"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle ;dava 6183 Sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu,bu tür davaların dinlenebilmesi için kesinleşmiş ve ödenmemiş bir kamu veya kurum alacağının bulunması, kesinleşen kamu veya kurum alacağı için tahsil idaresince yapılan icra takibinin kesinleşmiş olmasının gerektiği, somut olayda, davacı idare tarafından davalı borçlu hakkında başlatılan 12.6.2007 tarihli inceleme emrine istinaden 12.9.2007 tarihli vergi denetmeni Seyfettin Ekin tarafından hazırlanan inceleme raporları gereğince davacı idare tarafından 27.10.2007 tarihli tahakkuk fişlerinin...
Mahkemece, davalı ...’ın dava konut taşınmazı satın alırken 100.000,00 TL konut kredisi aldığı,satışın kamu alacağının tahsilini imkansız hale getirmek için muvazaalı yapıldığının ispatlanmadığından ve borçlunun bir başka taşınmazının da bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesi gereğince üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile, eşeler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın)hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Somut olayda üçüncü kişi ...‘ın dosya içeriğinden kamu borçlusu ...’nın kayın biraderi yani eşinin kardeşi olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde davalılar arasındaki tasarruf ivazlı veya raiç bedel üzerinden olsa bile bağış niteliğinde olup davacı alacaklıya karşı geçersizdir....
Dava 6183 sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yasanın 25. maddesi ile İİK 282/2 maddesine göre bu tür davalar, borçlu ve onunla hukuki muamelelerde bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıların aleyhine veya kötüniyetli 3. kişiler aleyhine açılır. ../.. Davacı tarafından davalı bankanın borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastını bildiğini veya bilebilecek kişilerden olduğunu ispatlayamamasına, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı harçlar yasasının 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 21.4.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında karar harcı ile vekalet ücretinin takibe konu alacak ile çekişmeli tasarrufun değerinden hangisi az ise o miktar üzerinden takdir edilmesi gerekir. Somut olayda davacı tarafın alacak miktarının 107.100.00 TL., davaya konu taşınmazların tasarruf tarihindeki gerçek değerlerinin ise 156.090.00 TL. olduğu belirlenmiştir....
Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamından davacının alacağının prim alacağına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.5510 sayılı Yasa'nın 88.maddesinin 16.fıkrasında "Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51., 102. ve 106. maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.." aynı maddenin 19.fıkrasında da "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı birimin bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir" denilmektedir. (506 sayılı Yasa'nın 80/7) Anılan Yasa'nın 101.maddesinde de aynı yönde bir düzenleme ile "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulamasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" hükmü yer almaktadır.(506 sayılı Yasa'nın...
Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Mahkemece, bozmadan sonra davacı idareden davalı borçlu...’nın tasarruf tarihi olan 02.09.2010 dönemine ait vergi borcu sorulmuş, davacı idare asıl borçlu şirketin borcunu dikkate alarak 70.020,61 TL borç bildiriminde bulunmuş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamıştır. Dosya içerisinde mevcut ödeme emri ve haciz tutanaklarına göre, davacı alacaklı vergi idaresi tarafından borçlu... aleyhine asıl borçlu dava dışı ... Ltd.Şti yöneticisi olması sıfatı ile 6183 sayalı Yasa’nın mükerrer 35.maddesine göre takip yaptığı ve yönetici olduğu dönemde dikkate alınarak 2010/12 dönem ve 2011/6 dönemlerine ilişkin borçla ilgili bildirimlerin yapıldığı görülmektedir....
Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel sağlık Sigortası Kanunun 88/19 maddesi uyarınca kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Somut olayda davacı kurumun alacağı prim borcundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda iş mahkemesi görevli olduğundan mahkemece davanın esasına girilerek tarafların delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu görevsizlik kararı verilmiş olması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 11.1.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali ya da BK 18. (TBK m.19) kapsamında açılmış iptal davası olması halinde dahi davacı alacağının iptali istenen borçlu tasarrufundan sonra doğmuş olduğunun anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 0,90 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 22.9.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nun 278 ve devamı maddelerine göre açılan iptal davasından maksat 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı borçlunun borcun doğumundan sonra yaptığı tasarrufların butlanına hükmettirmektir. Bu nedenle, borcun tasarruf tarihinden önce doğmuş olması davanın dinlenebilmesi için ön koşuldur. Somut olayda, 2 adet takip dosyası yönünden dava açılmış, 2009/352 ve 2009/353 sayılı takip dosyalarındaki borç 25.06.2007 tarihlerinde düzenlenmiş bonolardan kaynaklanmıştır. Ancak, davacı alacaklı, bonoların düzenlenme tarihinden önce cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağı olduğu ve bunlar ödenmeyince takip dayanağı bonoların sonradan düzenlendiğini, ileri sürmüştür....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde; borçlunun vergi idaresine verdiği 15.10.2009 tarihli dilekçede, satışın muvazaalı olduğunu belirttiği, Bakırköy 6.Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/117 esas ve 2015/399 karar sayılı dosyasında bu durumun sabit olduğunu belirterek, mahkeme kararının bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369, 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun'un 24 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....