Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre davanın İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu yolundaki mahkemenin kabulüne katılma olanağı yoktur. Mahkemece TBK'nun 19. madde gereğince muvazaalı işlemin var olup olmadığı konusunda toplanan delillere göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yıldırım vekili, evlilik birliği içinde davalı eş... adına satın alınan 165 ada 10 parsel 9 nolu müşterek konutun davalı eşin boşanma davasını öğrenmesini müteakip diğer davalı amcasına taşınmazı devrettiğini, yapılan işlemin muvazaalı olup iptaline hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm,davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davacının dava dilekçesinde davalı eş adına kayıtlı taşınmazın muvazaalı olarak devredildiği iddiası ile işlemin iptalini istediği anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalara göre, davacının talebi muvazaaya dayalı satışın iptali niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacının iddiası genel hükümlere dayalı (TBK m. 19 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde değildir....
Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işemin iptaline ilişkindir. 1-HMK'nın 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda, dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla BK'nun 19 dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir.İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, TBK'nın 19.maddesine dayalı muvazaalı tasarruflun iptali ile cebri icra yetkisi verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Muvazaa temeline dayalı davaların ticaret mahkemesinin görev alanına girdiğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bu tür davalar mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi ticari işletmenin faaliyeti ile ilgili de değildir. Davada tartışılacak konu yapılan işlemin muvazaalı olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Alacaklıya alacağını tahsil imkanı sağlayan şahsi nitelikteki bu davalarda ticaret mahkemelerinin görevli olduğu söylenemez. Mal varlığına ilişkin bu tür davalarda görevli mahkeme HMK' nın 2.maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi' dir....
Davalı ..., duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. .Mahkemece, davanın İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali olduğu, bu davanın görülebilmesi için gerekli borçlu hakkında yapılmış ve kesinleşmiş bir takibin olmadığı gibi BK’nun 19.maddesi için de yine bir alacağının olması gerektiğinden bahisle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden doğru bulup uygulamakla sorumludur....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan anneannesi Mualla Kurtuldu’nun 16 parsel sayılı taşınmazını 05/06/2006 tarihinde davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, davalının sonradan taşınmazı mirasbırakana iade ettiğini, mirasbırakanın bu kez 09/06/2008 tarihinde ölünceye kadar bakma akdiyle taşınmazı davalıya devrettiğini, ayrıca dava dışı 19 parsel sayılı taşınmazı da davalıya bağışladığını, temlik edildiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek, 16 parsel sayılı taşınmazda davalı adına olan tapu kaydının iptali ile veraset ilamındaki payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalı, temlikin muvazaalı olmadığını ve bakım borcunu yerine getirdiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’nun kayden maliki olduğu 327 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümü 25.11.1996 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı kızına temlik ettiği, 1933 doğumlu murisin 31.01.2010 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak ilk eşinden olma kızları davacı ve dava dışı ... ile ikinci eşinden olma kızı davalının kaldıkları anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514))....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, TBK'nın 19 uncu maddesinde düzenlenen muvazaalı işlemin iptali davası koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğine, davanın reddi kararının eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun'un 19 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 125 inci maddesi, 3. Değerlendirme Dava TBK’nın 19 uncu maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Mahkemece, uyma kararı verilen bozma ilamında da belirtildiği üzere, bu davanın görülebilmesi için dava konusu yapılan tüm bağımsız bölümlerin tapu maliklerinin davalı olarak yer alması gerekir. Taraf teşkilinden sonra , davaya katılan şahısların satışlarının muvazaalı olup olmadığının değerlendirilmesi yapılmalıdır....
Gerek İİK'nun 277 maddesine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan danışıklı işlemin iptaline ilişkin davada asıl amaç alacağın tahsilini sağlamaktır. Nitekim tasarrufun iptali davalarında İİK.nın 283/1. maddesi doğrudan BK'na göre açılan davalarda kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği Dairemizin ve Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri arasındadır. Öte yandan muvazaalı işlemin tespiti aslında muvazaaya dayalı işlemin iptalini de kapsamaktadır. Davacı vekili, dava dilekçesinde ve yargılama aşamalarında davalı ... Boya Kimya San. ve Tic. Ltd.Şti ile diğer davalı ... arasındaki taşınmaz devrinin muvazaalı olduğunun tespitini istediğini açıklamış ve dava dilekçesi içeriğinden, davanın davacı ...'un davalı işvereni ... Boya Kimya San. ve Tic....
Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanunu m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 ). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür....