İİK'nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Bu süre en geç ödeme emrinin, itiraz ya da şikayet edene tebliğinden sonra başlar. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, muteriz borçluya ait tebligat mazbatası icra müdürlüğü dosyasına dönmediğinden alınan ... müdürlüğü cevabına göre örnek 10 no'lu ödeme emrinin borçluya 21/01/2014 günü tebliğ edildiği; borçlunun İİK'nun 168. maddesi gereğince yasal 5 günlük itiraz süresi içerisinde 23/01/2014 günü yaptığı itirazının süresinde olduğu anlaşılmaktadır....
un, İİK'nun 89. maddesindeki prosedürünün işletilmesi ile borçlu olarak takip dosyasına eklendiği, dolayısıyla bu durumda 3. kişi sayılamayacağı, alacaklının da kısmen ödeme yapıldığı beyanı nazara alınarak, mahkemece, borçlunun itfa itirazının duruşma açılarak ve varsa tarafların gösterecekleri deliller toplanarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılmak suretiyle değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde yapılan inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.04.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şti' ye 20/10/2014 tarihinde tebliğ edildiği, beş günlük itiraz ve şikayet süresinin son günü olan 25/10/2014 tarihinin cumartesi gününe rastladığı, icra mahkemesine başvurusunun ise pazartesi gününe isabet eden 27/10/2014 gününde yani yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, istemin süreden reddi yönündeki hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin ...... esas sayılı dosyası ile şikayet yoluna gidildiğini, İcra Hukuk Mahkemesi davasının hali hazırda derdest olduğunu, ancak ilamlı icraya dayanak mahkeme kararının Yargıtay .........
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/02/2021 NUMARASI : 2019/683 ESAS - 2021/76 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet, İtfa İddiası KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafça İstanbul Anadolu 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/65 E. sayılı dosyasında verilen tapu iptali ve tesciline ilişkin ilamın kesinleşmeden takibe konulduğunu, müvekkilinin takip dayanağı ilamda hükmedilen 161.000,00- TL tutarındaki ödemeyi 03.10.2019 günü, saat 11:48:25'te yaptığını, davalı vekili Av....
Şeker Fabrikası A.Ş. tarafından iş bu alacağının tahsilinden vazgeçildiği, bu doğrultuda vazgeçilen alacak tutarının özel karşılık hesabına alındığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 324. maddesi uyarınca özel karşılık hesabına alınan miktarın ticari zararla mı yoksa mâli zararla mı itfa edilmesi gerektiği hususunda talep edilen özelgeye süresinde cevap verilmemiş olması nedeniyle söz konusu miktarın zararla itfa edilemediği ve gelir olarak kaydedildiği, bu nedenle 2016 hesap dönemine ilişkin olarak ihtirazı kayıtla kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği, davacı tarafından "geçmiş yıl zararlarının da itfa kapsamında olduğu, ancak özelge talebine süresinde cevap verilmeyerek bu imkanın ortadan kaldırıldığı"nın iddia edildiği, 213 sayılı Kanun'un 324. maddesine göre, sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacakların, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına alınacağı, bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak 3 (üç) yıl içinde zararla itfa edilmediği...
Somut olayda, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri 23.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği halde adı geçen icra mahkemesi'ne yasal süreden sonra 29.01.2014 tarihinde başvurduğuna ve ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre mahkemece istemin süre aşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru değil ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/04/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhinde bir adet çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde örnek 10 numaralı ödeme emrinin 22/12/2014 tarihinde tebliği üzerine borçlunun yasal beş günlük sürede 24/12/2014 günü icra mahkemesine başvurarak çekin zamanaşımına uğradığı iddiası ile beraber borca ve yetkiye itiraz ettiği, mahkemece duruşma açılmaksızın dosya üzerinden inceleme yapılarak istemin reddine karar verildiği görülmektedir....
Senet üzerine hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı değilse borçlunun yapacağı teminat iddiası borca itiraz niteliğindedir.Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının; hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan İİK'nın 169/a-1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlanması gerekmektedir (HGK'nun 06/03/2013 tarih ve 2012/12- 768 E., 2013/312 K. ve 20/06/2001 tarih ve 2001/12- 496 sayılı kararları). İİK'nın 169/a-1 maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir....
Somut olayda, takip dosyasında icra emrinin borçlu vekiline 29.05.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin yukarıda anılan yasal (7) günlük süreyi geçirdikten sonra, 15.06.2015 tarihinde itfa itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır.O halde, mahkemece, itfa itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....