Bu Kanun hükmü uyarınca 19'ncu Hukuk Dairesinin görevleri "Mahkemelerden verilmiş iflas ve konkordatoya ilişkin hüküm ve kararları, İcra ve İflas Kanununun 142,151,235'nci maddelerine ilişkin davalar ve şikayetler sonunda verilen hüküm ve kararları, icra mahkemelerinden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 99'ncu maddesine göre verilen ihalenin feshine dair kararları" incelemektir. Uyuşmazlık, kaldırım yapımı ve düzenlemesinden kaynaklanmakta olup,tarafların sıfatına, uyuşmazlığın niteliğine göre Dairemezin görevleri içeresinde bulunmamaktadır. Dosyanın açıklanan bu niteliğinden dolayı görevli olan Yüksek 15'nci Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenleden dolayı dosyanın Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 09.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu Kanun hükmü uyarınca, 19’uncu Hukuk Dairesinin görevleri, “Mahkemelerden verilmiş iflâs ve konkordatoya ilişkin hüküm ve kararları, İcra ve İflâs Kanununun 142,151,235’inci maddelerine ilişkin davalar ve şikâyetler sonunda verilen hüküm ve kararları, icra mahkemelerinden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 99’uncu maddesine göre verilen ihalenin feshine dair kararları” incelemektir. İnceleme konusu ihtiyati hacze itiraz istemi, eser sözleşmesinden kaynaklandığından 19’uncu Hukuk Dairesinin görevi dışında kalmakta ve niteliği itibarıyla 15’inci Hukuk Dairesinin görev alanı içine girmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 15.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 02.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi'nin 06/11/2013 Tarih ve 2013/6868 E. 2013/6830 K.sayılı kararında da işaret edildiği üzere; ''Somut olayda, şikayetçi tarafça, bu hükme dayalı olarak fonun her türlü alacağının 6183 sayılı Yasa'ya tabi olduğu iddia edilmektedir. Oysa, doktrinde Yrd. Doç. Dr. Barış Bahçeci'nin Türkiye Barolar Birliği Dergisi'nin 2012(101)'de yayınlanan "TMSF'nin Özel Hukuktan Kaynaklı Alacaklarını Tahsilde Yetkisini Aşması Sorunu" konulu makalesinde de açıklandığı üzere; Türk İcra Hukuku, ikili bir ayrıma dayanmakta, özel hukuktan kaynaklı alacakların takip usulü 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, amme alacaklarının takip ve tahsil usulü ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'la düzenlenmektedir. 6183 sayılı Kanun'un kapsamını düzenleyen 1. maddesinde özel alacaklar ile amme alacakları ayrılmakta, 6183 sayılı Kanun'un sadece amme alacaklarının tahsilinde uygulanacağı ortaya konulmaktadır....
Olayda Vergi mahkemesince; 6183 sayılı Kanunun 1.maddesine göre hayali şirketler kurup hayali şahısları, çalışmış göstermek suretiyle alınan vergi iadelerinin haksız iktisaptan doğan amme alacağı niteliğinde kabul edilerek ödeme emri ile istenemiyeceğine karar verilmiştir. Hernekadar 6183 sayılı Kanunun 1.maddesinde haksız fiil ve haksız iktisap halleri bu kanun kapsamı dışında bırakılmış ise de; bu maddede sözü edilen haksız fiil ve haksız iktisap halleri Borçlar Kanununda düzenlenen müesseselerdir. haksız alındığı nedeniyle cezalı olarak istenen vergi iadesi ise 2978 sayılı özel kanun hükümlerine göre istenmiş olup bu kanunun 7.maddesi hükmünde sözü edilen alacağın 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği açık olarak öngörülmüştür. 2978 sayılı Kanun özel bir kanun olup genel kanun niteliğinde olan Borçlar kanunu ve 6183 sayılı Kanunun genel nitelikteki bu hususa iliş kin hükümlerine nazaran hukukun genel ilkelerine göre uygulama bakımından öncelik taşımaktadır....
İhalenin feshi istemi bir dava değil şikayet olup, ihalenin feshi yargılamasında paraya çevirme işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığının denetimi yapılmaktadır. Harçlar Kanunu 1 sayılı tarifenin 2/a maddesine göre şikayette maktu harç alınır. Oysa nisbi karar ve ilam harcının konusu parayla ölçülebilen davalar hakkında uygulama alanı bulmaktadır. 7343 sayılı Kanun öncesinde ihalenin feshi isteminde maktu harç geçerli idi. 7343 sayılı kanunla ihalenin feshi isteyecek kişilerin kategorilerine göre maktu veya nisbi harç yatırması gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan bu harcın yarısının peşin yatırılması gerektiği ihalenin feshi kararı verilmesi halinde başkasına yükletilmeksizin taleple birlikte iade edileceği, ancak ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde talep ileri sürülürken yarısı yatırılan nisbi harcın iade edilmeyeceği gibi kalan kısmında tahsil edileceği ifade edilmiştir....
İhale bedelinin, ihale konusu malın tahmini değerinin üzerinde satılması halinde, kural olarak, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunmadığı sonucuna varılabilir. Ancak her ihalenin feshi isteminin bu gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değildir. Örneğin, borçluya kıymet takdiri tebliğ edilmemiş veya borçlunun ihaleden önce süresi içinde usulüne uygun olarak ilgili hukuk mahkemesinde kıymet takdirine itiraz etmiş olması şartı ile malın tahmini değerinin düşük olduğu sebebiyle ihalenin feshi talep edilmiş ise, ihale bedelinin, tahmini bedelden yüksek bulunması, tek başına şikayetçinin ihale dolayısı ile zarara uğramadığını göstermeye yeterli değildir. Ayrıca ihalenin, Kanun'un emredici hükümlerine ve kamu düzenine aykırı olarak yapıldığı durumlarda, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte kişisel yararı olduğunu ispat edemese dahi, ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Bu hallerde ihalenin feshinde kamunun da yararı bulunmaktadır....
İhalenin feshi istemi bir dava değil şikayet olup, ihalenin feshi yargılamasında paraya çevirme işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığının denetimi yapılmaktadır. Harçlar Kanunu 1 sayılı tarifenin 2/a maddesine göre şikayette maktu harç alınır. Oysa nisbi karar ve ilam harcının konusu parayla ölçülebilen davalar hakkında uygulama alanı bulunmaktadır. 7343 sayılı Kanun öncesinde ihalenin feshi isteminde maktu harç geçerli idi. 7343 sayılı kanunla ihalenin feshi isteyecek kişilerin kategorilerine göre maktu veya nisbi harç yatırması gerektiği kabul edilmiştir. Öte yandan bu harcın yarısının peşin yatırılması gerektiği ihalenin feshi kararı verilmesi halinde başkasına yükletilmeksizin taleple birlikte iade edileceği, ancak ihalenin feshi talebinin reddedilmesi halinde talep ileri sürülürken yarısı yatırılan nisbi harcın iade edilmeyeceği gibi kalan kısmında tahsil edileceği ifade edilmiştir....
Somut olayda, şikayetçi tarafça, bu hükme dayalı olarak fonun her türlü alacağının 6183 sayılı Yasa'ya tabi olduğu iddia edilmektedir. Oysa, doktrinde Yrd. Doç. Dr. Barış Bahçeci'nin Türkiye Barolar Birliği Dergisi'nin 2012(101)'de yayınlanan "...'nin Özel Hukuktan Kaynaklı Alacaklarını Tahsilde Yetkisini Aşması Sorunu" konulu makalesinde de açıklandığı üzere; Türk İcra Hukuku, ikili bir ayrıma dayanmakta, özel hukuktan kaynaklı alacakların takip usulü 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu, amme alacaklarının takip ve tahsil usulü ise 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'la düzenlenmektedir. 6183 sayılı Kanun'un kapsamını düzenleyen 1. maddesinde özel alacaklar ile amme alacakları ayrılmakta, 6183 sayılı Kanun'un sadece amme alacaklarının tahsilinde uygulanacağı ortaya konulmaktadır. Kanun'a göre, özel alacak- amme alacağı ayrımında esas alınacak iki ölçüt bulunmaktadır....
Bu konudaki usul ile ilgililerin hak ve ödevleri 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'la düzenlenmiştir. (Turgut Candan; Açıklamalı A.A.T.U.H.K. Maliye ve Hukuk Yayınları, Mart 2007, s;3) 6183 sayılı Kanun, İcra ve İflas Kanunundaki belli özellik ve teknikleri bünyesinde toplamış ise de; bir hukuk dalı olarak Kamu Hukuku ve Mali Hukuk kapsamında olup, Kamu Hukuku ve Mali Hukukunun temel ilkelerine ve dolayısıyla "kıyas yasağı" na tabi bulunmaktadır. 6183 sayılı Kanunda hakkında hüküm bulunmayan durumlarda İcra İflas Kanunu hükümlerinin uygulanacağına ilişkin genel bir hüküm de bulunmamaktadır. Bu nedenle; açıkça atıf yapılan durumlar dışında (Örneğin; 6183 SK. m; 21, 100) İcra ve İflas Kanunu hükümleri uygulanamaz....
İHALENİN NETİCESİ VE FESHİİŞLEMDEN KALDIRMA VE DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASITEMYİZ EDİLEBİLEN KARARLAR 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 134 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 409 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 427 ] "İçtihat Metni" Erzincan Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/8/2004 tarih, 2004/36 Esas - 2004/607 Kararının temyizen tetkiki ve kanun yararına C.Başsavcılığına 26/7/2005 tarihinde yazılı emir yolu ile talep edilmiş ve bu işle ilgili dosya gönderilmiş olmakla incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü: Yargıtay C.Başsavcılığının yazılı emir yoluyla bozma istemine ilişkin olan Mahkeme kararı, ihalenin feshi iddiası ile ilgili şikayetin incelenmesi sonunda verilmiş olup, HUMK.nun 409/5. maddesi gereğince ve davanın açılmamış sayılması hakkındadır....