"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz HÜKÜM : Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya kapsamına göre; davaya konu taklit ürünlere ilişkin marka ve hak sahibinin ... Limited şirketi olduğu, ... şirketi ile....Petrolleri A.Ş. şirketi arasında 01.01.2004 yürürlük tarihli lisans anlaşmasının bulunduğu, şikayet dilekçesi ekinde sunulan lisans anlaşmasının fotokopi olup, ilk 10 sayfası haricinde okunamadığı, anlaşma içeriğinde "müshasır ürünler" yönünden, lisans alana " münhasır hak" verildiği, bunların hangi ürün ve hizmetler olduğunun Tablo 1.1 ve Tablo 5'te gösterildiği ve anlaşma içeriğine göre anlaşmanın bir parçası olan bu ek tabloların dosya içinde bulunmadığı ve dosyada mevcut anlaşma hükümlerinden de marka ve hak sahibi şirkete ait olan şikayet hakkının ......
Limited şirketinin faaliyet gösterdiği işyeri kira bedeline ilişkin olarak düzenlendiğini, taraflar arasında 01.10.2019 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 1.maddesinde kira bedelinin düzenlendiğini ve kira bedellerine ilişkin olarak düzenleme tarihleri 01.10.2019 tarihi olan ve ödeme tarihleri 05.11.2019 ile 05.10.2022 tarihleri arasında her ay olacak şekilde 36 adet senet verildiğini, takibe dayanak senedin aylık kira bedeline yönelik teminat olarak hazırlanan senet olduğunu, sözleşmenin 1....
Mahkemece, yapılan değişikliklere davacı kiralayanın onayı bulunduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm, süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, davalı kiracının kullanımında olan mecurda yapılan bir takım değişiklerin, davalı tarafından eski hale getirilmeksizin tahliyesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. B.K.'nun 266. maddesi hükmü uyarınca davalı kiracı kiralananı teslim aldığı şekilde geri vermekle yükümlüdür. Kiracının bu sorumluluğu kira sözleşmesinden doğan bir sorumluluktur. Yine, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin 8. maddesinde;”kiracı mecurda yapacağı ilave inşaatlar için kiralayanın yazılı rıza ve iznini alacaktır...” düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre davalı kiracı değişiklikler için işyeri sahibinden yazılı izin aldığını ispat edemediğine göre mecuru eski haline getirmekle yükümlüdür....
Bu amaçla yapılan değişiklik esaslı tamirat kabul edilemeyeceğinden, buna ilişkin harcama kalemleri ile ilgili davanın reddedilmesinde bir yanılgı yoktur. Davacının bütün temyiz itirazları açıklanan nedenle reddolunmalıdır. 2- Davalı kiralayanın temyiz itirazlarına gelince; Borçlar Kanunu'nun 273. maddesi hükmünce kiralayan, kira müddeti zarfında icrasına zaruret olan esaslı tamiratı kiracı tarafından ihbar edilir edilmez gideri kendisine ait olmak üzere yapmaya mecburdur. Kaldı ki, taraflar arasındaki sözleşmede davalı kiralayanın büyük bakım ve onarımlardan sorumlu olduğuna dair açık hüküm bulunmaktadır. Olaya uygulanması zorunlu Borçlar Kanunu'nun 273. maddesindeki esaslı tamirattan maksat ise; kiralanan şeyin akitten beklenilen amaca uygun kullanma ve işlemeye elverişli bir durumda bulundurulması için gereken tamirat demektir. Esaslı olmayan onarmaların neler olduğu da yasanın 274. maddesi hükmünde gösterilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Karşılıksız çek keşide etme Hüküm : Mahkûmiyet Karşılıksız çek keşide etme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1) Karşılıksız çek keşide etme suçunda şikayet hakkı, Türk Ticaret Kanunu’nun 702. maddesinde açıklandığı üzere, çeki muhatap bankaya ibraz eden yetkili ve yasal hamil ile bunun rücu hakkına sahip bulunduğu çek arkasında ciro sıralaması içinde imzaları bulunan ve çeki devralan kişilere ait olduğu, bu nedenle anılan yasanın 700. maddesinde “bir çek ciro ve teslim yoluyla devredilebilir” hükmüne göre çekte hamil olmayanların (çeki elinde bulundurmayanların) şikayet hakkı olmadığında kuşku yoktur....
a isabet etmesi sonucu, sanığın mağdur küçüğü basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaraladığı olayda; Suç tarihinde 13 yaşında olan 2001 doğumlu mağdur adına şikayet hakkının ortak velayet sahibi olan baba Serkan Yurttutan ile anne Yeliz Yurttutan'a ait olduğu ancak 6 aylık yasal süre içerisinde şikayet hakkını kullanmadıklarının ve aşamalarda bu hususta dinlenmediklerinin anlaşıldığı, kaza tarihinde 18 yaşından küçük olan mağdur adına 5271 sayılı CMK'nın 234. ve 239. maddeleri gereğince zorunlu vekil görevlendirildiği ve 28.04.2015 tarihli celsede, 5237 sayılı kanunun 73/2. maddesinde öngörülen şikayet hakkına ilişkin 6 aylık süre geçirildikten sonra, mağdur adına şikayette bulunduğu anlaşılmakla, bu halde yasal süresinde ve usule uygun yapılmayan şikayet nedeni ile taksirle yaralama suçundan açılan davanın şikayet yokluğu nedeniyle düşmesine karar verilmesi yerine sanığın beraatine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde...
Mahkemece, şikayet eden vekilinin mahcuz mallar üzerinde istihkak iddiasında (hapis hakkı nedeniyle) bulunduğu, bunun reddine ilişkin icra mahkemesi kararının temyiz edilmeyerek kesinleştiği, sıra cetvelinin düzenlendiği tarihte şikayet eden şirketin alacağının kesinleşmediği ve mahcuzlar üzerinde haczi bulunmadığı belirterek şikayetin reddine karar verilmiştir. Şikayet eden vekili kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 24.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, şikayet eden vekilinin mahcuz mallar üzerinde istihkak iddiasında (hapis hakkı nedeniyle) bulunduğu, bunun reddine ilişkin icra mahkemesi kararının temyiz edilmeyerek kesinleştiği, sıra cetvelinin düzenlendiği tarihte şikayet eden şirketin alacağının kesinleşmediği ve mahcuzlar üzerinde haczi bulunmadığı belirterek şikayetin reddine karar verilmiştir. Şikayet eden vekili kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 24.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Başka bir ifade ile, şikayet hakkını kullanacak marka sahibi Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tutulan marka sicilinde, adına markanın tescil edildiği gerçek veya tüzel kişidir. Şikayet hakkı şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan bu hakkın başkaları tarafından kullanılması mümkün değildir. Hak sahibi kişiler şikayet tarihinde, şikayette bulunma yetkisini veren vekaletname bulunmak koşulu ile avukatları vasıtasıyla da şikayette bulunabilir. Davaya vekalet konusu 6100 sayılı HMK'nun 71-83. maddelerinde düzenlenmiş olup, hem HMK'da hem de Türk Borçlar Kanununda vekaletnamelerin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı kabul edilmiştir....
Kararı, şikayet olunan SGK ve Vergi Dairesi vekilleri temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, İcra Mahkemesince uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, şikayet olunan ... ve ... Vergi Dairesi vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayet olunan ... ve ... Vergi Dairesi vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....