WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle tasarrufun iptali davalarında ihtiyati tedbir talebinde bulunulsa dahi bu istemin ihtiyati haciz talebi olarak (İİK.md.281) değerlendirilmesi gerektiği açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra tasarrufun iptali davasının asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirgin hale gelmiş olup, 01.07.2012 tarihinden itibaren açılan davalara görevli mahkeme olarak asliye hukuk mahkemesince bakılacağı açıklığa kavuşmuştur. Somut olayda 03.09.2012 tarihinde İİK.nun 277. ve devamı maddelerine dayanılarak eldeki dava açılmış ve İİK.nun 281. maddesi uyarınca ihtiyati haciz talebinde bulunulmuştur. Mahkemece ihtiyati haciz talebi reddedildikten sonra, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Görev konusu re'sen gözetilecek hususlardan olup, mahkemece verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya uygundur....

    Ancak dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir....

      in eşi olmasına 6183 Sayılı Kanunun 28 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, dava konusu taşınmazın davalı Mukkaddes'e devrine ilişkin tasarrufun davalı borçlunun tasarruf tarihindeki vergi borcu da dikkate alınarak 62.373,59 TL üzerinden davanın kabulüne fazlaya ilişkin talebin ise tasarrufun yapıldığı tarihteki borç miktarı göz önünde tutularak reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışında yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Yasa’ya dayalı olarak açılan tasarurfun iptali davaları da İİK’nun genel hükümlerine göre açılan tasarrufun ipali davaları gibi, tasarurfun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması ve amme borçlusu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması gerekir. Ancak borcun doğumu takibin kesinleşme tarihi değil takibe konulan vergi borcunun yasal olarak ödenmesi gereken zamandır. Somut olayda, davalı borçlu şirket hakkındaki 2008 yılında doğan vergi borçları ile ilgili olarak 20.09.2008 tarihinde takibe geçilmiş, ödeme emri 29.06.2009 tarihinde tebliğ edilerek takip kesinleşmiştir. İptali istenilen tasarruf ise borcun doğmundan sonra 11.02.2009 tarihinde gerçekleşmiştir....

          Yeni olup, dava konusu ... plakalı aracın davalı borçludan kimlere devredildiğinin tespiti yapılmaksızın, davalı borçlu ve diğer tasarrufun muhatabı olana kişilere dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilerek öncelikle taraf teşkili sağlanmadan ve sonrasında da toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali şartları oluşup oluşmadığı değerlendirilmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca davacı Maliye Bakanlığı'ndan harç alınmamasına, 27/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TASARRUFUN İPTALİ -KARAR- 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40. ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18. maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, TBK 19 ve İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 4. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, dosyanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 16/06/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı tarafından davalı 4.kişi ...'nun kötüniyetli olduğunun ispatlanamamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava konusu 9.1.2012 tarihli tasarruf borçlu ile davalı 3.kişi ........'nın anne-kız olması nedeniyle 6183 Sayılı AATUHK'nun 28/1-2 ve 30.maddeler gereğince iptale tabi olup borçlu ile 3.kişi arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan davalı borçlu ... yönünden de davanın kabulüne 9.1.2012 tarihli tasarrufun iptaline,davalı Hurmiye Aşçı hakkındaki dava bedele dönüştüğünden 189.379 TL tazminatın davalı.......'...

                nın kötüniyetli olduğunun ispatlanamamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirilmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir. 6183 Sayılı AATÜHK'nin 24 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, amme borçlusunun bu kanunun 27, 28, 29 ve 30.maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali ile alacaklının alacağının tahsilini sağlamaktır....

                  Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu Ek tahakkukun henüz kesinleşmediği, tasarrufun iptali davasının haklı görülebilmesi için malı satan davalı şirketin mal kaçırma amacı olsa dahi satın alan davalının da bu durumu bilmesi veya bilebilecek durumda olmasının gerektiği, davacı tarafça buna ilişkin herhangi bir delilin ileri sürülmediği, yemin teklif etme hakkı hatırlatılmasına rağmen, yemin teklifi hakkının kullanılmayacağının belirtilmesi gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATUHK'nın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun istemine ilişkindir. Anılan mad- dede bu davanın amacının amme borçlusunun bu Kanunun 27, 28, 29 ve 30. maddelerde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptaline karar vermek olduğu açıklanmıştır. Bu tür davaların dinlenebilme koşullarından biri de borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olmasıdır....

                    Hazinesi yönünden aciz belgesinin aranmayacağının da yerleşmiş Yargıtay uygulaması haline gelmiş olmasına, davacı alacağının miktarına, borçluya ait taşınmazlar üzerindeki kısıtlamalara ve davacı alacağından önce konulmuş hacizlere nazaran borçluların aciz halinin gerçekleştiğinin de anlaşılmasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalılar ...’nın temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Tasarrufların iptaline karar verilirken satışların yapıldığı sırada davacı alacağının doğmuş ve (sonra bile olsa) kesinleşmiş amme alacağı miktarları tespit edildikten sonra bu miktarlara göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gibi davacının alacak miktarı ile takip dosyası belirtilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. 3-Davalılar ...’in temyiz itirazlarının incelenmesinde, dava 6183 sayılı Kanun’un 24 vd maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu