Bu durumda, davacının artık genel kurul kararlarının iptalini isteyemeyeceğinin gözetilerek davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile genel kurul kararlarının iptaline yönelik davanın reddi doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın gerekçesi açıklanan şekilde değiştirilerek onanması gerekmiştir. 2-Davalı şirkete özel denetçi tayinine ilişkin davaya gelince; Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 440/2. maddesi uyarınca, mahkemece şirkete özel denetçi atanması talepleri hakkında verilen kararlar kesindir. HUMK’nın 432/4. maddesine göre, temyizi kabil olmayan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay'ca da bu konuda karar verilebileceğinden, davacı vekilinin şirkete özel denetçi tayinine ilişkin karara yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir....
İzmir Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; uyuşmazlığın sermayesini tamamlamadığı iddia olunan davalı şirketin sermaye arttırımına gidebilmek için olağanüstü genel kurul toplantısı yapıp yapamayacağı ve gündem dışı olarak şirkete özel denetçi atanmasına yönelik karar alıp alamayacağı noktalarında toplandığı, sermaye arttırımına gidebilmek için genel kurul toplantısı yapılmasına yasal engel bulunmadığı kaldı ki genel kurul toplantısında sermaye arttırımına gidilmesi talebinin oy çokluğuyla reddolunduğu, diğer taraftan söz konusu genel kurul toplantısında davalı şirkete özel denetçi atanmasına yönelik alınan kararda da 6102 sayılı TTK'nın 438. maddesine bir aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ŞİRKETE ÖZEL DENETÇİ TAYİN EDİLMESİ Taraflar arasında görülen davada ... 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17/02/2016 tarih ve 2015/731-2016/93 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Dava, 6102 sayılı TTK'nin 439. maddesine dayanan özel denetçi tayini istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir. TTK'nin 440. maddesi uyarınca mahkemece verilen kararlar kesin nitelikte olduğundan davacı vekilince temyiz edilen kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....
, bu atamanın bilanço gerçekliğine ışık tutmayacağını, yapılan atamanın denetimden kaçmaya yönelik olduğunu ileri sürerek, genel kurulun özel denetçi atanmasına ilişkin kararının iptali ve mahkemece özel denetçi atanmasını talep ve dava etmiştir....
dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle genel kurul toplantısında alınan kararların tümünün iptalini, davalı şirkete özel denetçi atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
tablolarının onaylanmadığının tespitini, şirketin ----- dağıtılmamasına ilişkin genel kurul kararının iptali ile karın dağıtılmasını, şirkete özel denetçi atanması talebin reddine ilişkin kararın iptal edilerek şirkete özel denetçi atanmasını, şirketin yönetim kurulunun alınan kararlarda şahsi sorumluluğunun bulunduğunun tespiti, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini arz ve talep etmiştir....
Bu bağlamda; Özel denetçi atanmasının talep edilebilmesinin ön şartı olan, bilgi alma ve inceleme hakkının usulüne uygun kullanılmadığı, bir başka deyişle TTK'nun 437/5 maddesindeki prosedürün tüketilmemiş olduğu anlaşılmakla özel denetçi atanması koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu bağlamda; Özel denetçi atanmasının talep edilebilmesinin ön şartı olan, bilgi alma ve inceleme hakkının usulüne uygun kullanılmadığı, bir başka deyişle TTK'nun 437/5 maddesindeki prosedürün tüketilmemiş olduğu anlaşılmakla özel denetçi atanması koşullarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/291 KARAR NO : 2021/848 DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) DAVA TARİHİ : 31/05/2019 KARAR TARİHİ : 10/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı------ müvekkillerinin ------ taleplerinin reddedildiğini, müvekkillerinin----- katıldıklarını,------ ancak cevap alamadıklarını, -------- müvekkillerinin TTK 439/2 maddesinde aranan azlık pay oranına sahip olduklarını, davalı ---------------- yanı sıra dava dışı başka şirketlerde de önemli oranda pay sahibi olduğunu,------, davalı ------------nedenlerle ------ettiklerini, davaya ----- imkanının ----- kaldırıldığını,----gerekse öncesinde kayıt ve belgelere --- davalı---- davalı ----satıldığını, ancak --- engellendiğini, bu yüzden --- --- denetlenmesindeki...
KARŞI OY Dava, 6102 sayılı TTK'nın 398. maddesi kapsamında olduğu ileri sürülen davalı anonim şirkete denetçi atanması isteminden ibarettir. Davacı yan, ortağı olduğu anonim şirketin sözü edilen madde kapsamında bağımsız denetçi atanması gereken bir şirket olduğunu, şirket genel kurulunun toplanamaması nedeniyle denetçi atanamadığını, bu nedenle de mahkemece atanması gerektiğinden bahisle işbu davayı açmıştır. Davanın, iddianın bu biçimdeki ileri sürülüş biçimi gözetildiğinde, 6102 sayılı TTK'nın 399/6. maddesine dayalı olarak açılmış olduğu kuşkusuzdur....