İlk derece mahkemesince, şikayet olunana ait kambiyo takibinin hatalı olarak 5 günde kesinleşmiş gibi gösterildiği ve sıra cetvelinin iptali gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi kararına karşı şikayet olunan vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ...Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından, şikayet olunanın haczinin daha sonra kesinleştiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir.Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.Şikayetçiye ait ilamsız takip, 23.07.2015 tarihinde başlatılmış olup 01.08.2015 tarihinde kesinleşmiş, şikayetçi tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmaza 10.08.2015 tarihinde kesin haciz uygulanmıştır. Şikayet olunana ait kambiyo takibi ise 22.07.2015 tarihinde başlatılmış aynı gün ihtiyati haciz kararı alınmış ve 04.08.2015 tarihinde ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmüştür....
yazılı tarih olan 15/09/2018 olduğunu, vade tarihi bu kadar aşikar iken, zamanaşımına uğramış bir senet ortada iken icra memurunun İİK. hükümlerine uymaksızın bu kambiyo yoluna özgü takibi başlattığını ve usule aykırı işlem yaptığını, müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını, senet vasfına haiz bir kıymetli evrak olmamasına rağmen usule aykırı bir şekilde işlem yapıldığını, kambiyo vasfı varmış gibi hareket edildiğini, 3 yıllık zamanaşımın dolduğunu, bu nedenlerle şikayetin kabulü ile takibin durdurulmasına ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Borçlunun borca yönelik bir kabulü de bulunmamaktadır. Kambiyo senedi niteliği bulunmayan bu belgeler kambiyo takibine konu edilemez. Takibin iptaline karar verilmesi isabetlidir. Davalının istinaf sebebi yerinde değildir. Yukarıda belirtilen nedenlerle; ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm hukuka uygun bulunmuştur....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin 20/02/2020 tarih, 2019/698 Esas ve 2020/122 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA; 2- A)Davacıların ödeme emrine yönelik şikayetinin reddine, B)Davacıların takip dayanağı senedin kambiyo vasfını taşımadığına yönelik şikayetinin reddine, C)Davacıların asıl alacağa yönelik borca itirazın Reddine, D)Davacıların takip öncesi işlemiş faize ve faiz oranına yönelik şikayetinin KABULÜ ile, İstanbul 19....
Yukarıda belirtildiği üzere incelemesi yapılan senedin lehtar kısmının boş olduğu sabit olup, zorunlu unsurlardan olan bu hususun eksikliği senede kambiyo vasfının kazandırılmasına engel teşkil edecektir. Dolayısıyla ilgili senet ile kambiyo vasfına haiz senetlere ilişkin takip başlatılamayacak olup, işbu davada davacının menfi tespit taleplerinin de ilgili eksiklikten dolayı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibine yönelik olması hususu nazara alınarak, harici inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın zorunlu unsurlardan lehtar kısmı boş olan senedin kambiyo vasfına haiz olmadığı takdir ve kanaati ile ilgili senet dolayısıyla davacının borçlu olmadığının tespitine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (IV) HÜKÜM SONUCU, YARGILAMA GİDERLERİ VE KANUN YOLU: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜ İLE, Davacının, Konya . İcra Müdürlüğünün ......
-Kabule göre, kambiyo senetlerinde ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi ... gün, ödeme süresi ise ... gündür.(İİK'nın 168/...,...,....) Bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından (İİK m.78/I), henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi de ... günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, ... günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğurur. Somut olayda, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipler bakımından ... günlük kesinleşme süresi baz alınarak sıralama yapılması gerekirken, bu hususun gözden kaçırılması da doğru olmamıştır....
Sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere; "Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez." Yine Y.12. HD.nin 27.09.2010 T., 8528/21169 EK. Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır. Somut olayda; dava dilekçesinde ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna dair bir şikayet yoktur. Diğer taraftan dava dilekçesinde gecikmiş itirazda bulunulduğuna dair bir ibare de yoktur. Ödeme emri davacıya 01.09.2020 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda borca itirazların İİK.nun 168/5....
-K A R A R- Davacılar vekili müvekkilleri aleyhine girişilen icra takibinin dayanağı senedin düzenleme tarihinde tahrifat yapıldığından kambiyo senedi vasfına haiz olmadığını, senedin dava dışı... isimli şahsa verilen ve ödenmiş senet olduğunu belirterek, kambiyo senedi vasfında olmayan belgeden dolayı yapılan icra takibinin iptaline, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili senet altındaki imzaların borçlulara ait olduğunu, senetteki keşide tarihindeki oynamanın kim tarafından yapıldığının tespit edilemediğini, ve ceza mahkemesince beraat kararı verildiğini, senet borcunun ödenmediğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Davacı vekili, davalının icra takibine konu ettiği senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını, davalı ile aralarında ticari ilişki veya borç alışverişi bulunmadığını, senet üzerindeki yazıların davacıya ait olmadığını, senette damga pulu olduğunu, tanzim tarihinin ise 2012 yılı olduğunu, senedin 2001 yılında ortağı olduğu şirkete verilen teminat senedi olabileceğini belirterek, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının kardeşi olduğunu, iki oğlunun düğün masraflarını karşıladığını, borcuna karşılık bu senedin verildiğini, teminat senedi olmadığını, davacının borcunu ödememek için bu davayı açtığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Dava dilekçesinde bono borcunun ödendiği iddia edildiğinden İcra ve İflas Yasanının 170/a-3 maddesi gereğince takibe dayanak bononun kambiyo senedi niteliğinin olmadığı şikayetinin reddi gerekir ve İİK'nun 170/a maddesi uygulanamaz. Davacı dava dilekçesi ile takibe konu senetlerin ödendiğini ileri sürdüğüne göre İİK 170/a maddesi uygulanamayacağından, mahkemece senedin kambiyo vasfına yönelik inceleme yapılarak takibin iptaline yönelik karar isabetsiz olduğundan, mahkemece davacının borca itirazları yönünden inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın esasının incelenmeksizin mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....