çekin süresinde bankaya ibraz edildiği ve karşlığının bulunmadığı, mahkeme kararı gereği ödeme yasığına ilişkin şerh konulduğunu, alacaklarına kavuşamadıklarından bahisle istirdat davası açıldığını, ----- dosyasından çek iptal konulu dosyasının -------tarihli celsesinde özetle ---- nomaralı çeklerin ----- tarafından takasa sunulduğunun bildirildiğini, istirdat davası açılmasına rağmen çek istirdat davası açma sorumluluğunun taraflarına yüklenmesi için meşru hamil olduğun iddia eden kişilerce çeklerin mahkemeye sunulması gerektiğini...
Celsesinde davacı vekilinden soruldu kısmına "Mahkemenizce yetkisizlik kararı verildiği duruşmada tedbirin kaldırılmasına karar verildiğinden davalı kurumca kesinti yapıldığını, bu nedenle dava istirdat davasına dönüştüğünü, kesinti tarihinden tarihinden itibaren faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini, aynı celsenin 2 nolu ara kararında "dava konusu alacak ile ilgili olarak kesinti yapılmış olmakla, teminat mektubunu davacı tarafa iadesine ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesine" şeklinde karar verildiğini, mahkemenin hüküm kısmında "Davacının davasının kabulü ile, davacının, 88973858/SHS-2/15.776.493 sayılı işleme konu 3.524,99 TL reçete bedeli ile 35.249,90 TL cezai şart toplamı olan 38.774,89 TL borçlu olmadığının tespitine" şeklinde karar verildiğini, verilen kararın eksik olduğunu, şöyle ki; dava istirdat davası şeklinde devam ederken hükmün muarazanın men'i, menfi tespite göre kurulduğunu, istirdat davası şeklinde görülerek müvekkilden kesinti yapılan toplam 44.165,70...
----Esas sayılı dosyasından dolayı müvekkilinin davalı ---- borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline, iş bu dava devam ederken çekler haciz baskısı altında müvekkillerince ödenir ise davaya istirdat davası olarak devam edilmesine, davalılardan --- 15.11.2017 keşide tarihli, ---no'lu, 40.000 TL bedelli çeke istinaden ---. İcra Müd....
Mahkemece uyuşmazlığın 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından kaynaklanmayıp, genel hükümlere göre açılmış alacak davası olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK'nın 2/1. maddesinde de “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verildiğinden, mahkememizin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alacak istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacının zarara ilişkin edimin kat malikleri adına site yönetimince meydana getirildiği, yine yapılacak yargılama sonucu sorumluluk bulunması halinde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerince neticede kat maliklerinden bu zararın tahsili istenebileceği gözetildiğinde davacının davasının genel hükümler değil, Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklı olduğunun kabulü gerekmektedir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; eldeki davanın istirdat değil istihkak davası olarak icra mahkemelerinde açılması gerektiğini, tarafların tacir olduklarını, davacının takip borçlusu ile organik bağı olduğunu, istihkak davasını süresi içinde açmadığından borcu ikrar ettiğinin kabulü gerekeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; Ankara ...İcra Dairesi'nin ... esas sayılı dosyasın sayılı takibin alacaklısı aleyhine takip borçlusu olmayan davacının istirdat istemine ilişkindir. Davaya konu takip dosyasına göre davacı, takip borçlusu değildir. İİK 72/7 maddesinin açık hükmüne göre, sadece borçlular (aleyhlerine icra takibine başlanılmış olanlar) istirdat davası açabilir. Bu davalar, geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında cebri icra tehdidi altında ödenmiş olması şartları altında açılabilir ayrıca davacı-borçlu taraf, borçlu olmadığı bir parayı ödemek zorunda bırakılmış olmalıdır....
Dava konusu çekin ilgili banka şubesine ibraz edilmiş olması nedeniyle davacı vekiline çek hamillerine karşı istirdat davası açmak üzere kesin süre verildiği, buna ilişkin tebligatın 11/12/2022 tarihinde yapılmasına rağmen istirdat davası açılmadığı ve açılmasını gerektiren bir husus bulunmadığına dair beyan dilekçesi sunulduğu görülmüştür. Dava, zayi nedeniyle çek iptali istemine ilişkin olup, bu davalar, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardandır. Yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmeli, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığı, istirdat davası açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmalıdır. Nitekim TTK sistematiği ve Yargıtay içtihatları da bu yöndedir....
Aleyhine istirdat davası açmak üzere süre verilmiş, talep eden vekili Antalya ... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esasında istirdat davası açtıklarını bildirmiştir. Mahkememizce bu çekle ilgili olarak dosya tefrik edilmiş ve yukarıdaki esasa kaydedilmiştir. TTK'nın 757.maddesi uyarınca yapılan değerlendirmede; iptal kararı verilebilmesi için çekin hamilin iradesi dışında elinden çıkmış olması, çeki ele geçiren kişinin bilinmemesi, yapılan ilana rağmen çekin ortaya çıkmamış olması gerekir. Dava konusu ... tarihli, ......