WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." şeklinde düzenlendiğini, İcra İflas Kanununun söz konusu bu maddesine bakıldığında, şikayet süresinin muamelelerin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün olduğunun görüleceğini, söz konusu davanın süresinde açılmadığı için davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, esasa yönelik cevaplarında ise; davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak davayı açtıklarını, dava dilekçesi içeriğinde "Kanuna açık aykırılık nedeni ile kamu düzenine ilişkin yapılan iş bu şikayet süresiz şikayete tabi bir durum içermektedir." denildiğini, ancak İİK md. 16'da şikayet sebeplerinin gösterildiğini, söz konusu dava dilekçesindeki şikayet sebebinin İİK md. 16'da belirtilmiş olan şikayet sebepleri arasında bulunmadığını, Kamu düzenine ilişkin yapılacak şikayetin kanunda düzenlenmediğini, bu yüzden kamu düzenine ilişkin söz konusu şikayet yapılamayacağını, kaldı ki kamu düzenine ilişkin şikayet sebeplerinin varlığının kabul edilmesi halinde bile...

Başvuru, İİK'nın 33. maddesi kapsamında itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK'nın şikayet üzerine yapılacak yargılama usulünü belirleyen 18/son maddesinde, icra mahkemesinin aksine hüküm bulunmayan hallerde, duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir edeceği, duruşma yapılmasının uygun görülmesi halinde ilgilileri en yakın zamanda duruşmaya çağıracağı ve gelmeseler bile gereken kararı vereceği düzenlenmiştir. Somut olayda, borçlunun İcra Mahkemesi'ne başvuru dilekçesindeki talebi, ilamlı takipte itfa şikayeti niteliğindedir....

GEREKÇE: Uyuşmazlık, itfa sebebine dayalı icranın geri bırakılması talebine ilişkindir. Mersin 3. İcra Dairesinin 2019/14108 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından T1 Şirketi hakkında 13/12/2019 tarihinde ilamlı takip yoluyla 20.833,42 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, icra emrinin şikayetçiye 17/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Davanın 20/12/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Para ve Teminat Verilmesi Hakkındaki İlamların İcrasında icranın geri bırakılmasını düzenleyen İİK'nun 33.maddesinde "İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır." hükmü yer almaktadır....

Borçlunun takip konusu alacağın tamamının takipten önce alacaklıya ödendiğine yönelik başvurusu, İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak icra emri tebliğinden önceki döneme ilişkin itfa itirazı olup, anılan madde uyarınca itfa itirazı 7 günlük süreye tabidir. Borçlu vekiline 10.02.2021 tarihinde tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, 17.02.2021 tarihinde, takibe konu borç hakkında itfa itirazında bulunmuştur. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Borçlu, itfa itirazına dayanak olarak, yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını sunmuş ise de, ödeme belgelerinin incelenmesinde, ödemelerin bir kısmının nafaka borcu için yapıldığına ilişkin açıklamanın bulunduğu, bir kısım dekontlarda "ödeme" açıklamasının yer alığı, bazılarının ise herhangi bir açıklama içermediği görülmüştür....

    İlk derece mahkemesi tarafından; ''...tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememizce şikayet edenin (borçlunun) şikayet olunana (alacaklıya) gönderdiği havalelerin, kredi ve kredi kartı ödemeleri düşüldükten sonra 44.014,78 TL'lik kısmının 23/06/2014- 11/09/2017 tarih aralığı nafaka borcuna mahsuben olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce celp edilen banka kayıtlarının "yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş" belge niteliğinde olduğu, bilirkişi tarafından sunulan 06/02/2021 tarihli raporun bilimsel, hukuka, usule, dosya içeriğine uygun ve denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmış ve yukarıda belirtilen tüm hususlar hep birlikte dikkate alınarak...'' şeklindeki gerekçe ile "şikayetin kabulüne, Ankara 10. İcra Müdürlüğü'nün 2017/17429 Esas takip sayılı dosyasında 44.014,78 TL miktar yönünden itfa sebebiyle icranın geri bırakılmasına" karar verilmiştir....

    İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal, veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davacı borçlu, alacaklının ödeme yapılacağından haberdar olduğunu belirterek harç masraf ve vekalet ücreti alacağı yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılarak bakiye 28.802,20 TL asıl alacak yönünden takibin devamına karar verilmiştir. Davacı borçlu kurum tarafından yapılan borç ödemelerinin takip tarihinden sonra yapıldığı sabittir....

    İcra Müdürlüğünün 2018/5507 Esas sayılı takip dosyasında borcun itfa edilmesi sebebi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir....

    nun 355. maddesi hükmüne göre istinaf incelemesinin bu yönde sunulan dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun re'sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf sebeplerinin değerlendirilmesinde; İİK'nun 33. maddesinde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.'' düzenlemesi mevcuttur. Borçlunun ilam konusu borcun takipten önce ödendiğine yönelik başvurusu İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir....

    İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Anılan maddenin 1. fıkrasında; "...İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır.” hükmü, 2. fıkrasında; "....Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir." hükmü yer almaktadır. Yasada alacaklı tarafından imzası ikrar edilen belgeye yer verilmemişse de; yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre, alacaklının ibraname vasfında olan belgedeki imzayı kabul etmesi halinde, icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Bir başka ifadeyle imzası taraflarca ikrar edilen ibra belgesi borcu sona erdirir. Ancak, burada imzası ikrar edilen belge kavramının dikkatli ve dar yorumlanması gerekir....

      Somut olayda, borçlunun şikayeti üzerine alacaklı hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2019/35245 soruşturma sayılı dosyasından tehdit ve zorla senet imzalatılması iddiası ile şikayette bulunulduğu, İstanbul 27. AHM'nin 2019/414 E. Sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, zor ve tehditle senet imzalatılması ve açığa atılan imzanın kötüye kullanılması iddiaları HMK.'nun 209. maddesi kapsamında sahtelik iddiası niteliğinde bulunmadığı gibi, HMK.'nun 209. maddesinin icra takiplerinde uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle cumhuriyet savcılığına yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz....

      UYAP Entegrasyonu