WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd. maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile işlemin iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.(mülga 818 sayılı BK.md.18) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için koşulların varlığı halinde İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür....

    Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK 19.maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir....

      Davacı talebinde Aydıncık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/53 Esas ve 2014/27 sayılı kararına dayalı tazminat ve nafaka alacağı olduğunu ileri sürerek dava dışı borçlunun alacağını ödememek için muvazaalı olarak taşınmazını kardeşi davalı ...'a sattığını, muvazaalı yapılan işlemin iptali ile tapu kayıtlarının eski hale getirilmesini istemiştir. Davacının, davası TBK 19. maddesine dayalıdır. Bu tür davalarda yukarıda açıklandığı üzere aciz belgesi alınmasına gerek yoktur. Öncelikle davalı ...'a taşınmazı devreden kardeşi dava dışı asıl borçlu Mehmet ...'ın hukuku da etkileneceğinden davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanıp dava konusu taşınmazın alacak içeren Aydıncık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/53 Esas ve 2014/27 sayılı kararının 12/06/2014 kesinleşme tarihinden sonra 20/08/2014 tarihinde dava dışı borçlu Mehmet ...'tan kardeşi davalı ...'...

        Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m.614 ) hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür....

          (TBK m. 614 (BK) m. 514) Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK m. 19 (BK m. 18))....

            Mahkemenin, dava konusu tasarrufun 30.05.2000 tarihinde yapıldığı, davanın ise 07.08.2008 tarihinde açıldığı, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğinden tasarrufun iptali davasının reddine dair ilk kararı Dairemizin 11.04.2013 tarih 2012/8252 Esas 2013/5223 Karar sayılı ilamı ile, davanın BK'nun 19.maddesine göre değerlendirilmesi gerektiği, hak düşürücü sürenin söz konusu olmadığı gerekçesi ile bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, borçluya ödeme emrinin 01.10.2002 tarihinde tebliğ edildiği, bundan önce takip olmadığı taşınmazın ise bu tarihten önce 30.05.2000 tarihinde davalı ...'a satıldığı, ilk satışının muvazaalı olmasının mümkün olmadığı zira takipten 2 yıl önce yapıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiası ile işlemin iptali istemine ilişkindir....

              Mahkemece; temlik işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil isteğine ilişkindir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 4 parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının mirasbırakan tarafından ölünceye kadar bakma akti ile 18.06.1987 tarihinde davalıya temlik edildiği, sonra davalı ve mirasbırakanın paylarını dava dışı ...’ya 29.08.12009 tarihinde satış suretiyle devrettiklerini, daha sonra ...’nın 01.06.2009 tarihinde mirasbırakana temlik ettiği ve son olarak mirasbırakan tarafından 02.06.2009 tarihinde taşınmazın 1/2 payının ölünceye kadar bakma akti ile davalıya devredildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511)....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Dairemizce verilmiş olan 18/10/2021 tarih ve 2021/1664 esas 2021/2029 karar sayılı kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili davasıdır....

                e devrettiğinden, bu tescilin iptali ile 1/2'şer oranında davacı ve davalı ... adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekilleri, haksız açılan davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davacının BK'nın 19. maddesine dayalı olan muvazaalı işlemin iptali isteminin reddine, talebinin TMK'nın 194. maddesine dayalı isteminin ise, evlilik birliğinin devamı sırasında açılablecek bir dava olduğu tarafların 20.11.2005 tarihinde boşandıkları davanın ise 23.11.2004 tarihinde açıldığından bahisle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekil tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, davacı ve davalı ...'in 20.11.2005 tarihinde ... da boşandıkları, ... Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararının Türk Mahkemeleri tarafından tanıma ve tenfizinin yapılmadığı, dolayısı ile ulusal kanuna göre boşanmanın sonuçlarının doğmadığı, bu hali ile davacı ...'...

                  İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere,muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. 2- BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkin davalarda; davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek İİK 283/1,2 maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir. Bu madde sadece davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin kıyasen uygulanması olup üçüncü kişinin tazminatla sorumlu olacağı anlamına da gelmemelidir. "açıklamalarına yer verilmiştir. Davacının terditli talebi BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali ve tazmin talebine ilişkin değerlendirme yapıldığında; dava konusu aracın davalılar arasındaki devir işleminin muvazaalı olduğu kesinleşmiş Tokat 2....

                  UYAP Entegrasyonu