İcra hukuk mahkemesinin 2021/55 esas sayılı dosyası ile şikayet davası açıldığı ve mahkemece şikayetin kabulü ile davacı borçluya yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliği tarihinin 01/02/2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verildiği, bu kararın istinaf edilmesi üzerine Konya Bölge Adliye Mahkemesi 7....
DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, vekil edeni aleyhine icra takibine girişildiğini, gönderilen ödeme emri tebliğinin tebliğ tarihinde davacının Almanya'da ikamet etmesi nedeni ile usulsüz olduğunu ve ayrıca tebligatın şeklen de usulsüz olduğunu belirterek usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile tebligatın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda; şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini aynen tekrarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK 16.maddesinde, "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır. Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir." hükmü düzenlenmiştir....
No: 2'de bulunan adrese yapıldığını öğrendim" şeklindeki beyanı, katılan vekilinin 29.03.2012 günlü duruşmada sanığın, icra dosyasındaki alacaklı lehine başkalarına da çıkartılan tebligatları benzer şekilde farklı adreslere yaptığını beyan etmesi ve dosya kapsamından katılanın tebligata konu evinin bulunduğu mahalde Belediyece numarataj çalışmaları ile yeniden adres oluşturulmasının sözkonusu olduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından; ilgili Belediyeden suça konu tebligata konu katılana ait ev adresi kapı numarasının yapılan numarataj çalışmaları sonucunda değişip değişmediği ve suç tarihi itibariyle değişmiş ise tebligata konu adreste herhangi bir karışıklığın olup olmadığının sorulması, mahallinde zabıta araştırması yaptırılarak suça konu tebligatta yer alan adreste tebligat tarihinde kimin oturduğunun tespitinin istenmesi, katılanın tebligat tarihi itibariyle evinde kiracı olarak oturduklarını belirttiği F.. ve K..K.... tanık...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte açılan imzaya ve borca itiraz davası olduğunu, mahkemece 2019/174 Esasına kayden görülen davanın usulsüz tebliğ şikayeti dışındaki talepler yönünden tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedildiğini, usulsüz tebligata ilişkin kararın kesinleştiğini, önceki dosyanın yargılaması sırasında 29/04/2019 tarihli duruşmada müvekkilinin hazır bulunmasına rağmen istiktap tutanağının düzenlenmediğini, dosyanın tefrik edilmesinden sonra müvekkiline imza örneği vermesi için İİK.nun 68/a maddesindeki koşulları içerir tebligat çıkarılmadığını, müvekkiline tebligat çıkarılmadan davanın usulden reddine karar verilemeyeceğini, ayrıca mazeret dilekçesi sunulduğu ve mazeret belgelendirildiği halde mazeretin dikkate alınmamasının usule aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
Borçlular vekili, şikayet dilekçesinde müvekkilinin takipten 10/02/2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, tebligatların bizzat borçlular imzasına yapıldığı, şikayet eden T1 16/01/2020 tarihinde bizzat kendi imzasına, T2 ise 16/01/2020 tarihinde eşi T1 yapılmak suretiyle borçluların bu tarihler itibariyle takipten haberdar oldukları anlaşılmakla, şikayete konu tebligatın usulüne uygun olduğu kanaatine varılarak şikayetin reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. " gerekçesiyle "Şikayetin (usulsüz tebligata yönelik memur işlemini şikayet) REDDİNE;" şeklinde karar verilmiş karara karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından Araklı İcra Müdürlüğünün 2020/205 Esas sayılı dosyası üzerinden müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, takipte ödeme emrinin tebligat kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın ihbarnamenin kapıya yapıştırılmaması nedeniyle usulsüz olduğunu, öte yandan ödeme emrinin takip talebine aykırı olacak şekilde düzenlenmesi nedeniyle iptalinin gerektiğini ileri sürerek tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 08.06.2021 olarak düzeltilmesine ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia ve dosya kapsamına göre; "Talep, usulsüz tebligata yönelik memur işlemi şikayeti, usulsüz tebligat nedeniyle takip henüz kesinleşmediğinden hacizlerin kaldırılması gerektiği ve takibe aykırı şekilde ödeme emri hazırlandığından bahisle ödeme emrinin iptali istemi noktalarındadır....
Somut olayda icra dosyasının incelenmesinde, şikayetçinin birinci haciz ihbarnamesine 22.11.2011 tarihli dilekçeyle itiraz ettiği, şikayetçinin 7 günlük şikayet süresini geçirerek 22.2.2012 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu, bu nedenle birinci haciz ihbarnamesinin kesinleştiği görülmektedir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....
Karara karşı davalı T3 istinaf başvurusunda bulunarak; 07/11/2019 tarihinde icra müdürlüğüne gerekli masraflar yatırılarak icra takibi başlatıldığını, icra müdürlüğünün davacı şirketin tebligat adresine usulüne uygun olarak e-tebligat çıkardığını, icra takibinin Uyap sistemi üzerinden online olarak davacı şirketin vergi numarası ve mersis numarası girilerek başlatıldığını, vergi numarası ve mersis numarasının doğru olduktan sonra ünvanın bir öneminin bulunmadığını, e-tebligat sisteminin Adalet Bakanlığı, Uyap sistemi, PTT ve davacı şirket arasında gerçekleştirilen işlemler neticesinde oluşturulduğunu, tarafların ve icra müdürlüğünün bu sisteme herhangi bir müdahalelerinin olmadığını, usulsüz tebligata ilişkin iddialarının asılsız olduğunu, tebligata dair yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu, icra müdürlüğünün 3 kez tebligat sonuç sorgulaması yaptığını, üçünün de aynı sonucu verdiğini, davacının mesaj gelmediği iddiasının da kötü niyetli olduğunu veya dilekçesinde belirtilen...
Somut olayda icra dosyasının incelenmesinde, şikayetçinin birinci haciz ihbarnamesine 22.11.2011 tarihli dilekçeyle itiraz ettiği, şikayetçinin 7 günlük şikayet süresini geçirerek 22.2.2012 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu, bu nedenle birinci haciz ihbarnamesinin kesinleştiği görülmektedir.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 Sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.Aynı Kanun'un tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 21. maddesine, 6099 Sayılı Yasa'nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında: "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup. muhatap adreste hiç oturmamış...