WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında Balıkesir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/961 Esas 2019/347 Karar sayılı ilamına dayalı olarak ilamlı icra takibinde bulunulduğu ilamın konusunun menfi tespite ilişkin olduğu, mahkemece davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, davacı borçlu vekili tarafından ilamın kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği gerekçesi ile şikayette bulunulduğu ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı menfi (olumsuz) tespit davası sonunda alınan ilam, İİK’nun 72/5. maddesi hükmü karşısında kesinleşmeden takibe konulamaz. İlamda yer alan yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminata ilişkin bölümleri, davanın kabulü ya da reddine ilişkin bölümü ile bir bütündür....

İİK'nın 89/3. fıkrasına göre, icra dairesi tarafından gönderilen haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmeyen ve menfi tespit davası açan üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Genel kural bu olmakla birlikte, davalı alacaklı tarafından borçlu ile 3. kişi arasındaki hukuki ilişkinin iddia ve ispat edilmesi gerekir. Davalı alacaklı vekili tarafından Mahkemeye sunulan dilekçede davacının borçlu şirketin ortağı olması nedeniyle sermaye borcu, avans ve başka başlıklar altında borçlu şirketin davacıdan alacaklı olduğu hususu ileri sürülmüş olup, bu durumda ispat külfeti davacıda olup, davacının İİK'nun 89/3. maddesi uyarınca takip borçlusunun kendisinden alacaklı olmadığını ispatlaması gerekir....

İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; "Davanın İstanbul .. icra müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasında İİK' nın 89/3 maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeni ile 3. Kişi tarafından açılan menfi tespit davası olduğu iş bu icra dosyasının 16. İcra hukuk mahkemesinin 2021/676 E. 2022/123 K. Kararı ile 89/1 haciz ihbarnamesinin iptali ile 89/2-89/3 ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği ve bu karara BAM 21. Hukuk dairesinin karar sayılı ilamının istinaf başvurusunun REDDİ ile kararının kesinleştiği, davanın konusuz kalması sebebi ile KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, " karar verilmiştir. İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulmuş olup, davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Görülmekte olan davanın İİK.89....

    Eldeki menfi tespit davası ise 26/12/2013 tarihinde açılmıştır. Şu halde; ikinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen üçüncü şahsın onbeş gün içinde menfi tespit davası açması gerekeceğinden, süresinde açılmayan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekirken, uyuşmazlığın esastan incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/12/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      İİK'nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, "..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur..." hükmünü içermektedir....

        Esas sayılı dosyasından icranın geri bırakılması davası açtıklarını, dava devam etmekte olduğunu, icranın geri bırakılması davası açılmasının menfi tespit davası açılmasına engel teşkil etmediğine dair Yargıtay kararı bulunduğunu, emsal Yargıtay kararında görüleceği üzere zaman aşımı nedeniyle menfi tespit davası açılabileceği hükmü bulunduğunu, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması davası açılması gerektiği şeklinde mahkeme kararı Yargıtayca bozulduğunu, Kambiyo takiplerinde TTK gereği zamanaşımı süresi son haciz işleminin yapıldığı tarihten itibaren 3 yıl olduğunu, (TTK'nun 661/1. maddesi; "Poliçeyi kabul edene karşı açılacak davalar, vadenin geldiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar" şeklinde düzenlenmiştir. ) buna göre poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren 3 yıl olduğunu, 3 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra bu süreden itibaren davalı alacaklı tarafından TTK gereği ( yıllık...

          Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeble kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz. Yukarıda açıklandığı üzere somut olayda icra takibine konu borç 14.12.2007 tarihinde ödenmiş, eldeki dava borcun icra dosyasına ödenmesinden ve 1 yıllık hak düşürücü sürenin sona ermesinden sonra 21.05.2010 tarihinde “icra takibine konulan çekten dolayı menfi tespit” istemiyle açılmış, sonradan ıslah da edilmemiştir....

            İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyası ile başlatılan takibe itiraz edilmediğini ve menfi tespit davası da açılmadığını, müvekkilinin menfi tespit davası açamayacağını, şirket ortaklarının menfaatlerinin korunması, şirketin değer kaybetmesinin önlenmesi, şirketin zarara uğramaması ve ekonomik hayatın en az şekilde etkilenmesi için menfi tespit davası açılması gerektiğini, iş bu davanın sorumluluk davası olması nedeniyle görev başındaki davalı müdürün menfaatleri ile şirketin menfaatlerinin çatıştığını, davalının müdürlük görevini yerine getirmediğini belirterek TMK'nın 426. maddesi uyarınca Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasına karşı menfi tespit davası açılmak üzere şirkete temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN İSTİNAFA KONU ARA KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi, ihtiyati tedbir talebini değerlendirdiği 08.12.2021 tarihli ara kararıyla; "......

              Bu itibarla davacının, kendi adına açılmış ancak henüz davalı avukatça vekalet ücret alacağı ile ilgili icra takibi yapılmamış yada icra takibine istinaden itirazın iptali davası açılmamış davalar olduğu gibi Avukatın icra takibine vaki itirazın iptali için ayrı dava açması, menfi tespit davasında ileri sürülen davacı iddialarının, itirazın iptali davasında savunma olarak ileri sürülüp incelenebilmesi, müvekkil davacının bu menfi tespit davasını açmakta var olan hukuki menfaatini ortadan kaldırmaz. Zira her dava kendi şartları dahilinde incelenerek sonuçlandırılmalıdır....

                Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 02/05/2019 tarih 2017/7853 Esas- 2019/4067 Karar sayılı ilamı)....

                  UYAP Entegrasyonu