Yerel mahkemece, öğrenme tarihinden 1 yıl, şikayet dilekçesine konu olayların üzerinden beş yıllık süre geçtiği ve davanın zamanaşımına uğradığı kabul edilmiştir. Borçlar Yasası'nın 60/2. maddesi gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğmuş olması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresidir. Dava konusu olay, olay gününde yürürlükte bulunan 765 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 285. maddesinde tanımlanan iftira suçu niteliğinde olup uygulanacak ceza zamanaşımı süresi, aynı Yasası'nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıldır. Davalı Cumhuriyet Başsavcılığı'na 23.02.2005 günü şikayet dilekçesi verdiğine ve eldeki dava 08.02.2010 günü açıldığına göre 765 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 102/4. maddesinde öngörülen 5 yıllık (uzamış) ceza zamanaşımı süresi geçmeden eldeki davanın açıldığı kabul edilmelidir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki zamanaşımı şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; şikayetin kabulü ile şikayetçi borçlu hakkındaki icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Somut olayda, sıra cetveline konu taşınmazı paraya çevrilen şikayet dışı borçlu ... ile şikayet dışı ...’nun şikayet olunanlardan Vergi Dairesi Müdürlüğüne müştereken ve müteselsilen borçlu oldukları, şikayet olunan Vergi Dairesi Müdürlüğünün sıra cetveline konu taşınmaz üzerine 18.12.2009 tarihinde haciz koyduğu, şikayet dışı ...’nun müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu vergi borcunu 12.11.2014 tarihinde yapılandırdığı görülmüştür....
Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, davalının kamu kurumuna verdiği şikayet dilekçesinin kişilik hakkına saldırı oluşturduğunu ileri sürmüştür. Dava konusu 22.1.2008 tarihli dilekçe içeriği incelendiğinde davacının dolandırıcılıkla suçlandığı ve soruşturma sonucunda iddianın gerçek dışı olduğunun belirlendiği anlaşılmaktadır. BK.nun 60/2. maddesine göre haksız eylemin konusunun suç oluşturması durumunda ceza zamanaşımının uygulanması gerekir. Ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için bir şikayet veya kamu davasının bulunması gerekmez. Haksız eylemin aynı zamanda suç oluşturması yeterlidir. Somut olayda davalı tarafından yazılan dilekçenin ceza hukuku anlamında iftira suçu niteliği taşıması gözetildiğinde, ceza zamanaşımı süresi dolmamıştır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, takibin kesinleşmesinden sonraki zamanaşımı itirazı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, İİK'nun 33,71, 89. maddeleri. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2. Somut olayda, şikayet eden madde 89 haciz ihbarnameleri safahatı uygulanmak suretiyle borç yedinde sayılan 3. kişi olup, bu tarihten itibaren kendisi için zamanaşımı süresi başlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hükümler şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Sanıkların üzerine atılı “alacaklısını zarara sokmak kastiyle mevcut eksiltmek” suçunun takibi şikayete bağlı olup, mevcut eksilttiği iddia olunan taşınmazın 30.11.2010 tarihinde üçüncü kişiye devredildiği ve şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 03.10.2013 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle sanıklar hakkında şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde şikayet hakkının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince...
ŞİKAYET Şikayetçi vekili şikayet dilekçesinde; müvekkili borçluya ait taşınmazın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde satış bedelinin alacaklılara ödenmesine karar verildiğini, sıra cetvelinde şikayet olunan alacaklının takip dosyasına da ödeme yapıldığını, müvekkilinin şikayet olunana hiçbir borcunun bulunmadığını, müvekkilin borcuna mahsuben ... plaka sayılı traktörün şikayet olunan alacaklıya verildiğini, ayrıca takip dosyasının takipsizlik nedeni ile işlemden kaldırıldığını, icra takibinde en son işlem ile takibin yenilenmesi arasında 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, zamanaşımı dolmuş alacağa dayalı olarak düzenlenen sıra cetvelinin hukuka uygun bulunmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. II....
223/8-1 maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine” kısmının çıkarılarak yerine ”İİK’nun 349.maddesinin 6. fıkrası gereğince müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine” ifadesi yazılmak suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA, 22.03.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece, asıl davanın esastan, birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60/2. maddesi (6098 sayılı TBK m.72) gereğince tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımını öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Davacı hakaret iddiasına dayanmakta olup, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesinde düzenlenen hakaret suçununun ceza zamanaşımı süresi, aynı Kanun’un 66. maddesi uyarınca 8 yıldır. Dosya içeriğinden, haksız eylemin 19/02/2010 tarihinde gerçekleştiği anlaşıldığına göre, anılan Kanun hükümleri uyarınca zamanaşımı süresi dolmamıştır. Açıklanan bu nedenle mahkemece yazılı biçimde davalı-birleşen dosya davacısı ... yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken zamanaşımı nedeniyle davanın reddedilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Kurumun, ödenen cezanın iadesi istemiyle yaptığı düzeltme ve şikayet başvurusunun reddi üzerine açılan davayı inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi 10.11.1993 günlü ve E:1992/1058, K:1993/3989 sayılı kararıyla; emlak vergisi beyannamelerinin hatalı düzenlendiği ve vergi ziyaına sebep olunduğu iddiasıyla kesilen ve ödeme emri tebliği üzerine ihtirazi kayıtla ödenen kusur cezasının iadesi isteminin reddi yolundaki işlemin iptali istenmiş ise de, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 126.maddesinde, zamanaşımı süresi dolduktan sonra meydana çıkarılan vergi hatalarının düzeltilmeyeceği ancak, zamanaşımı süresinin son yılı içinde tarh ve tebliğ edilen vergilerde, düzeltme zamanaşımı süresinin hatanın yapıldığı tarihten başlayarak bir yıldan az olamayacağı kurala bağlandığından, düzeltme zamanaşımı süresinin tarh yılından itibaren azami altı yıl olduğu, olayda 1980 ve 1981 tarh yıllarına ait kusur cezasına karşı on yıl sonra 18.6.1991 tarihinde ......