Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün 24.06.2013 tarih ve 23015 sayılı yazısı ile borçlu şirketin 30.11.2005 tarihi itibariyle re'sen terk işleminin yapıldığının bildirildiği ve şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 05.02.2013 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle sanıklar hakkında şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde zamanaşımı nedeniyle davanın ortadan kaldırılmasına kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, tebliğnameye uygun olarak İİK'nın 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının DÜŞMESİNE, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Suç tarihinde yürürlükte bulunan hükümdeki ceza miktarı itibariyle TCY'nın 102/5. maddesi uyarınca 2 yıllık asli, aynı Yasanın 104/2. maddesindeki düzenleme uyarınca da 3 yıllık uzamış zamanaşımı süresine tabidir. İncelenen dosyada; İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.10.2003 tarihinde kesinleşen 5.6.2003 gün ve 165-432 sayılı kararı ile, aylık 130 milyon liraya yükseltilen nafakanın tahsili için, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2003/5347 esas sayılı icra dosyasında, borçlu sanık Cevat Erbil Küçükkaya aleyhine icra takibi başlatıldığı, dosya içinde ödemeye ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmadığı, 10.5.2004 tarihli şikayet dilekçesi ile nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyen sanık hakkında şikayette bulunulduğu, şikayet tarihine kadar herhangi bir ödemenin yapılmaması ve nafaka alacağının her ay işleyen cari alacak niteliğinde olması nedeniyle şikayetin süresinde olduğu, Nisan 2004 tarihinden itibaren başlayan zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır....
Sanığın cezalandırılması için müşteki vekili tarafından 10.05.2004 tarihinde şikayet dilekçesi verilmiştir. Nafaka borcunu ödememe hakkındaki şikayetlerde, suç tarihi, şikayet tarihinden geriye doğru 1 aylık nafaka alacağının muaccel olduğu tarih olup, zamanaşımı da suç tarihi olan muacceliyet tarihinden hesap edilmelidir, bu itibarla dava zamanaşımı dolmamıştır. Ayrıca hükümden sonra 01.06.2005 günü yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının ve 5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasası ile 5358 sayılı İcra İflas Yasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa hükümleri karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir." gerekçesi ile itiraz yasayoluna başvurularak Özel Dairenin 21.10.2005 gün ve 6368/9399 sayılı, kararının kaldırılarak, İzmir 2. İcra Ceza Mahkemesinin 26.10.2004 gün ve 1923-3169 sayılı hükmünün bozulmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, 21.01.2016 tarihli sıra cetvelinde müvekkilinin alacağının üçüncü sırada, şikayet olunanın alacağının birinci ve ikinci sırada yer aldığını, bedeli paylaşıma konu menkul mallar üzerine, şikayet olunanın tarafından 19.09.2014 tarihinde haciz konulduğunu, 19.03.2015 tarihinde malların satışının istendiğini, satış talebinin reddedildiğini, bu kararın kesinleştiğini ve böylece şikayet olunanın haczinin düştüğünü, ayrıca şikayet olunanın takibinin çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olduğunu, çekle ilgili işlemlerde 6 aylık zamanaşımı süresi bulunduğunu, icra dosyasında 6 aydır işlem yapılmaması nedeniyle şikayet olunanın alacağın da ortadan kalktığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan, şikayete cevap vermemiştir....
a yönelik hakaret eyleminden açılmış dava bulunmasına karşın verilmiş karar bulunmadığı anlaşıldığından zamanaşımı süresi içinde karar verilmesi olanaklı görülmüştür. Sanık ... hakkında katılan sanık ...'a yönelik... Çarşısı önünde gerçekleştiği iddia edilen tehdit eylemi ile ilgili açılmış dava bulunmadığından, mevcut tehdit eylemi ile ilgili olarak da mahkemenin gerekçesi yeterli görüldüğünden tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir ve meydana geldiği iddia edilen... Çarşısı önündeki tehdit eylemi ile ilgili olarak zamanaşımı süresi içinde dava açılması olanaklı görülmüştür. Dosya içeriğine göre diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir. Ancak, 1-Mağdur sanık ...'nin kovuşturma aşamasında alınan beyanında; katılan sanık ...'ın kendisine yönelik hakaret eylemi bulunmadığını beyan etmesi karşısında katılan sanık ...'ın beraati yerine yazılı şekilde şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmesi, 2-Mağdur sanık ...'ın katılan sanık ...'...
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 26/02/2013 NUMARASI : 2013/39-2013/156 Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayet sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 29.11.2013 gün ve 5169 Esas, 7569 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayet olunan vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili müvekkiline ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde paranın isabet ettirildiği şikayet olunan İ.. T..'...
Düşük fiyat bilgisi geldi diye ziyarete gitmiştik." şeklindeki beyanından piyasada ürünlerin sahte olduğuna dair haber olmadığı, davacının düşük fiyata ürün sattığı bilgisi olduğundan davalı vekilinin Anayasal haklarını kullandıkları şeklindeki beyanına itibar edilemeyeceği, davalının şikayete konu ürünlerin kendi üretimi olduğunu bilmesine rağmen savcılığa verdiği şikayet dilekçesinde, davacıların kendi ürünlerini taklit ettiğini ileri sürdüğü, bu durumun iftira suçu niteliğinde bulunduğu, davanın 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi geçmeden 08.03.2017 tarihinde açıldığı, ancak davacılar vekilinin ceza zamanaşımı süresi geçtikten sonra 24.12.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 5.484,60 TL artırdığı, davalının şikayeti nedeniyle davacı şirketin ciddi bir finansman gideri olmadığı, el konulan ürünlerin raf ömrünün geçtiği, bu ürünlerin dava tarihindeki değerinin 6.484,60 TL olduğu, davacı ...'...
olarak ortaya koyduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, davalılar ... ve ... yönünden husumet yokluğundan, davalı şirket yönünden ise zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıların kendisi hakkında ...Cumhuriyet Savcılığına mazot hırsızlığı yaptığı, şirket yöneticilerine hakaret ve ithamda bulunduğu gerekçesi ile şikayetçi olduklarını belirterek manevi tazminata hükmedilmelerini istemiştir. Mahkemece, davalı şirket vekilinin 05/12/2008 tarihli şikayet dilekçesi üzerine davacının 21/01/2010 tarihinde ifade vererek fiil ve faili bu tarihte öğrendiği, BK'nun 60/1 maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu şeklindeki gerekçe ile davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Borçlar Kanununun 60/2. maddesi gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğmuş olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresidir....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın alacaklı olduğu ... .... ... Müdürlüğü'nün 2008/864 E. sayılı takip dosyasında ... takibine dayanak yapılan çek ile ilgili altı aylık zamanaşımı süresinin geçtiğini, İİK'nın 106 ve 110. maddelerine göre de satış isteme süreleri geçtiğinden haczin de düşmüş olduğunu ileri sürerek, anılan dosyada düzenlenen 31.01.2013 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini savunmuştur....