"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 6183 sayılı Kanunun 66. maddesine dayalı olarak istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılması isteğine ilişkin olup; hüküm Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 07.05.2013 tarihli 2013/75 Esas, 2013/6472 sayılı Kararına uyularak kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava; davalı Hazine tarafından 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun uyarınca yapılan takip sonucunda haczedilen ve davacı ...'ın mülkiyetinde bulunan evin meskeniyet iddiasıyla haczedilemeyeceğinin tespitine ve dolayısıyla haczin kaldırılmasına ilişkindir. Dava, tahsil dairesinin uyguladığı haczin şikayet yoluyla kaldırılması amacıyla açıldığından ve istihkak iddiası da sözkonusu olmadığından davanın Vergi Mahkemesince çözümlenmesi gerekir. Bu durumda davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek sonuçlandırılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....
No:26 Kuşadası- AYDIN” adresinde bulunan Holiday & Leisure Club adlı tesise hacze gelindiğini, haciz sırasında müvekkili şirketin istihkak iddiasında bulunduğunu ve icra müdürlüğü tarafından İİK 99. maddeye göre karar verildiğini, dava açma külfeti kendisine yüklenen davalı tarafın istihkak iddiasının reddi davası açtığını, açılan davanın iki kez istinaf incelemesinden geçtiğini, en son İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 12....
nin 04.08.2014-20.10.2014 tarihleri arasında bu işyerinden bildiriminin bulunduğu ancak tebliğin yapıldığı 2013 yılı 7.ayda bu işyerinde çalışmasının bulunmadığı, devamla 19.07.2013 tarih, ... sayılı yazı ile 2012/10743 takip numaralı ödeme emrinin davacıya işyeri adresinde 25/07/2013 tarihinde bizzat tebliğ edildiği tebliğ edilen ödeme emrinde “işbu ödeme emri ... aleyhine tarafınıza gönderilen 20.06.2013 tarihli ... sayılı istihkak hak ve alacak haciz bildirimize karşın borçlunun alacaklarına haciz konmaması ve haciz yazımıza 7 gün içerisinde cevap verilmemesi nedeniyle 5510 ve 6183 sayılı kanun ilgili maddeleri gereği tarafınıza tanzim edilmiştir.” ihtarının mevcut olduğu davacının bizzat tebliğ aldığı bu ödeme emrine karşı herhangi bir itiraz etmediği veya dava açmadığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı yasa ile 7201 sayılı yasanın incelenmesi gerekmektedir....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 06.03.2007 gün ve 531-68 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 sayılı Yasa’nın 79. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine karşı borçlu olunmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Dairemiz 6183 sayılı Yasa’dan kaynaklanan istihkak davalarına bakmakla görevli olup, diğer uyuşmazlıklar konusunda görevli değildir. Uyuşmazlığın niteliği itibariyle doyanın temyiz incelemesi görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesi’ne aittir. Nevar ki, aynı Dairece’de görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Başkanlar Kurulu’na gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 20.12.2005 gün ve 253-302 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Davada, davalı köy muhtarlığının yetkisi olmadığı halde 6183 Sayılı Yasa’ya göre tahsil etmiş olduğu paranın istirdadı talep edilmekte olup taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığından istem sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanmaktadır. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 6183 Sayılı Yasa’dan kaynaklanan istihkak ve tasarrufun iptâli davalarına bakmakla görevlidir. Davanın bu niteliğine göre temyiz incelemesi yapma görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.06.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sayılı Kararı ile davanın kabulüne dair verilen kararın davalı İdare vekilinin temyiz istemi üzerine Dairenin 12.06.2012 tarih, 1955–7746 sayılı kararı ile onanmasına karar verilmiş olup süresi içerisinde davalı İdare vekili tarafından karar düzeltilmesi istenilmekle dosya incelendi gereği düşünüldü; - KARAR- 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı alacaklı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava 6183 sayılı Kanun’un 66. maddesi uyarınca üçüncü kişi tarafından açılan “istihkak” davası niteliğindedir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde: “…6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir. …” düzenlemesi yer almaktadır....
Açıklanan şartları taşıyan kamu borçlusunun kefili de 6183 sayılı Kanunun 57. Maddesinde yer alan “Kefil ve yabancı şahıs veya kurumların mümessilleri bu kanun hükümlerine göre ve aynen asıl borçluların tabi tutuldukları usullerle takip olunur.” Hükmü uyarınca asıl borçlunun tabi tutulduğu usullerde takip olunmalıdır. Bir başka deyişle; hakkında takibe geçilerek ödeme emri tebliğ edilmelidir. Eldeki davada, davacının kamu borçlusu dava dışı şirketin kuruma olan borçları nedeniyle kuruma karşı verdiği 22.05.2000 tarihli taahhütname ile 6183 sayılı Yasanın 11. ve 57. Maddeleri kapsamında ve 28.06.2000 tarihli muvafakatname ile de 6183 sayılı Yasanın 10 ve 56. Maddeleri kapsamında yükümlülük altına girdiği anlaşılmakta ise de, verilen muvafakatnamenin davaya konu olan taşınmaz dışındaki başka bir taşınmaza ilişkin olduğu, 6183 sayılı Yasanın 11. ve 57....
dan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ve fiilen kullandığını, daha sonra Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/391 Esas 302 Karar sayılı ilamı ile adına tesciline karar verildiğini, tapu idaresine gidildiğinde önceki malik ....'in vergi borcu nedeni ile haczedildiğini öğrendiklerini adına, taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiştir. Davalı ... idaresi vekili, davacının gayrimenkul satış vaadi sözleşmesini tapuya şerh vermediklerinden kendileri yönünden sonuç doğurmayacağını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davacı ile dava dışı .... arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh verilmediğinden üçüncü kişilere tesir etmeyeceğinden bahisle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasanın 66. maddesine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir....
aralarındaki istihkak davası hakkında Urla Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 27.03.2007 gün ve 302-165 sayılı hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, 6183 sayılı yasaya göre yapılan takipte istihkak iddiasına ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 15....