İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır....
Bundan başka menfi tespit davasının konusu borç (alacak davası) bir özel mahkemenin görevine girmekte ise, menfi tespit davası da o özel mahkemede görülür (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflas Kanunu, Ankara, 2017, s. 136 vd.). 2004 s....
mal teslim alamayan müvekkili şirketin ekonominin sıkıntılı olduğu bu dönemde ağır mağduriyetinin ortada olduğunu, davalı taraftan malların teslimi veya çeklerin iadesinin müvekkili tarafından talep edilmiş ancak çeklerin iadesini sağlayamayan davalı tarafın mal tesliminde de bulunmayacağını bildirdiğini, bu nedenlerle, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya ilgili çek sebebi ile borçlu olmadığının tespitine, keşidecisi müvekkili şirket olan ...Değirmendere Şubesi’ne ait, ... nolu, 60.000,00 TL bedelli 31/01/2019 vadeli çek ve ... nolu 60.000,00 TL bedelli 28/02/2019 vadeli çekin iptaline, istirdat hakkı ve tazminat hakkının saklı tutulmasına ve davanın istirdat davasına dönüşmesi halinde faize hükmedilmesine, ödenen çeklere ilişkin olarak istirdat ve vadesi gelmeyen diğer çekler için Menfi Tespit ve Çek İptali davası açma ve buna ilişkin tüm hakların saklı tutulmasına, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, yüzde kırk kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile tüm yargılama...
Davacı hakkında, 506 sayılı Yasa'nın 140. maddesinde öngörülen koşulların oluşması nedeniyle, idari para cezası tahakkuk ettirildiği, idari para cezasının anılan maddede belirtilen prosedür çerçevesinde kesinleştiği, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, idari para cezasının kesinleşmesinden sonra ve özellikle 6183 sayılı Yasa uyarınca borçluya gönderilen ödeme emrinden önce veya ödeme emrine yönelik bir itiraz olmaksızın, borçlu olmadığına ilişkin "menfi tespit" veya borcun ödenmesinden sonra "istirdat (geri alma) davası açılması durumunda sorunun çözümlenmesi noktasında toplanmaktadır. Davacı hakkında davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 140. maddesinde öngörülen yükümlülükleri yerine getirmemesi nedeniyle İdari para cezası tahakkuk ettirildiği, idari para cezasının 140. madde çerçevesinde sulh ceza mahkemesince de reddedilerek kesinleştiği, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....
Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (Halil Özdemir; T3 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101- 102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2014/976 Esas - 2020/390 Karar DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)-İstirdat DAVA TARİHİ: 25/09/2013 DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)-İstirdat DAVA TARİHİ: 10/04/2014 DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)|İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/04/2021 İstinafa konu uyuşmazlığın, İİK'nın 235. Maddesi uyarınca kayıt kabul davasına ilişkin olduğu; Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri ve Ceza Daireleri arasındaki iş bölümüne ilişkin; 02/09/2020 tarihli ve 36826 sayılı kararına göre; "2004 sayılı İİK'nın 235. maddesi uyarınca iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik şikâyet ve davalar (kayıt kabul, kayıt terkini davaları ile sıraya yönelik şikâyetler) sonunda verilen hüküm ve kararlar" ile ilgili istinaf incelemesi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.-45....
Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (...; Sosyal Güvenlik Kurumunun 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101-102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....
DEĞERLENDİRME : Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. .... tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Kanun'un 20. maddesi ve 7445 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 6102 sayılı yasanın 5/A. maddesinde; " (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır....
Davalı vekili, öncelikle davanın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise dava açılmasına sebebiyet verilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, görevi yapmaktan başka bir kusuru bulunmayan müvekkil Vergi Dairesi Müdürlüğünün 6183 sayılı yasanın 79. Madde ve bu yasanın uygulanmasına dair Maliye Bakanlığı Tahsilat Genel tebliğine göre kendisine usulüne uygun olarak haciz ihbarnamesi gönderilen 3. Kişi davacının yasal süresi içerisinde kusurlu, ihmali davranışıyla hiç cevap vermeyerek, kendisine ödeme ilamının gönderilmesine yol açıp daha sonradan da görülmekte olan menfi tespit davasını açan davacının bizzat kendisinin kusurlu olduğundan, takip miktarının % 10'undan az olmamak üzere tazminata mahkum edilme isteminin reddi ile davanın tümden reddine karar verilmesini savunmuştur....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi kapsamında menfi tespit istemi olan ve Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yargılama yapılan davada verilen karara ilişkin temyiz denetimi görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesine dayanılarak Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca alınan 21.01.2013 gün ve 1 sayılı karar gereğince Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin iş bölümü alanı içine girmektedir. S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenle dava dosyasının Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, 04.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....