İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, icra takibi 15.11.2000 tarihli 1.. K.. müşterek ve müteselsil borç senedine dayanmaktadır. Anılan senede dayanılarak muris A.. K.. hakkında 29.06.2004 tarihinde takip başlatıldığı, bu takipte mirasçılara 18.10.2008 tarihinde icra emri düzenlendiği ve tebliğ edildiği görülmektedir....
İİK.nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; borçlunun dayandığı 23.11.2012 tarihli belge alacaklı vekili tarafından kabul edilmemiştir.Bu durumda anılan bu belge yukarıda açıklanan yasal düzenlemede bahsedilen belgelerden kabul edilemez....
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Borçlu, itfa itirazına dayanak olarak müşterek çocuk için alacaklıya elden ödeme yaptığını ileri sürmüş, ayrıca yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını, posta havale fişlerini delil olarak sunmuş ise de, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin bir kısmının alacaklıya yapılmadığı gibi, nafaka borcu için yapıldığına ilişkin herhangi bir açıklama da içermediği görülmüştür. Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur....
Maddelerinde, "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra tetkik merciine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya tetkik merciinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." şeklinde düzenleme mevcuttur. Somut olayda, davacı borçluya gönderilen icra emrinin 11/12/2021 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, icra emrinin davacı borçluya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği anlaşılmakta olup, icra emrinin usulsüz tebliğine yönelik bir itiraz mevcut değildir. Davacı tarafın, borcun ödendiğine yönelik şikayeti ve sair şikayetleri ise, süreye bağlı olup, icra emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, resen nazara alınır....
Bu durumda aksi yönde yeni bir ilam alınmadıkça nafaka borcunun devam edeceğinin kabulü gerekir Mahkemece verilen nafaka borcunun 18 yaşından sonra ereceği yönündeki kararda bu nedenle isabet bulunmamaktadır. 2)İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verileceği hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda; ilam alacaklısı ... olup, reşit çocuk ’a yapılan ödeme alacaklı tarafından kabul edilmediğinden ve İİK 33. maddesi kapsamında kalan ödeme olmadığından nafaka ödemesi olarak kabulü mümkün değildir....
İlama dayalı takiplerde itfa, imhal, zamanaşımı iddiası ile takibin iptali ve faize itiraza ilişkin "icra emrine itiraz davası" İcra Hukuk Mahkemelerinde talep edilebilecek olup, İİK'nunda sınırlı sayıda sayılan deliller ile ispatı mümkün olup, Genel Mahkemelerde aynı iddianın HMK'nun genel hükümleri gereği açılabilmesi mümkün olup, menfi tespit davasını görmeye Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, sırf icra takibinin başlatılması halinde İcra Hukuk Mahkemesi görevli oluduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmayıp, davanın mahiyeti ve talep sonucu dikkate alınarak karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Mahkememizin görevsizliğine, İstanbul Anadolu Nöb....
Senedin vadesinin gelmediği yönündeki şikayet bu madde kapsamı dışında olup İİK'nun 16. maddesinin birinci fıkrasına göre 7 günlük süreye tabidir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emrine kesin süresi içerisinde itiraz ve şikayette bulunulması takip talebinde yazılı asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşir. Takibin kesinleşmesinden sonraki safhada borçlu İİK'nun 71. maddesine göre itfa imhal veya zamanaşımı itirazında bulunabilir. Somut olayda bononun vadesi gelmeden takibe konulduğu şikayeti süresinde yapılmadığından takip asıl alacak ve ferileri ile birlikte kesinleşmiştir....
İİK'nun 169. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 168/5. maddesine göre; borçlunun, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını, 168/3. maddesine göre de kambiyo senedi vasfına yönelik şikayetlerini icra mahkemesinde ileri sürme süresi beş gün olup, bu süre hak düşürücü niteliktedir ve mahkemece re'sen gözetilmelidir. İİK'nun 19. maddesinde ise; "Gün olarak tayin edilen müddetlerde ilk gün hesaba katılmaz. Bir müddetin sonuncu günü resmi tatil gününe rastlarsa müddet tatili takip eden günde biter. Müddet, son günün tatil saatinde bitmiş sayılır" düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, örnek 10 numaralı ödeme emrinin borçluya 13.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, beş günlük itiraz ve şikayet süresinin son günü olan 18.01.2016 tarihinin pazar gününe rastladığı, icra mahkemesine başvurusunun ise pazartesi gününe isabet eden 19.01.2015 gününde yani yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır....
Buna göre, şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, 2 ayrı iddiada bulunmuş olup takip konusu alacağın icra takibinden önce alacaklı vekiline ödendiği gerekçesiyle takibin itfa sebebiyle iptalini, icra takibinde alacak ve faiz tutarlarının fazla hesaplandığı gerekçesiyle icra emrinin iptalini iddia ve talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, bu hususlardan sadece alacak ve faizin fazla talep edildiği iddiası irdelenerek karar gerekçesi de bu yönde oluşturulmuş olup dava dilekçesinde ileri sürülen diğer hususlara ilişkin olarak herhangi bir gerekçeli değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Davacı vekili bu hususu istinaf dilekçesinde açıkça belirtip istinaf sebebi olarak göstermiştir....
Maddesine dayalı icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı ve İİK. 33/A maddesine dayanalı ilamın zamanaşımına uğradığına yönelik olduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 33/1 maddesi; "icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş, yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılmasına karar verilir" , İİK 33/A maddesi ;İlamın zaman aşımına uğradığı veya zaman aşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir. " şeklindedir....