ne devrettğini ileri sürerek temliklere tasarrufun İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak iptalini talep etmiştir. Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde haksız açılan davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dosya içeriğindeki bilgilerden, davalılar arasındaki temlik alacağının gerçek olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nin ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile tasarrufun iptali davaları mutlak ticari dava niteliğinde olmayıp şahsi nitelikte ve borçlunun tasarruflarına yönelik bulunduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevine girmektedir. Öte yandan 01/07/2012 tarihinden itibaren açılan davalarda artık asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki işbölümü değil görev ilişkisidir....
iptali istemine ilişkindir. 136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370/2 md....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan bozma ilamında, davanın 6183 sayılı Kanun’un 24 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu aynı Kanun’un 26. maddesinde 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkur maddelere istinaden dava açılamayacağı hükmüne de yer verildiği bu maddede belirtilen sürenin hak düşürücü süre olduğu ve Mahkemece resen nazara alınması gerektiği somut olayda davalı borçlunun tasarrufu 28/03/2001 tarihinde yaptığı, davanın 27/02/2007 tarihinde açıldığı bu durumda hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu nazara alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı hususuna...
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davalı ... tarafından yapılan dava konusu tasarrufların iptali ile dava konusu taşınmazlar ve şirket hissesi hakkında davacı vekilinin dava dilekçesinde gösterdiği vergi borcu miktarı olan 4.133.479,00 TL ile sınırlı olmak üzere haciz ve cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı ..., ... ve ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 Sayılı AATUHK’nun 24 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....
Mahkemece,davacı idare tarafından gönderilen 19.07.2006 tarihli ödeme emrinin iptali için dava açıldığı,... 2.İdare mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasından ödeme emirinin iptaline karar verilerek kesinleştiği buna göre 6183 sayılı Yasa kapsamında kesinleşmiş bir takipten ve buna bağlı olarak kesinleşmiş bir alacağın varlığından söz edilemeyeceğinden bahisle ön koşul yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu tür davalarını görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında kesinleşmiş bir takibin varlığı da gereklidir. Ancak dava koşullarındaki eksikliklerin yargılama sırasında tamamlanması mümkündür. Somut olayda davacı tarafından borçlu ... hakkında takip yapılmış ilk çıkırtılan 19.07.2006 tarihli ödeme emri iptal edilmiş isede aynı takip dosaysından bu kez 08.06.2015 tarihli ödeme emri tebliğ edilmiştir....
ya satıldığını, borçlunun 2.1.2011 tarihinde öldüğünü, mirasçıları olarak borcu yapılandırdıklarını ve altıncı taksidi ödediklerini, davanın konusuz kaldığını belirterek davanını reddini istemiştir. Diğer dahili davalılar savunma yapmamıştır. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, yargılama sırasında çıkan vergi barışına hasren ...'un mirasçıları davacı ile anlaşma yaparak bu şahsın borcunu taksitlendirdiği ve buna dayalı olarak altıncı taksidin ödendiği, bu durumda alacaklı ve borçlu arasında yeni bir süreç başladığı bu durumda davanın konusuz kaldığı ğgerekçesiyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında, HUMK'nun 9 ve devamı maddelerinde düzenlenen yetki kuralları geçerlidir. İptal davaları aynî hakka değil, kişisel hakka dayanan davalardır. Bu nedenle davanın konusu taşınmaz olsa bile, taşınmazlara ilişkin kesin yetki kurallarını düzenleyen HUMK'nun 13. maddesi hükmü bu davalarda uygulanmaz. Ayrıca davalıların icra takiplerinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiş olmalarının bu davada yetki itirazında bulunamayacakları anlamına gelemeyeceğine ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 15.60.-TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 5.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmasına, davalı borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olmasına, borçlu ile davalı ......nin enişte-baldız olması, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunması nedeniyle dava konusu tasarrufun 6183 Sayılı AATUHK'nun 28/1-2 ve 30.maddeye göre iptale tabi bulunmasına göre davalılar ........ ve ...... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmünü içermektedir....
Mahkemece davalıların baba oğul olmaları nedeniyle davanın kabulüne ve yapılan tasarrufun satış tarihi itibariyle muaccel hale gelen 468.799.28 YTL. tutarındaki vergi alacağı ve ferileri ile sınırlı olarak iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece davalıların baba oğul olmaları nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Davalılar, takibin dayanağı vergi borcunun, davalı borçlu ...’ye ait olan ve alacaklı davacıya teminat olarak verilen taşınmazın satışı suretiyle kapatılmış olduğunu savunmuşlardır. Dosyada bulunan Mecidiyeköy vergi dairesinin 29.07.2005 tarihli yazısından davalı borçlu ...’ye ait 1548 ada, 23 parsel sayılı taşınmazın borcu nedeniyle satılmış olduğu anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 24 ve devamı maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....