Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir, zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Şikayete konu taşınmazda Anadolubank A.Ş. lehine 26/09/2016 tarih ve 18303 yevmiye nolu ipotek kaydının bulunduğu anlaşılmıştır....
Her ne kadar şikayet tarihi itibariyle taşınmaz borçlu adına kayıtlı ise de, meskeniyet şikayeti adına kayıtlı taşınmazlar iddia edilebileceğinden ve dava şartı olduğundan yargılama sırasında da bu şartın var olması gerekir. Borçlu ölünceye kadar bakma akdi ile üçüncü bir şahsa taşınmazı devir ettiğinden artık sözü edilen taşınmaza ilişkin meskeniyet iddiasında bulunma hakkını kaybetmiştir. Tüm bu nedenlerle şikayetin aktif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine" karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu taşınmazın mülkiyetini satım akdine göre değil, ölünceye kadar bakma akdine dayalı olarak oğlunun eşi olan 3. Kişiye devrettiğini, TBK'nun 611....
usulsüzlüğüne ilişkin herhangi bir iddiada bulunulmadığını, İİK’nun 16. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal şikayet süresinin 30/10/2019 tarihinde sona erdiğini ve meskeniyet şikayetinin ise bu süre geçtikten sonra 17/07/2020 tarihinde yapıldığından, şikayetin süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir....
Şikayet konusu işlem şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden başlar. Ancak tebliğ tarihinden daha önce öğrenmiş ise, şikayet süresinin öğrenme tarihinden başlayacağı aşikardır. Dava konusu taşınmaza, takip dosyasından 09/10/2019 tarihinde haciz konulmuş, davacıya 103 davetiyesi 20/11/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacının, dava dilekçesinde 103 davetiyesinin tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir şikayeti de mevcut değildir. Dolayısıyla, borçlu tarafça 20/11/2019 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edilmesi ile birlikte taşınmaz haczinin bu tarihte öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra (01/06/2021 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. HMK'nun 357....
İcra Müdürlüğünün 2021/1428 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davacının aynı takipte açtığı takibin iptali davasında vekili varken aynı takip dosyasından çıkartılan 103 davetiyesinin asile tebliğ edilmesi usulsüz olduğundan 103 davetiyesi tebliğ usulsüzlüğünün kabulüne, meskeniyet şikayetine konu taşınmazın tapu kaydında QNB Finansbank lehine doğmuş ve doğacak bütün borçların teminatı olarak ipotek tesis edildiğinden meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, kullanılan kredinin konut kredisi olması sebebiyle ipoteğin zorunlu ipoteklerden olduğu, meskeniyet şikayetine engel olmadığı belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, davacı borçlu tarafından açılan meskeniyet şikayetine ilişkindir....
Maddesi gereği borçlunun haline münasip evin haczedilemeyeceğini, meskeniyet şikayetinde şikayet hakkını konutta yaşayan tüm aile fertlerinin kullanabileceğini belirterek haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava açma hakkı bulunmadığını, davacının uzun zamandan beri davaya konu taşınmazda yaşamadığını, borçlu ile ayrıldıklarını, ortada bir aile kalmadığından taşınmazın da aile konutu vasfı taşımadığını, davaya konu taşınmazın lüks bir muhitte olduğunu ve hale münasip ev vasfından çok daha değerli olduğunu, bu nedenle hale münasip ev olarak kabul edilmeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, "meskeniyet şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine" karar verilmiştir....
İİK'nun 82/1- 12. maddesi gereği; meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturması şart olmadığı gibi, burayı kiraya vermesi de bu talepte bulunmasına engel değildir. Ayrıca, borçlunun birden çok taşınmazı olması halinde de, bunlardan biri hakkında meskeniyet şikâyetinde bulunması mümkündür. Diğer taraftan; İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olmakla borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Uyuşmazlık, meskeniyet şikayetine ilişkindir. Meskeniyet şikayeti İİK'nın 16. maddesi kapsamında öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük şikayet süresine tabidir....
Şikayet konusu icra takipleri ipotek alacağına dayalı olarak başlatılmıştır. Meskenini bir alacaklısına ipotek etmiş olan borçlunun, ipotek alacaklısına karşı meskeniyet iddiasında bulunması mümkün değildir. Zira evini kendi iradesi ile ipotek eden borçlunun artık ona ihtiyacının olmadığını kabul etmektedir. (Prof Dr.Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku Cilt 1 sahife 821). İİK'nun 82/1- 12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceği düzenlemesi haczedilmezlik şikayeti olup, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut olmadığından bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma imkanı bulunmamaktadır. Şikayet konusu olayda; alacaklı tarafından, şikayetçi borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip başlatıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zaman aşımı def'i, Meskeniyet, Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlu vekili, haczedilen taşınmaz ile ilgili olarak İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında meskeniyet şikayetinde bulunmuş; ayrıca Borçlar Kanunu'nun 147. maddesi gereğince anapara faizlerinin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, bu nedenle icra emri ile talep edilen faiz alacak kalemlerinin üzerinden 5 yıl geçmiş olduğundan zamanaşımına uğradığını belirterek icranın geri bırakılmasına karar verilmesini istemiştir....