Şikayete konu işlemle ilgili olarak tebliğin usulsüz olduğunun iddia edilmesi halinde öncelikle mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti incelenmeli, varılacak sonuca göre tebliğin usulüne uygun olduğu kanaatine varılırsa bu husus kararda gösterilmek suretiyle şikayet süre yönünden reddedilmelidir. Usulsüz tebliğe yönelik şikayet incelenmeden ve bu husus kararda tartışılıp gösterilmeden şikayetin süre yönünden reddi kararı doğru değildir. Bu kapsamda yapılan incelemede; her ne kadar icra dosyasında borçlu vekili Av.Mehmet Ender Çelik'in baroda kayıtlı adresine posta ile tebligat yapılmış ise de, PTT Müdürlüğüne Dairemizce yazılan yazıya verilen 4787 sayılı yazıda Av. Mehmet Ender Çelik'in UETS'de kayıtlı e-tebligat adresinin bulunduğu, adresin 13.02.2019 tarihinde aktif edildiği ve tebligat alımına hazır hale getirildiği bildirilmiştir....
Şikayet dilekçesinde yasal hasım gösterilmemişse ya da yanlış gösterilmişse mahkemece bu eksiklik kendiliğinden dikkate alınıp, eksiklik tamamlanarak yargılama yapılmalıdır. Somut olayda alacaklı tarafından açılan şikayet davasının yasal hasmı haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan 3. kişi Argon Petrol Ürünleri Dağıtım Ticaret Limited Şirketi olup şikayet dilekçesinde taraf olarak gösterilmediği, borçlunun davalı olarak gösterildiği, mahkeme tarafından da borçlu şirkete tebligat yapılarak yargılamanın yürütüldüğü, dolayısıyla taraf teşkili sağlanmaksızın yargılamaya devam edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacı hakkında başlatılan icra takibinde davacıya ait taşınmaza haciz konulduğu, davacı tarafından taşınmazın haline münasip evi olduğu iddiası ile şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davanın süreden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 12. HD 2019/7056 E-2020/3985K sayılı kararında açıklandığı gibi İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda; borçlunun adına kayıtlı taşınmaza 17.07.2019 tarihinde haciz konulduğu, borçlu vekili tarafından icra takip dosyasına 25.07.2019 tarihinde vekaletname sunulduğu, ve borca itiraz dilekçesi verildiği, bu durumda borçlunun şikayet konusu haczi en geç 25.07.2019 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davayı haczedilmezlik şikayet süresi olan 7 günlük sürede açtıklarını bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4. maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendi gereğince haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanun'un 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Somut olayda, şikayete konu traktör hacziyle ilgili 103 davetiyesinin davacı borçluya 07/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetin 7 günlük yasal süre içinde yapılmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Borçlunun, takip dosyasında haczedilen taşınmazının, İİK’nun 82/12. maddesi kapsamında haline münasip evi, geçimi için zaruri olan arazisi ve aile konutu olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, ilk derece mahkemesi tarafından meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, bu karara karşı borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti gibi taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunduğu iddiasına dayalı haczin kaldırılması şikayeti de, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Şikayet konusu işlem ilgiliye tebliğ edilmişse şikayet süresi tebliğ tarihinden itibaren başlar. Yine; kural olarak haciz sırasında bulunmayan borçlunun İİK'nun 103.maddesi gereğince hacizden haberdar edilmesi gereklidir....
Somut olayda Gölcük İcra Dairesince taşınmaz üzerine konulmuş bir haciz bulunmayıp, Kocaeli 2.İcra Müdürlüğü'nce 2009/3928 esas sayılı icra takip dosyasından Gölcük Tapu Sicil Müdürlüğü'ne doğrudan yazılan 20.04.2009 tarihli yazı ile şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına haciz uygulanmıştır. Bu durumda anılan hacze karşı şikayeti incelemeye Kocaeli İcra Mahkemesi yetkili olup, mahkemece şikayetin yetki yönünden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte, borçlunun meskeniyet şikayetinin mahkemece süresinde olmadığından bahisle reddedildiği görülmektedir. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsuz haciz yolu ile takibe karşı borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda, meskeniyet iddiası ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde: müvekkilinin alacağının ipoteğe dayalı olduğunu, haciz söz konusu olmadığından meskeniyet şikayetinin ileri sürülemeyeceğini, satışın usulüne uygun yapıldığını beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; talimat icra dairesince yapılmış bir haciz işlemi bulunmadığı, HMK'nın 114/1- ç maddesi gereğince yetkinin kesin olduğu hallerde mahkeminin yetkili olup olmadığını öncelikle değerlendirmesi gerektiği, meskeniyet şikayeti yönünden talimat icra dairesince yapılmış bir haciz işlemi bulunmadığından talimat icra dairesinin bağlı bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olmadığı, İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu gerekçesiyle meskeniyet şikayeti yönünden İİK'nın 4. maddesi gereğince şikayetin reddine karar vermiştir. Davacı/3.kişi vekili istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;hacizde tertip ilkesi kapsamında borçlunun mevduatı üzerindeki hacizlerin satımı ve paraya çevrilmesi daha kolay olduğundan taşınmaz mallar üzerindeki haczin mevcudiyeti ileri sürülerek haciz talebinin reddinin usul ve yasaya uygun olmadığı, çünkü mevduat üzerine haciz konulması halinde alacaklı alacağını daha hızlı ve daha kolay şekilde tahsil edebileceği, oysa ki taşınmaz üzerinde bulunan haciz nedeniyle alacaklının satış talebi, kıymet taktiri, ihale, ihalenin feshi vb. aşamalarla uğraşmak zoruna kalacağı, bu husus hem dosyada fazla ve gereksiz masraf yapılmasını gerektirecek hem de alacaklının alacağını geç almasına sebebiyet vereceği, icra müdürlüğünün, alacaklının talebi ile borçluya ait malvarlığı üzerine haciz koymak zorunda olduğu, ancak borçlunun, haczedilmezlik şikayeti ya da taşkın haciz şikayeti ile icra mahkemesine başvurabileceği, bu konuda ispat yükünün ise borçluya düşmekte olduğu...