Somut olayda; dava konusu olay 31.10.2013 tarihinde meydana gelmiş olup, davaya konu eylemin ceza kanunlarının daha uzun bir zaman aşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir eylemden doğmamış olması nedeniyle, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davacı tarafça davalı hakkında 15.09.2015 tarihinde icra takibine geçildiği, icra takibi ile zaman aşımı süresinin başlangıcına ilişkin 2 yıllık sürenin kesildiği, kesilen söz konusu zaman aşımı süresinin yeniden işlemeye başlayacağı, işbu davanın ise 15.09.2015 tarihinde kesilen zaman aşımı süresinden 2 yıl geçtikten sonraki bir tarih olan 10.10.2022 tarihinde açıldığı, bu durumda dava tarihi itibariyle TBK'nun 72. Maddesinde öngörülen 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçmiş olduğu belirlenmekle, davanın zaman aşımına uğradığı yönündeki davalı savunması yerinde görülmüştür....
Yasada ayrıca düzenlenmiş olması ve kendine özgü kurallarının olması nedeniyle ıslah ek dava olarak nitelendirilemez Bu nedenle ancak davaya karşı ileri sürülebilecek zaman aşımı defi, ıslaha karşı ileri sürülemez. Yerel Mahkemece, ıslaha karşı zamanaşımı definde bulunulamayacağı ve ilk davanın da süresinde açılmış olması gözetildiğinde, yerinde olmayan gerekçeyle ıslah edilen bölümün zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı yararına BOZULMASINA,davalıların tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; A- 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede, Sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının katılan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği ve bu nedenle zaman aşımı süresinin durmadığı, sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 28/05/2009 tarihli savunması olduğu, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden...
in kusurlu olduğunu, mahkeme kanalıyla yaptırılan tespit sonucunda aracın hasar miktarının 6.000,00 TL olduğunun belirlendiğini belirterek, 6.000,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Sigorta AŞ. vekili; Davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını öne sürerek, davanın reddini savunmuştur. Davalı ...; davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Davanın kabulü ile, 6.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Sigorta AŞ. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin emeklilik nedeni ile feshedildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Mahkemece davacının tüm çalışma döneminde ulusal bayram genel tatillerde çalıştığı kabul edilip zaman aşımı defi dikkate alınıp bordrolarda tahakkuk bulunan aylar dışlanarak ulusal bayram genel tatil alacağına hükmedilmişse de davacı, tüm çalışma döneminin bir kısmında uluslararası tır şoförü olarak çalışmıştır....
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin emeklilik nedeni ile feshedildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı taraflar temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Mahkemece davacının tüm çalışma döneminde ulusal bayram genel tatillerde çalıştığı kabul edilip zaman aşımı defi dikkate alınıp bordrolarda tahakkuk bulunan aylar dışlanarak ulusal bayram genel tatil alacağına hükmedilmişse de davacı, tüm çalışma döneminin bir kısmında uluslararası tır şoförü olarak çalışmıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/531 esas sayılı dava dosyası üzerinden menfi tespit davası görülmekte ise de belirtilen davanın tarafı olarak davacının davada yer almadığı, söz konusu davanın davacı ... yönünden zaman aşımını kesmeyeceği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....
, meydana gelen trafik kazası neticesinde talep edilen hasar bedelinde zaman aşımı iddiasının hükme esas alınmamasını, tüm bu nedenlerle ve mahkemece re'sen dikkate alacağı sebeplere istinaden; HMK 107....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanıklar hakkında açılan kamu davasının CMK'nun 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine Dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nın 7. ve 5252 sayılı Kanun'un 9. madde hükümleri karşısında; sanıklara yüklenen "dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 5237 sayılı TCK'nun 157/1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre tabi olduğu aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zaman aşımının suç tarihinden hüküm tarihine kadar geçmiş olduğu anlaşılmakla, mahkemenin zaman aşımı nedeni ile düşme hükümlerinde bir isabetsizlik bulunmamıştır....
Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan basit yaralama suçunun 5237 sayılı Kanun'un 66/1-e maddesi gereğince 8 yıllık olağan zaman aşımı süresine, anılan Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince ise 12 yıllık olağanüstü dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, somut olayda suç tarihinin 25.04.2008, savunmasının alındığı tarihin 09.10.2008 olduğu ve sanık hakkında verilen 30/10/2008 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 18.03.2011 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 15.09.2015 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 18.03.2011 ile 15.09.2015 tarihleri arasında dava zaman aşımı süresinin duracağı, denetim süresinde işlenen suçun tarihi olan 15.09.2015 tarihinden itibaren zaman aşımının yeniden işlemeye başlayacağı, sanığın savunmasının alındığı tarih olan 09.10.2008 ile hükmün açıklandığı 19.01.2022 tarihine kadar olağan dava zaman aşımı süresinin dolduğu nazara alınarak davanın düşürülmesine...