Bu durumda hukuki tavsif hakime ait olmakla başvurunun tebligatın usulsüzlüğü şikayeti olarak değerlendirilip diğer itiraz nedenlerinin itirazın kaldırılması veya itirazın iptali istemleri ile ilgili yargılama sırasında tartışılacağı gözönünde bulundurularak usulsüz tebliğ nedeniyle Tebligat Kanununun 32. maddesi gereği tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 30.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Temyizen incelenen karar, Bölge Adliye Mahkemesi kararında şikayetçilerin kıymet takdiri raporu tebliğinin usulsüzlüğü ile kıymet takdiri işleminin usulsüz olduğu iddiasında bulunmadıkları gerekçesine yer verilmiş ise de, şikayet dilekçesinde bu hususların ileri sürüldüğünün, ancak borçlu şirketin ticaret sicil adresine çıkarılan kıymet takdiri raporunun bila tebliğ iade geldiğinin, sonrasında aynı adrese çıkarılan raporun 21.04.2021 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin, ipotekli taşınmaz maliki tarafından satış ilanı tebliğ usulsüzlüğünün ileri sürülmediğinin anlaşılmasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlu ve ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler...
Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. Somut olayda borçlu davacı, takibi 08/01/2021 tarihinde öğrendiğini bildirmiş olup, dava yasal süresinde açılmıştır. Tüzel kişilere ne şekilde tebligat yapılacağı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddelerinde belirlenmiştir. Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması ve tevziat saatlerinde kapalı olması veya tebligatın alınmasından imtina edilmesi halinde bu adrese Tebligat Kanunu'nun 21/1. ya da 35/4. maddelerine göre tebligatın yapılması gerekir. Tüzel kişiler adına ticaret sicilindeki adreslerine gönderilen tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmış olması halinde tebliğ memurunun, Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 31. maddelerindeki koşulları araştırmasına gerek yoktur....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Şikayete konu icra takip dosyalarında borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebliğlerine ilişkin tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur.Bu nedenle ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü ancak borçlu tarafından ileri sürülebilecek bir husus olup,borçlu tarafından usulüne uygun bir şekilde ileri sürülmedikçe ne icra müdürlüğü tarafından ne de icra mahkemesi tarafından resen nazara alınıp incelenemez....
GEREKÇE; Uyuşmazlık, tebligatın usulsüzlüğü şikayetine ilişkindir. Adana 5.İcra Müdürlüğünün 2020/4527 esas sayılı dosyası incelendiğinde, 401.200,00 TL asıl alacağın tahsili için yapılan genel haciz yolu ile icra takibinde örnek 7 ödeme emrinin davacı borçluya 27.02.2020 tarihinde "tebliğ evrakında gösterilen adreste kimse bulunmaması, adresin kapalı olması sebebi ile muhatabın en yakın yönetici Gökay Kayrahan sorulmuş, muhatabın geçici olarak camiye gittiğini beyan etmesi üzerine ilgili mahalle muhtarlığına tebligat teslim edilip 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırıldı, yönetici Gökay Kayrahan'a haber verildi" haber verildi açıklaması ile tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Hükmi şahıslara yapılacak tebligat işlemi, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak tüzel kişinin adresinin kapalı olması halinde Tebligat Kanununun 21. Maddesine göre tebligat yapılır....
Somut olayda tebligat evrakında, davalının tevziat saatinde nerede olduğunu bildiren komşusunun ismi yazılmadığından davalıya yapılan gerekçeli karar tebliği usulsüz olup, komşunun daire numarasının belirtilmesi bu usulsüzlüğü gidermez. Her ne kadar söz konusu tebligat usulsüzlüğü posta memurunun işleminden kaynaklanmaktaysa da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 301. maddesi gereği ilamı taraflara tebliğ etmekle görevli olan mahkemenin, posta memurunca yapılan tebliğin usulüne uygun yapılıp yapılmadığını denetleme, tebliğin usulsüz yapılması halinde yeniden tebligat çıkartma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu amaçla mahkeme, tebligatın usulüne göre tebliğ edilmesi ve usulsüz tebligatların tespit edilmesi için gerekli olan tedbirleri almak ve gerektiğinde ihmali bulunan kişiler hakkında yaptırım uygulamak yetkisine de sahiptir....
Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği Niğde ili Bor ilçesi Kemerhisar Cumhuriyet mah. 148 ada 9 parselde kayıtlı E blok 4. kat 17 nolu taşınmazın tapu kaydına 07.11.2017 tarihinde haciz konulduğu, İİK’nun 103. maddesine dair davetiyenin borçluya tebliğe çıkarılmadığı, bilahere alacaklı vekilinin talebi üzerine yazılan talimat gereğince Bor İcra Dairesinin 2017/336 Talimat sayılı dosyasından taşınmazın kıymet takdiri raporunun düzenlenerek borçluya tebliğe çıkarıldığı ve 16/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdiri raporunun tebliğ işlemine yönelik bir tebligat usulsüzlüğü iddiasının bulunmadığı, aynı zamanda meskeniyet şikayetinin de yasal 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 02/06/2022 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından Adana 3. İcra Hukuk Mahkemesince verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince; ''Mahkememizce yapılan değerlendirmelere göre; davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar tebligatın müvekkilinin bilinen son adresinde yapılmaması ve ayrıca tebliğ mazbatasında "daimi çalışan" olarak belirtilen şahsın müvekkilinin adresinde daimi çalışan olmadığı gibi müvekkilinin belirtilen şahsı tanımadığını, müvekkilinin icra dosyasından 22.12.2022 Tarihinde haricen haberdar olduğunu beyan etmiş ise de UYAP üzerinden yapılan incelemede borçlunun vatandaş portal üzerinden ödeme emri tebliğ evrakını ilk kez 14.01.2022 tarihinde olmak üzere birçok kere okuduğu, bu durumda borçlunun usulsüz tebligatı öğrenme tarihi dikkate alındığında tebligat usulsüzlüğü yönündeki şikayet ile borca itirazın yasal sürede yapılmadığı anlaşıldığından davanın süreden reddine'' karar verildiği görülmüştür....
A.Ş'ye dava dilekçesinin 02/04/2016 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebligatın usulsüzlüğüne yönelik dava açılmadığı, İİK'nun 16. maddesine göre tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin yedi günlük süreye tabi olduğu, somut olayda şirket yönünden tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin 19/04/2016 tarihinde yapılmış olup bu sürenin geçirildiği, bu nedenle davanın ... Tic. A.Ş yönünden reddine, ... yönünden tebliğ usulsüzlüğü şikayetinin kabulüyle öğrenme tarihi olan 19/04/2016 tarihinin tebliğ tarihi sayılmasına, tahliye davası yönünden kiracı şirketin süresi içinde icra dairesine yaptığı bir itiraz olmadığından İİK'nin 269/a maddesi kapsamında tahliyenin koşullarının oluştuğunun kabulü ile davalı kiracı ... Tic....
Somut olayda, şikayetçi vekili, şikayetçi adına düzenlenen ödeme emri tebligatının, önce bilinen son adrese gönderilecek tebligat ile aşamaların başlaması gerektiğini belirterek usulsüz tebligat şikayetinde bulunmuştur. Tebligat Kanunun 32. Maddesi uyarınca usulsüz tebligattan haberdar olunmuş ise öğrenme tarihi tebliğ tarihi sayılır. Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Keza Hukuk Genel Kurulu'nun 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258 Esas 1991/344 Karar sayılı ilamında da; “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” denilerek bu husus vurgulanmıştır....