Dava konusu çekin ilgili banka şubesine ibraz edilmiş olması nedeniyle davacı vekiline çek hamiline karşı istirdat davası açmak üzere 1 haftalık kesin günlük süre verildiği, buna ilişkin tebligatın 08/02/2023 tarihinde yapılmasına rağmen istirdat davası açılmadığı görülmüştür. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; zayi nedeniyle iptaline karar verilmesi istenen dava konusu çekin ilgili bankaya ibraz edildiği, davacı tarafın çeki ibraz eden son hamile karşı istirdat davası açmaması üzerine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği (Yargıtay 11.HD 2015/11662 Esas, 2016/8538 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Sabit görülmeyen davacının davasının REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-Ödeme yasağının kaldırılmasına, 4-Davacı tarafından yatırılan teminatın HMK.'nın 392/2....
Davacı vekili tarafından, menfi tespit davasına konu edilen üç adet çekin taraflarınca ödendiğine dair banka dekontlarını dosyaya sunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; başlangıçta kambiyo senedinden kaynaklı menfi tespit davası olarak açılan davaya konu çeklerin dava sırasında, davacı tarafından ödenmesi nedeniyle, menfi tespit olarak ikame edilen davanın, istirdat davası olarak görülmesine ilişkindir....
İcra Müdürlüğü 2010/25767 sayılı dosyası ile başlatılan icra takip alacağının dava açılmadan önce ödendiğinden menfi tespit davası açılamayacağı ancak istirdat davası açılabileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de davacı birinci takip nedeniyle istirdat davası açmış, ikinci takip nedeniyle menfi tespit davası açmıştır. Bu durumda açılan davada bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı tarafından açılan menfi tespit davası, yargılama sırasında borcun ödenmesi sonucu, İİK'nun 72/6. maddesi gereğince istirdat davasına dönüştüğünden, davanın kabulüne karar verilmekle borçlu davacı yararına, haksız ve kötü niyetle takip yapan ve aynı şekilde yargılama sırasında ödeme yapılmasını sağlayan davalı alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekirken, mahkemece bu istemin yazılı gerekçelerle reddinde isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Limited Şirketi tarafından ibraz edildiğinin bildirildiği ve mahkememizin 30/04/2024 tarihli ara kararı ile "davacıya dava konusu ... şubesine ait, ... seri nolu, Adıyaman düzenleme yerli, 15.03.2024 keşide tarihli, 800.000,00 TL tutarlı çek için istirdat davası açmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, aynı süre içinde açılan dava bilgilerinin mahkememize bildirilmesine, aksi takdirde davanın reddedileceğinin ihtarına," dair karar verildiği ve ara kararın davacı vekiline 02/05/2024 tarihinde e tebligat olarak gönderilmiş olduğu, davacıya istirdat davacı açmak üzere verilen kesin sürenin 21/05/2024 tarihi itibariyle ile dolmuş olduğu, ancak davacı vekili tarafından süresi içerisinde istirdat davası açıldığına dair beyan sunulmadığı, davacı vekilinin 23/05/2024 tarihli duruşmada "Müvekkili şirketin söz konusu şirketle ticari bir bağlantısı yoktur, harçları henüz tamamlayamadığımız için davaları açamadık, çekler eline geçenlerin iyi niyetle iktisap ettiklerini de düşünmüyoruz, davanın...
Davalı, dava konusu icra takibine yapılan son ödemeden bir sene sonra açılan istirdat davasının dinlenemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, sözleşmedeki cezai şart ve faiz hükümlerinin haksız şart olduğu kabul edilmiş, bilirkişi raporu esas alınarak davacının icra dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitine,davacının istirdat talebinin kabulü ile yaptığı 4.072 TL fazla ödemenin iadesine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1- İİK.nun madde 72/7.bendi ”Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.”hükmünü içermektedir .Bu süre hak düşürücü olup karşı tarafça ileri sürülmese dahi mahkemece resen dikkate alınır....
Hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ve gerekliyse de, çek iptali davalarında yukarıda açıklanan prosedür gereğince, hasımsız şekilde açılan davaya üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı yoktur..."şeklinde belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamı yukarıdaki açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde; davaya konu çekin bankaya ibraz edildiği anlaşılmakla davacıya bu çek yönünden çek hamili olan ...'ya karşı İstirdat davası açması için kesin süre verilmiş ancak verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça istirdat davası açılmadığı belirlenmiş olmakla; davacının zayi nedeniyle çek iptali isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davacı vekili --- ara karar ile taraflarına istirdat davası açmak üzere süre verildiğini,--- sayılı dosyası ile istirdat davası açıldığını belirtmiştir. Çek iptali davaları, özelliği itibari ile hasımsız açılan davalardan olup, yapılan yargılama sırasında çek hamilinin ortaya çıkması durumunda, çek iptali davasını açan davacıya, mevcut çek hamiline karşı çek istirdadı davası açması konusunda süre verilmeli, istirdat davasının açılması halinde, çek iptali davasının konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, açılmaması halinde ise çek iptali davasının reddi yönünde hüküm kurulmalıdır. Verilen süre içerisinde istidat davasının açıldığı anlaşılmıştır....
Somut olayda, takip dayanağı .....04.03.2016 tarih ve 2014/472 E. - 2016/196 K. sayılı ilamının incelenmesinde; davacı ......tarafından davalı ... hakkında açılan menfi tespit ve istirdat davasının kabulüne, 20.06.2008 düzenlenme tarihli 3324615 çek numaralı 50.000 TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, 3324609 - 3324610 - 3324612 - 3324613 numaralı çeklerden dolayı toplam 200.000 TL’nin çeklerin ödeme tarihlerinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, alacaklının da istirdat davası nedeni ile lehine hükmedilen 200.000 TL’yi ve davanın kabulü nedeni ile de hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretini takibe koyduğu görülmektedir....
İİK'nın 72/6 maddesi kapsamında açılan menfi tesbit davası dolayısıyla tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yasal olarak hüküm altına alındığından başta menfi tespit davası için gerekmeyen zorunlu arabuluculuk şartının yargılama sırasında borcun ödenmesi sebebiyle davanın yasa gereği istirdat davasına dönüşmesi durumunda da aranmayacağı istikrar kazanan Yargıtay içtihatları ile sabittir....