a yönelik temyizine gelince: Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat davasıdır. Mahkemece, davalının şikayet dilekçesi üzerine yapılan soruşturma sonucu takipsizlik kararı verildiği, ortada bir suç olmadığı, ceza zamanaşımının uygulanamayacağı; BK 60/1 maddesindeki bir yıllık zamanaşımının ise, ... idare mahkemesinde davacı tarafından açılan disiplin cezasının iptali davasının dava tarihi (27/04/2009) itibariyle haksız fiili ve failini öğrendiği, bu tarihten dava tarihine (10/02/2012)kadar bir yıllık sürenin geçtiği gerekçesiyle, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 60/2. maddesi gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğmuş olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresidir. Ceza davası açılmaması sonuca etkili değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Artvin İcra Müdürlüğünün 2017/1007 esas sayılı ilamsız takipte ödeme emrine karşı davacı borçlunun süresi içerisinde 14/08/2017 tarihinde derdestlik itirazı ve zamanaşımı defiinde bulunduğu, Artvin İcra Dairesi Müdürlüğünün 2017/1007 esas sayılı dosyasının 14/08/2017 tarihli tensip zaptında ''Müdürlüğümüzün sadece borca ve yetkiye itirazı değerlendirme yetkisinin bulunduğu, Müdürlüğümüzün derdestlik ve zamanaşımı itirazını değerlendirme yetkisinin bulunmaması sebebiyle talebin reddine'' karar verildiği görülmüş, davacı şikayet dilekçesi şikayet konusu icra müdürlüğünün kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanlardan Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş'nin alacaklı olduğu ... 1. İcra Müdürlüğü'nün 1998/1388 Esas sayılı dosyasında hazırlanan 28.02.2012 tarihli iki adet sıra cetvelinde müvekkilinin satılan taşınmazlar üzerindeki hacizlerinin düştüğü gerekçesiyle satış bedellerinin şikayet olunanlar arasında garameten paylıştırılmasına karar verildiğini, oysa müvekkilinin Fon Bankası niteliğinde olup 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 141. maddesi gereği takiplerde 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini ileri sürerek, her iki sıra cetvelinin iptali ile yeniden düzenlenmesini talep etmiştir. Şikayet olunan Vergi Dairesi Müdürlüğü vekili, satışa konu taşınmazlar üzerine 06.03.2006 tarihinde haciz koyduklarını, her iki sıra cetvelinin yasaya uygun olduğunu, şikayetçinin itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, şikayetin reddini talep etmiştir....
ŞİKAYET OLUNAN : ... A.Ş. Vek. Av. ... Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Hakkında başlatılan icra takibi sırasında, alacaklı vekilinin de icra dairesinde hazır bulunduğu esnada borcun tamamını 09.02.2004 tarihinde ödemeyi taahhüt eden ve bu ödemeyi yapmadığı için şikayet edilen borçlu-sanık hakkında yapılan şikayet üzerine başlatılan yargılamada, 10.02.2004 suç tarihi itibariyle atılı suçun zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakta olup, duruşmanın tensiben bırakıldığı 22.06.2004 ve bir sonraki 14.09.2004 tarihli celselere gönderdiği mazeretler kabul edilen ve duruşması ertelenen müşteki vekilinin 02.11.2004 tarihli celse için gönderdiği ve diğerleri ile aynı mahiyette bulunan mazeretinin kabul edilmemesi sebebiyle verilen İİY.nın 349. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesi kararı, mahkemece yazılı gerekçeye ve atılı suçun tabi bulunduğu kısa zamanaşımı nazara alındığında isabetli kabul edilmelidir... ) görüşüyle itiraz yasayoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Hakkında başlatılan icra takibi sırasında, alacaklı vekilinin de icra dairesinde hazır bulunduğu esnada borcun tamamını 09.02.2004 tarihinde ödemeyi taahhüt eden ve bu ödemeyi yapmadığı için şikayet edilen borçlu-sanık hakkında yapılan şikayet üzerine başlatılan yargılamada, 10.02.2004 suç tarihi itibariyle atılı suçun zamanaşımının dolmadığı anlaşılmakta olup, duruşmanın tensiben bırakıldığı 22.06.2004 ve bir sonraki 14.09.2004 tarihli celselere gönderdiği mazeretler kabul edilen ve duruşması ertelenen müşteki vekilinin 02.11.2004 tarihli celse için gönderdiği ve diğerleri ile aynı mahiyette bulunan mazeretinin kabul edilmemesi sebebiyle verilen İİY.nın 349. maddesi uyarınca şikayet hakkının düşürülmesi kararı, mahkemece yazılı gerekçeye ve atılı suçun tabi bulunduğu kısa zamanaşımı nazara alındığında isabetli kabul edilmelidir." görüşüyle itiraz yasayoluna başvurarak Özel Daire kararının kaldırılmasına ve Yerel Mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçinin vekilin 18/07/2007 tarihli şikayet dilekçesinde sanığın şikayet tarihinde yetkilisi olduğu şirkete 05/09/2006 tarihinde hacze gittiklerinde borçlu şirketin faaliyet göstermediği, dolayısıyla iş yerinin boş olduğunu gördükleri iddiasıyla sanık hakkında şikayetçi olduğu anlaşıldığından, hacze gidilen 05/09/2006 tarihinin suç tarihi olarak kabulü gerekip, suç tarihi itibariyle sanığa isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı....... 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi bulunması, zamanaşımının en son 19/06/2012 tarihinde sanığın ilk savunmasının tespitiyle kesildiği, bundan sonra zamanaşımını kesen başkaca bir sebep bulunmadığından, suç tarihi olan 05/09/2006 tarihinden inceleme tarihine kadar 12 yıllık olağanüstü...
Çekin keşide tarihi 28.11.2008 dir. 6762 sayılı TTK'nun 726. maddesinde, çek için düzenlenen zamanaşımı süresi 6 ay iken 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Kanunun 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Yine 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nun 6273 sayılı Kanun'un 8. maddesi ile değişik 814. maddesine göre de çeklerde zamanaşımı süresi üç yıldır. Çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği kabul edilmelidir. Buna göre, çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınması zorunludur. Bu nedenle 6762 sayılı TTK.'...
Şikayet yokluğu nedeniyle TCK.nun 459/1.maddesinden takip yapılmaması nedeniyle sanığın eylemi 565.maddeye dönüştüğünden, Sanığa yüklenen suç için yasada öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre; dava, TCK.nun 102/6, 105/2.maddelerinde yazılı 1 yıllık kesintili zamanaşımı süresine tabi bulunmakla; 22.10.2001 tarihinden itibaren karar tarihine kadar bu sürenin geçtiği, Üst Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün CMUK.nun 321.maddesi uyarınca bu nedenle BOZULMASINA, gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, aynı Yasanın 322.maddesine göre kamu davasının istem gibi ORTADAN KALDIRILMASINA 14.9.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE 04.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....