"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bağcılar İcra MahkemesiTARİHİ : 09/04/2007NUMARASI : 2007/147-232 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı..................nın 5 adet çeke dayalı olarak başlattığı takibe karşı borçlulardan ......................................... icra mahkemesine yaptığı başvuruda tebligat tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayınlanan yeni adreslerinde faaliyet gösterdikleri halde eski adrese çıkarılan tebligatın usulsüz olduğunu tebliğ tarihinin 19.02.2007 tarihi olarak tespitini istedikten sonra yetki itirazı ile sair itiraz ve şikayet nedenlerini bildirmiştir. Bu durumda icra mahkemesince öncelikle borçlunun tebligatın usulsüzlüğü ile ilgili şikayeti değerlendirilmeli usulsüzlüğün kabulü halinde Teb....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, şikayet olunan vekilinin karar düzeltme isteminin feragat nedeniyle REDDİNE, 07.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinde alacaklının borçluya tanınmış olan zamanaşımı itirazını ileri süremeyeceğini, icra müdürünün re'sen zamanaşımını denetleme yetkisi bulunmadığını, şikayetçinin itirazının hukuki ve yasal dayanağı bulunmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, icra takibinin zamanaşımı nedeniyle geri bırakılmasını ancak borçlunun talep edebileceği, şikayetçinin bu iddiasının sıra cetveline itiraz suretiyle ileri sürülmesine yasal olanak bulunmadığı, borçlu tarafından bu hususta açılmış bir dava bulunmadığı gibi takibin geri bırakılmasına dair bir kararın da mevcut olmadığı, diğer taraftan çekin zamanaşımına uğramış olmasının alacağı ortadan kaldıran bir sebep olmadığı, sıra cetvelinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
TEMYİZ SEBEPLERİ Sanık müdafiinin temyiz itirazı, hükmün bozulması talebine ilişkindir. III. GEREKÇE 1. 31.12.2010 olan suç tarihinin, gerekçeli karar başlığında şikayet tarihi olan 02.04.2012 olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir. 2. Tefecilik suçunun suç tarihi itibarıyla lehe olan 7242 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 5237 sayılı Kanun'un 241 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın üst haddine göre aynı Kanun'un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi ve 67 nci maddesinin dördüncü fıkrası gereği 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı sürelerinin öngörüldüğü anlaşılmıştır. 3. Dosya kapsamına göre son suç tarihinin 31.12.2010 olduğu ve bu tarihten, temyiz incelemesi tarihine kadar, 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir. IV. KARAR Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Hatay 3....
e karşı açılan dava, dilekçe içeriğinin kişilik haklarını ihlal edecek ifadeler içermediği, davalının Anayasa'dan kaynaklanan şikayet hakkını kullandığı gerekçesiyle esastan reddedilmiş; diğer davalılar hakkında ise, şikayet dilekçesinin 03/10/2005 tarihli olduğu, davacının dilekçe içeriğini en geç hakkında açılan idari soruşturma nedeniyle ifadesinin alındığı 18/10/2005 tarihinde öğrenmiş olabileceği, eldeki davanın 07/01/2013 tarihinde açıldığı, davalılar hakkında ceza davası bulunduğuna göre TCK hükümlerine göre eldeki davada uzamış zamanaşımı süresinin 5 yıl olacağı ve zamanaşımının dolduğu belirtilerek, bu davalılara karşı açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Açıklamalar ışığında, zamanaşımı başlangıcı için 03/10/2005 olan dilekçe tarihi dahi esas alınsa, 5237 Sayılı TCK'nun 66/1-e maddesi uyarınca sekiz yıl olan uzamış ceza zamanaşımı dolmamıştır....
Ancak; 5237 sayılı TCK’nın 142/4. maddesi uyarınca hırsızlık suçunun işlenmesi amacı ile mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması için şikayet şartı aranmayacağından mahkemece yargılamaya devamla dava hakkında esastan hüküm kurulması gerekirken şikayet yokluğu sebebi ile düşme kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA MAHKEMESİ Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ... hakkındaki davada İİK'nun 349/6. maddesi gereğince şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya, Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Hükmün temyize tabi olmasına rağmen, itirazı kabil olarak karar verilmesi nedeniyle müşteki vekilinin 27.04.2011 havale tarihli dilekçesinin temyiz talebi olduğu kabul edilerek, yapılan temyiz incelemesi sonunda; Müşteki vekilinin hazır olduğu 03.03.2011 tarihli duruşmada, oturumun 27.04.2011 tarihine bırakıldığının bildirilmesine karşın, 30.03.2011 tarihinde duruşma yapılıp müşteki veya vekili gelmediğinden bahisle İİK'nun 349. maddesi uyarınca şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İftira HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği; somut olayda, sanığın iddiaların maddi vakalara dayandığı, 14.09.2012 tarihli sanığa ait raporda darp cebir izine rastlandığı, sanığın şikayet ve beyanlarının Anayasanın 74. maddesinde yer alan Anayasal şikayet ve dilekçe verme hakkı kapsamında kalıp iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321....
Kararı, şikayet olunan şirket vekili ile katılma yoluyla şikayetçi vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Mahkemece, şikayet olunan şirketin 2013/348 Esas sayılı dosyasındaki haczi değerlendirilerek karar verilmiş ise de, diğer şikayet olunan ...'ın icra dosyası olan 2002/836 Esas dosyasındaki haczin düştüğüne ilişkin şikayetçi itirazı değerlendirilmemiştir. Şikayet üzerine icra mahkemesince sıra cetvelinin iptali sonrası yeni sıra cetvelinin hangi esaslara göre düzenleneceği belirlenmelidir. Somut olayda ... Bankası tarafından şikayet olunanların haczinin düştüğünden bahsedildiği halde yukarıda da belirtildiği şekilde ...'...
KARAR Davacılar davalının avukat olduğunu, adlarına açtığı davaların sonuçlandığını, tahsil ettiği paradan 12.109,00 TL eksik ödeme yaptığını, güveni kötüye kullandığını, şikayet ettiklerini ileri sürerek ödenmeyen 12.109,00 TL'nin yasal faizi ile ödetilmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Avukatlık Kanunu 40. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacılar, davalı ile aralarında düzenlenen vekalet sözleşmesi uyarınca davalının uhdesinde kalan alacaklarının ödenmesini istemişlerdir. Vekalet sözleşmesinde zaman aşımı süresi 5 yıldır. Bu süre vekilin hesap verme yükümlülüğünün yerine getirdiği tarihten başlar. Davacılarn şikayet ettikleri tarihten itibaren mahkemeninde kabulünde olduğu gibi 5 yıllık süre dolmamıştır....