Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Davacı borçlu hakkında davalı alacaklı tarafça başlatılan, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde ödeme emrinin 07/03/2011 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımı iddiası ile takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verildiği, davalı alacaklı vekilince istinaf kanun yolun a başvurulduğu anlaşılmıştır. İİK 168/5 maddesi hükmü gereğince "borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağı zamanaşımına uğradığını, yetki itirazı sebepleri ile birlikte 5 gün içinde İcra Mahkemesine bildirmesi gerekir." aynı kanunun 71/2 maddesine göre ise takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde gerçekleşen zamanaşımı itirazı bir süreye tabi değildir ve İİK 16. Maddesi gereğince şikayet olup, taraflar gelmese de yargılamaya devam olunacaktır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2683 KARAR NO : 2022/3476 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ÇARŞAMBA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2022 NUMARASI : 2022/54 ESAS - 2022/140 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şikayet edilen kurum tarafından Çarşamba İcra Müdürlüğü'nün 1998/503E. Sayılı dosyası üzerinden müvekkil T1 ve takipte görünen diğer borçlular yönünden icra takibi başlatılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlığa teşebbüs, görevli memura aktif direnme HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: A- Sanığın 13/04/2004 tarihli eylemi nedeniyle kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince ; Sanığa yüklenen görevli memura mukavemet suçunun gerektirdiği cezanın, türü ve süresine göre 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımının suç tarihi olan 12/04/2004 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle...
Şikayet, kural olarak şikayetçiye göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara yöneltilmelidir. Sıra cetvelinde kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılar da yargılamaya dahil edilmeli, onlar hakkında da hüküm kurulmalıdır. Bu itibarla, temlik alacaklısı konumunda olan şikayetçinin şikayet hakkı mevcut olup, mahkemenin bu hususa ilişkin gerekçesinde isabet görülmemiştir. Öte yandan, şikayetçi tarafından şikayet olunanın alacağının muvazaalı olduğu ve alacağın gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığının ispatının şikayet olunan da olduğu ileri sürülmüştür. Sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK’nın mad.142/1), sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK’nın mad. 142/son) ileri sürülmelidir....
ŞİKAYET İpotek borçlusu şikayet dilekçesinde; hesap kat ihtarnamesi ile icra emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, ihtarnameye yasal süre içerisinde itiraz edildiğinden hesap özetinin kesinleşmediğini ve bu nedenle alacağın yargılamayı gerektirdiğini, takip konusu ipoteğin limit ipoteği olması nedeniyle ilamlı takip yapılamayacağını ve aynı alacağa dayalı olarak daha önceden İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2018/24034 E. sayılı dosyasında başlatılan icra takibi derdest olduğundan iş bu ipotekli takibin mükerrer yapıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı banka cevap dilekçesinde; tebligatların usulüne uygun olduğunu, İİK'nın 150/ı maddesi gereğince şikayetçi ipotek borçlusuna ihtarname gönderilmekle takibin usulüne uygun olduğunu, şikayetçinin ihtarnameye itiraz etmesinin icra emri gönderilmesine engel olmayıp borca itirazı da bulunmadığını ileri sürerek başvurunun reddini istemiştir. III....
Buna göre, Çorlu İcra Müdürlüğündeki takip yeni bir takip olmayıp, yetkisiz İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünde başlatılan takibin devamıdır, dolayısıyla yukarıda açıklanan maddeler gereğince zamanaşımı takip tarihi olan 07.11.2019 tarihinde kesilmiş ve yeni bir süre işlemeye başlamıştır. Bu tarihten sonra borçlunun icra mahkemesine başvurduğu tarihe (19.08.2021) kadar zamanaşımı dolmadığından, mahkemece, itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir. Öte yandan borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında zamanaşımı itirazı olup bu itiraz İİK'nun 169. ve sonraki maddelerine göre yapılıp incelenir. Bu durumda mahkemece zamanaşımı itirazının İİK.nun 169/a maddesi kapsamında olduğu gözetilerek aynı maddenin beşinci fıkrası gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken mahkemenin kabulüne göre takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken iptali yönünde hüküm tesisi yerinde değildir....
Davalı ... vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Davalı ... vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Davalı ... vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Davalı ... vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Davalı ... vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Davalı ... vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, husumet itirazı ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, davanın reddini istemiştir....
Hukuk Dairesinin 17.06.2020 tarihli ve 2016/8662 Esas, 2020/2123 Karar sayılı kararıyla; asıl dosyada şikayetçi vekilinin tüm itirazları yerinde görülmemiş, asıl ve birleşen dosyada şikayet olunan ... vekilinin temyizi bakımından ise ; şikayete konu sıra cetvelinde ilk üç sırada şikayet olunan ...'nün alacaklı olduğu dosyalara yer verilmiş olup 1. sırada şikayet olunan ...'nün İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2000/3680 E sayılı dosyasının yer aldığı, birleşen dosyada şikayetçinin şikayet olunan ...'nün 1. sırada yer alan dosyasına bir itirazı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece şikayet olunan ...'nün 1. sıradaki dosyasının sırası değiştirilmeden kamu alacağının bu ilk hacze iştiraki sağlanarak hüküm kurulması gerekirken şikayet olunan Ali'nin 2. ve 3. sıradaki dosyalarının 1. sıraya alınarak kamu alacağı ile garame yapılması doğru olmadığı gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. B....
Suç tarihi itibariyle sanığa isnat edilen suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre davanın 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan zamanaşımı süresine tabi bulunması, şikayet tarihinin 15/03/2013 tarihi olduğu, zamanaşımını kesen herhangi bir hüküm ve işlem bulunmaması nedeniyle, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin 15/03/2021 tarihinde yargılama sırasında gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş, şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiyle 5271 sayılı CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle davanın DÜŞÜRÜLMESİNE, 27/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Müdürlüğünün şikayet tarihi olan 19/02/2008 tarihinin suç tarihi olarak kabulüyle, bu tarih ile inceleme günü arasında ilaveli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasa'nın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 30/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....