Davacı/borçlu vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinde saydığı nedenleri tekrar etmekle birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, ancak şikayetin asıl sebebinin ödeme emrinin İİK'nın 58. maddesine aykırı düzenlenmiş olması olduğunu, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında da bu hususun açıkça belirtildiğini, mahkemece takip talebinin İİK'nın 58. maddesine aykırı olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmadığını, yalnızca tebligata ilişkin değerlendirme yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde; davacının dilekçesinde tebligatın usulsüzlüğünden bahsettiği, ancak bu konuda dava ve talep hakkını saklı tuttuğunu belirttiği, İİK'nın 58. maddesine aykırılık iddiasını ileri sürdüğü ve bu hususta şikayetin süreye tabi olmadığını belirterek şikayette bulunduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece şikayet konusu olmayan, usulsüz tebliğ yönünden değerlendirme yapılması hatalıdır....
Şikayetçi, şikayet dilekçesinde geniş aile üyeleri ile birlikte tebligatta belirtilen adreste beraber yaşadığını belirtmiş ise de yaptırılan zabıta araştırmasında adreste kimsenin bulunmadığı açıkça anlaşıldığından davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Davacının usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin reddine karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkilinin ilk tebligat tarihinde "İnönü Mah. Harbiye Çayırı Sk....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Şikayet konusu ödeme emri tebligat parçasında yapılan incelemede tebligat memurunca tüzel kişinin tebligat almaya yetkili kişisinin tebliğ anında ardeste bulunmamasına yönelik araştırma yaptığı, yetkili temsilcinin "toplantıda" olması sebebiyle tebligatın tebliğ evrakının "Sami COŞKUN''a tebliğ ettiği, Kıymet takdirine yönelik usulsüz tebligata yönelik incelemede tüzel kişiliği temsille yetkili olan temsilcinin "toplantıda" olması sebebiyle tebligat evrakının "Serhat BURAK"a tebliğ edildiği tebligat yapılan "Sami COŞKUN ve Serhat BURAK'ın ilgili T1 Şirketinde çalışan olmadığına yönelik bir beyanda bulunmadığından tebligatların usule uygun olduğundan şikayettin reddine, usulsuz tebligata yönelik şikayetin reddine karar verildiği için diğer itiraz sebeplerinin incelenmemiş olup şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
İcra takip dosyasından açıkça anlaşılacağı üzere şikayetçi borçlunun 02/06/2021 tarihinde icra dairesine borca itiraz dilekçesi sunduğu, mahkememize açılan şikayet davasının 16/06/2021 tarihinde açıldığı, usulsüz tebligata dair şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yapılmasının yasal zorunluluk olduğu anlaşıldığından şikayetçinin şikayetinin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetçinin şikayetinin süre yönünden reddine" karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline ilamsız takibin ödeme emri 30.04.2021 Ödeme emri muhtara ilgili kanunun 21....
Hukuk Dairesi'nin 2016/4964 esas, 2016/24725 karar ve 2019/13971 esas, 2020/6410 karar sayılı kararlarında usulsüz tebligata ilişkin şikayetlerinde 7 günlük süreye tabi olduğu belirtilmiştir. Uyap sistemine kayıtlı icra dosyası üzerinden yapılan incelemede, davacı vekilinin usulsüz olduğunu iddia ettiği tebligatları avukat portal üzerinden 18/02/2021 tarihinde saat:12.22.44 ve 12.22.25 saatlerinde gördüğü anlaşılmakla 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluna başvurulmaması nedeniyle hak düşürücü süre sebebiyle şikayetin usulden reddine dair yazılı şekilde karar verilmiştir. İlgili uyap çıktıları dosya kapsamına alınmıştır." gerekçesiyle "Şikayetin USULDEN REDDİNE," şeklinde karar verilmiş, verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/08/2021 NUMARASI : 2021/372 ESAS 2021/369 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili 21/06/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; usulsüz tebligata ilişkin şikayetlerinin Bursa 10.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 24/05/2021 tarih 2021/110 esas 2021/223 karar sayılı ilamı ile kabulüne karar verildiğini, kararın infazı için Bursa 8....
Tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar mahkemece tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkin talebin süreden reddine karar verilmiş ise de, tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayet hakkının aleyhine işlem yapılan usulsüz tebligat yapılan şikayetçiye ait olduğu, kaldı ki dosya içerisinde usulsüz de olsa bir tebligat bulunmadığı, davacının talebinin hukuki nitelendirme mahkemeye ait olmakla icra müdürlüğünün muhtıranın gönderilmesine ilişkin işlemin iptaline ilişkin olduğu, tebligatın iade edilmiş olması nedeniyle takipten haberdar olduğuna yönelik İİK 32 maddesinin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, mahkemece davacının talebinin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, süreden reddine ilişkin karar isabetsizdir....
Somut olayda; davacı borçlu dava dilekçesinde, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve davalının takip hakkı bulunmadığına ilişkin şikayetleri ile birlikte imzaya ve borca itirazlarını da ileri sürmüştür. İcra dosyası incelendiğinde, davacıya gönderilen ödeme emrinin bila tebliğ iadesi üzerine, mernis adresine TK'nın 21/2.maddesine göre gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olarak davacıya 20.05.2022'de tebliğ edildiği, UYAP sisteminden yapılan araştırmada evrak işlem kütüğü kayıtlarına göre de davacının takipten en geç 17.06.2022 tarihi itibariyle haberdar olduğu halde usulsüz tebliğ şikayetini 07.11.2022 tarihinde 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra ileri sürdüğü, kambiyo takibine yönelik şikayetin, imzaya ve borca itirazın da yasal 5 günlük süre geçtikten sonra ileri sürüldüğü anlaşıldığından, Mahkemece davanın süreden reddine karar verilmesi isabetlidir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2315 KARAR NO : 2023/462 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HATAY İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/05/2021 NUMARASI : 2021/232 ESAS 2021/327 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligata İlişkin) KARAR : Hatay İcra Hukuk Mahkemesi'nin 04/05/2021 tarih 2021/232 esas 2021/327 karar sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; Hatay İcra Dairesinin 2020/30692 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinden müvekkilinin 29/03/2021 tarihinde banka hesaplarının haczedilmesi ile haberdar olduğunu, icra müdürlüğüne borcun tamamı yönünden yapmış oldukları itiraz ile takibin durdurulması talebinin itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, borca itirazın reddine dair işlemin usulsüz ve yasaya aykırı olduğunu, İçişleri Bakanlığı NVİ Genel müdürlüğünden alınma belgeden...
Şikayetçi, fesih nedeni olarak belirttiği ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu, yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet yoluyla ileri sürmez ise, daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez. Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda, borçlunun ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine sunduğu dilekçede, kıymet takdiri ya da satış ilanı tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada da bulunmadığı görülmüştür....