Kabule göre de, mahkemece şirketin vergi mükellefiyetinin davalı Kurum raporunda 18.03.2008 tarihinde sona erdiği belirtilmesine rağmen bu tarihin 13.08.2008 tarihi olarak esas alınması da hatalı olmuştur. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Doruk Deniz Yapı Kooperatifine ne zaman üye olduğunun, üyelik aidatlarının ödenmeye başlandığı tarih ile sona erdiği tarihin sorulması, ödeme miktarlarının ve ödeme belgelerinin eksiksiz olarak anılan Kooperatif Başkanlığı'ndan getirtilmesi, Kooperatifin ne zaman feshedildiği ile ferdileşmeye geçtiği tarihin, ayrıca taşınmazın Kooperatif tarafından davalıya teslim edildiği tarihin ve teslim sırasındaki durumunun sorularak buna ilişkin tüm bilgi ve belgelerin istenilmesi, Dava konusu 3181 ada 5 parselde kayıtlı 1 nolu bağımsız bölüme ilişkin tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm revizyonları ile birlikte (akit tabloları ile) Tapu Müdürlüğü'nden getirtilmesi, ... plakalı Fiat Tipo marka araç ile 1981 model .... plakalı Ford Taunus marka aracın ayrıca davalı ...’ın babası .... adına olduğu açıklanan 1977 model Renault 12 marka aracın plakasının davalı yandan sorularak öğrenilmek suretiyle trafiğe ilk tescil edildikleri tarihten itibaren tüm devir ve temliklerini gösteren trafik kayıtlarının...
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, sürekli iş göremezlik derecesinin tespiti ve gelirin arttırılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne, davacı tarafın sürekli iş göremezlik oranının %48 olduğunun tespitine, davacı tarafın 25.03.2008 tarihindeki geçirdiği kaza nedeniyle, iş göremezlik maaşının ödenmesi gerektiği tarihin 25.09.2009 tarihini olduğunun ve bu tarih itibariyle davacı tarafın alması gereken iş göremezlik maaşının 207,85 TL olduğunun tespitine dair karar verilmiştir. Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Esas sayılı hizmet tespiti dosyasından davacı tarafa şirket hakkında ihya davası açılmak üzere yetki verildiğini, iş bu dava ile davacı yönünden geçerli olmak üzere; Tasfiye Halinde ...... Tekstil İnşaat Gıda Kuyumculuk ve Elektronik Sanayi Ticaret Limited Şirket unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... sicil müdürlüğüne usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır. DELİLLER: İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı. DELİLLER ve GEREKÇE Dava, hukukî niteliği itibariyle;6102 sayılı TTK'nın 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır. İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; ....... sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde .........
Kooperatiflerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez. Somut uyuşmazlıkta; davacının İstanbul ... İş Mahkemesi'nin ... Esas sayılı hizmet tespiti ve Bakırköy .......
Uyuşmazlık; davacının 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayan ve şirket ortaklığı gereğince devam eden 1479 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-b maddesi ) kapsamındaki sigortalılığı ile 22.08.2008 – 31.08.2012 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasa ( 5510 sayılı Yasa'nın 4/1-a maddesi ) kapsamındaki çalışmalarının çakışmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla davacının...sigortalılığının sona erdiği tarihin belirlenmesi gerekmektedir. Davanın yasal dayanağını oluşturan, 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa’nın 4956 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesinin 1/d bendine göre; “Limited şirketlerin ortakları, bu Kanuna göre sigortalı sayılır.”...
Somut olayda, davacının 01/01/1987-31/12/1996 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu, 02/06/1992 tarihli giriş bildirgesi uyarınca 01/07/1992 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa uyarınca Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, ardından 2925 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı 31/12/1996 tarihine kadar devam ettiğinden davalı Kurumca 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığına ilişkin tescil tarihi 01/01/1997 tarihine çekildiği ve davacının 01/01/1997 tarihinden itibaren 2626 sayılı Yasa kapsamında tescili bulunduğu halde mahkemece hukuki yarar bulunmayan 01/01/1997 tarihinden sonraki sürelerin de tespitine karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, infazda tereddüt yaratacak şekilde sigortalılığın sona erdiği tarihin hükümde gösterilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Bölge Adliye Mahkemesince, müdürlük görevinin sona erdiğinin tespitine ilişkin davaların İİK'nın 194. maddesinde sayılan davalardan olmadığından davalı iflas idare memurunun istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği, davacıya ait SGK kayıtlarının incelenmesinde, davacının davalı şirketteki iş akdinin 01/11/2014 tarihi itibariyle sona erdiği, davacının daha sonra başka işyerlerinde sigortalı olarak çalışmaya devam ettiğinin anlaşıldığı, davacının 01/11/2014 tarihinden sonra davalı şirketin şubelerine ilişkin herhangi bir işlem yapmadığının anlaşıldığı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4/a. maddesi uyarınca Limited Şirketi ortağı olmayan üçüncü kişilerin şirket müdürü olarak atanabilmesi için zorunlu olarak sigortasının yapılması gerektiği, davacının 01/11/2014 tarihinde davalı şirketteki görevinin sona erdiği, bu tarihten sonra başka şirkette sigortalı olarak çalıştığı ve davalı şirket adına 01/11/2014 tarihinden sonra şirket müdürü sıfatıyla herhangi...
Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir. Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, davacının (......) sicil nolu davalı işyerinden davacı adına (4.10.2005-4.12.2005) tarihleri arası bildirim yapıldığı, dava tarihi olan 21.5.2012 tarihi itibariyle, çalışmanın sona erdiği 04.12.2005 tarihin sonuna karşılık gelen 31.12.2005 tarihinden itibaren (5) yıl içerisinde açılmayan işbu davada, kabule karar verilen süreler yönünden alacak dosyası kesinleşmiş ise de, tespite karar verilen süreler yönünden alacak dosyasının kesinleşmiş olması hak düşürücü süreyi kesmeyeceği belirgin olup, talebin hak düşürücü süreye uğradığı gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
Yerel mahkeme ise ... gün ve ... sayı ile; "..., 6352 sayılı Kanunun geçici 2/2. maddesiyle belirlenen 6 aylık sürenin 05.01.2013 tarihinde sona erdiği, kararın bozulduğu tarihin bu tarihten sonraya rastladığı, 6 aylık sürenin sona ermesi nedeniyle sanığa tekrar süre verilmesinin hukuki dayanağının bulunmadığı" gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir. Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12.04.2014 gün ve 322811 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır....