Somut olayda, davacıya ödeme emrinin 01/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun müdürlüğe 04.04.2019 tarihinde itiraz dilekçesi verdiği, tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin ise 09.07.2019 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından süre aşımı nedeniyle tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. İİK'nun 168/1- 3 maddesi gereğince dayanak senedin kambiyo senedi niteliği taşımadığı şikayetinin ödeme emri tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde mahkemeye yapılması gerekmektedir. Somut olayda davacıya ödeme emrinin 01/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından 09/07/2019 tarihinde yapılan kambiyo hukukuna ilişkin şikayetin de süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerindedir....
Davalı vekili tarafından, ödeme emrinin 09/07/2018'de davacıya usulüne uygun tebliğ edildiği, ayırca davacı adına kayıtlı araçla ilgili davacı huzurunda 27/06/2021 tarihinde yakalama işleminin uygulandığı, bu sebeple davanın süresinde olmadığı, ayrıca müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçlusu tarafından açılan ödeme emri tebligatı usulsüzlüğü şikayeti ile borca itiraz davasına ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklının borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsuz haciz yolu ile başlattığı icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; dayanak belge örneğinin ödeme emrine eklenmediğini ve gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu ileri sürerek ödeme emri ile takibin iptaline karar verilmesini istediği, mahkemece, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ve ödeme emri tebligatı üzerinde dayanak belge eklidir yazıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayet, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılmalıdır (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 12.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği, icra takip dosyasından düzenlenen 103. madde davetiyesinin ise 08.05.2014 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilinin 20.10.2015 tarihinde icra dosyasının UYAP sistemine taranmasını talep ettiği, borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde sadece 12.03.2013 tarihli ödeme emri tebliğ işlemini şikayet konusu yaptığı ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiada bulunmadığına göre, en geç anılan davetiyenin tebliğ edildiği 08.05.2014 tarihinde takibi öğrendiğinin kabulü gerekir....
Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş olması halinde dahi dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya usule uygun olarak tebliğ edilmiş ve davalı savunma yapmamıştır. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresindede itirazda bulunmadığından 27/02/2015 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Kesinleşen takip üzerine yasal sürede ödemede bulunmadığından borçlunun temerrüdü de gerçekleşmiştir. Mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....
Ödeme emri usule uygun tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiye borçluya 14.07.2014 tarihinde “aynı iş yerinde birlikte daimi çalışan evrak almaya ve imza atmaya ehil ve yetkili Muharrem Kocabacak imzasına tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından .....11.03.2014 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Kesinleşen takip üzerine yasal sürede ödemede bulunmadığından borçlunun temerrüdü de gerçekleşmiştir. Mahkemece tahliyeye karar verilmesi gerekirken istemin reddine karar verilmesi doğru değildir....
İcra Dairesinin 2020/877 Esas sayılı dosyası ile müvekkili borçlu aleyhine kira alacağına ilişkin ilamsız takibi başlattığını ve Örnek No 7 ödeme emrinin mernis adresine gönderildiğini, ödeme emrinin tebliği için 03/02/2020 tarihinde müvekkili borçlunun adresine geldiğinde evde tebligatı almaya elverişli kimse bulunmaması ve müvekkili borçlunun çarşıda olduğu gerekçesi ile tebligatın muhtara verildiğini, müvekkili borçlu o tarihte ceza evinde olduğundan tebligatı öğrenemediğini ve süresinde itiraz edemediği için takibin kesinleştiğini, müvekkiline ödeme emri gönderildiği tarihte müvekkilinin cezaevinde olup kendisine Samsun 3....
Mahkemece, ödeme emri tebligatının davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle, istemin reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri, 31.12.2012 tarihinde, mernis adresinde Tebligat Yasasının 21. maddesine göre tebliğ edilmiştir. Dava dilekçesi ekli ve duruşma gün ve saatini bildiren davetiye ise 25.03.2013 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki davalı borçlu bu tarih itibariyle, tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi'nde şikayet yolu ile ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 31.12.2012 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra Mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Yargıtay HGK.nun 30.05.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 Sayılı kararları da bu doğrultudadır....
Mahkemece, ödeme emri tebligatının davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle, istemin reddine karar verilmiş, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçluya gönderilen ihtarlı ödeme emri, 13.05.2014 tarihinde Tebligat Yasasının 21.maddesine göre tebliğ edilmiştir. Dava dilekçesi ekli ve duruşma gün ve saatini bildiren davetiye ise 05.08.2014 tarihinde davalıya tebliğ edilmiştir. Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü bu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Ne var ki davalı borçlu bu tarih itibariyle, tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi'nde şikayet yolu ile ileri sürüp, tebliğ tarihini düzelttirmediği gibi, süresinde de itirazda bulunmadığından 22.07.2010 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. İcra Mahkemesi ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. Yargıtay HGK. 30.05.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 Sayılı kararları da bu doğrultudadır....
Borçluya gönderilen 13(51) örnek ihtarlı ödeme emri 09.04.2012 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 13.maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş ise de; dava dilekçesi ve duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin davalı borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihte davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinde iddia ettiği usulsüzlüğü öğrendiğinin kabulü gerekir.Ne var ki bu tarih itibariyle tebligatın usulsüzlüğü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürülüp, tebliğ tarihi düzelttirilmediğinden 09/04/2012 tarihinde yapılan tebligat kesinleşmiştir. Mahkeme ödeme emrinin tebliğindeki usulsüzlüğü kendiliğinden nazara alamaz. YHGK.30.3.2005 gün ve 2005/6-190-220 ve 28.09.2005 tarih 2005/6-518-518 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Davalının bu tarihten itibaren 30 gün içerisinde talep konusu alacağı ödemesi gerekirken, yasal ödeme süresi geçtikten sonra 11.05.2012 tarihinde ödediğinden borçlunun temerrüdü de gerçekleşmiştir....