KARAR Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkili şirket ile borçlu şirketin faaliyet adreslerinin ve konularının farklı olduğunu, ...' nın her iki şirket ortak veya yöneticisi olmasının tek başına organik bağ için yeterli olmadığını, mülkiyet karinesinin davacı şirket lehine olduğunu açıklayarak, davanın kabulü ile menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili, davanın süresinde açılmadığını, borçlu ile üçüncü kişi şirket arasında organik bağ bulunduğunu, davacının adresinde farklı icra dosyalarından yapılan haciz işlemi sırasında borçlu şirkete ait evraklar bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, borçlu şirket ortaklarından ... ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Beraat Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanık hakkında verilen beraat hükümleri katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanık ...’nın mağdurlar ... ve .. ile birlikte .....Madencilik şirketinin kurdukları, şirket sözleşmesine göre şirket adına çek verme,çek hesabı açtırma mali yükümlülük altına sokmaya şirket müdürü ... ile birlikte şirket ortaklarından birinin imzalanması gerektiği, sanık ...’in ...’ a giderek tek başına, şirket müdür olmadan şirket adına çek hesabı açtırdığı, kredi kartı aldığı, çek hesabına bağlı çek karnesini kullandığı, kredi kartından harcama yapıp kredili hesaptan 5000TL çektiği bu suretle resmi belgede sahtecilik yapıp bankayı dolandırdığı iddia olunan olayda; sanığın ...'...
ın farklı tarihlerde diğer davalı bankanın davacı şirkete ait hesabından toplamda 178.900,00 TL parayı çektiği ve bunun 124.900,00 TL'sini davacı şirket hesabına kullanıldığı, bakiye kalan kısmının nereye kullanıldığının tespit edilemediği, davalının davacı şirkete ait şirket hesabından vekaletsiz işgören olarak para çekerek kullandığı, davacı şirket hesabına çalışan ve davacı şirket müdürünün oğlunun çektiği paralardan haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi davacı şirket temsilcisinin para çekilmesine zımnen icazet verdiği, davalı ... tarafından çekilen paraların büyük bir kısmının davacı şirket adına kullanıldığı ve şirket hesabına girdiği sabit olup ayrıca davalı tarafından çekilen bedellerin 27/04/2012 ile 30/05/2013 tarihleri arasındaki uzun bir süreçte kullanıldığı, davacı şirketin bu bedellerin davalı tarafından çekildiğini bilmemesinin mümkün olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Şirket ortağı, ortağı olduğu şirket tüzel kişiliğinden ayrı bir kişiliğe sahip olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu anlamında gerçek kişi olduğundan şirkete göre üçüncü kişi sayılır. TTK'nun yukarıda açıklanan maddeleri uyarınca; şirket ortakları, şirket sözleşmesiyle koymayı taahhüt ettikleri sermayeden dolayı şirkete karşı borçlu olduklarından ve borçlu şirketin, şirket ortağındaki sermaye alacağının haczine engel yasal bir düzenleme de bulunmadığından anılan alacağın haczi mümkündür. Kaldı ki, borçlu şirketin, üçüncü kişi şirket ortağı nezdinde, sermaye borcu dışında tamamen özel hukuktan kaynaklanan ve paraya çevrilmesi mümkün, İİK'nun 89. maddesi kapsamında haczedilebilecek nitelikte başkaca hak ve alacaklarının bulunabileceği de kuşkusuzdur....
devam edildiğini, davalı tarafça talep edilen ve müvekkili şirket tarafından tamamlanan sözleşme dışı bu ek iş ve işlemlerin toplam bedeli de 250.300,00-TL olduğunu, müvekkili şirket tarafından hazırlanarak davalı tarafa gönderildiğini, davalı tarafın, "... ......
Davalı şirket vekili tarafından dosyaya sunulan 02/09/2022 tarihli beyan dilekçesi davacı vekilinin feragat beyanından bahisle vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür. Dosyada yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Davacı şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine İzmir ......
nun vefatı nedeniyle müdürler kurulunun toplanıp, genel kurulu toplantıya çağrı yapması için toplantı ve karar yeter sayısının sağlanma imkanı bulunmadığı gerekçesi ile, vefat eden ortağın şirket hisselerinin mirasçılarına devrinin onaylanması ve boşalan şirket müdürlüğüne atama yapılması gündemi ile şirket genel kurulunun toplantıya çağrılmasına izin verilmesi talebinde bulunmuş ise de, davacı ve vefat eden ...'...
Aynı zamanda davacı tarafça şirket defterlerinin inceletilmediği iddiasıyla şirket defterlerinin inceletilmesi talebinde bulunulmuş ise de TTK 392/4 maddesi gereği davacı tarafın bu hususta şirket yönetim kurulu başkanına başvurması, başvuru sonucunda şirket yönetim kurulu başkanının talebi reddetmesi halinde şirket yönetim kurulunca aynı hususta toplanılmaz veya istemi reddetmesi halinde bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılması istemiyle Mahkemeye başvurması gerekmekte olup, davacı tarafça bu hususta da şirket defterlerinin incelenmesi hususunda şirkete ve yönetim kuruluna başvurduğuna ve başvurusunun reddedildiğine ilişkin somut bir delil dosyaya sunmadığından dolayı davacı tarafın şirket defterlenin inceletilmesi talebi yönünden de hukuki yararı bulunmadığından davacı tarafça açılan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
atmadığı, başka bir anlatımla şirket temsilcisinin ...'...
. - KARAR - Davacı vekili, şirket kurucularından ... davacı şirket yetkilisi olduğunu, ... ise bazı konularda vekil tayin edilmekle birlikte 17.10.2014 tarihinde azledildiğini, İş Bankasına ciro edilen senetten ihtarname üzerine haberdar olunduğunu, senetteki imzanın şirket yetkilisi ... ait olmadığını belirterek davacının borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya konu senetteki imzanın davacı şirketin diğer ortağı olan ve şirket yetkilisi tarafından vekil tayin edilmiş olan ... ait olduğunu, davacı şirketin ... imzalamış olduğu başkaca senetlerin bedellerini ödediğini, ticari teamül haline geldiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davacı şirket ortağı ... şirket adına kambiyo senedi düzenleme yetkisi bulunmadığı, kambiyo senedi düzenleme yetkisinin davacı şirket yetkili müdürü ... ait olduğu, ......