GEREKÇE: Dava, velayet verilmeyen taraf ile müşterek çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin genişletilmek suretiyle yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davalar kamu düzenine ilişkin olup, resen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle, yargılama sırasında ve hatta karar tarihinden sonra meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Somut olayda, tarafların Kuşadası 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Ana ve babadan herbiri diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanır veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/1-2). Çocuk İzleme Merkezindeki psikiyatrist tarafından düzenlenen rapordaki bulgu ve tespitler karşısında, mahkemece pedegogtan alınan rapor yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Süresinin Artırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının kişisel ilişkinin süresinin artırılması suretiyle değiştirilmesine ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişkinin beş yaşın bitimine kadar, sonra dokuz yaşına kadar ve dokuz yaşından sonraki dönem için kademeli olarak kurulması da doğru değildir. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK. md. 438/7)....
CEVAP Davalı-davacı baba vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; babanın tek isteğinin kişisel ilişki günlerinde çocukla sağlıklı ilişki kurmak olduğunu, annenin çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasını engellemeye çalıştığını, anne eşliğinde kurulan ilişki nedeniyle babanın sürekli boşandığı eşi ile biraraya gelmek durumunda kaldığını, yine aynı sebeple çocuğu sadece açık alanlarda görebildiğini ve çocuğun babanın ailesi ile iletişim kuramadığını iddia ederek; karşı davanın kabulü ile çocukla baba arasında her hafta sonu pazar günleri anne refakati olmadan kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir. III....
Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/2). Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). İlişkide anne/babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetilir. Anne/baba yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md.182/II ve 324). T.M.K.'...
Ayrıca kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalı-davacı babanın, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. O halde, davalı-davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkinin daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde düzenlenmesine karar verilecek yerde, kişisel ilişkinin sınırlandırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/309 Esas sayılı dosyasında mahkemece "... babanın müşterek çocuğun velâyeti tedbiren anneye verilmesine rağmen uzun zamandan beridir yanında tutması ve annesi ile görüştürmemesi nedeni ile baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına..." karar verildiği, baba tarafından bu karara karşı istinaf ve temyiz talebinde bulunulduğu, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf talebinin esastan reddine karar verildiği ve ardından kararın temyiz incelemesi sonucu onanarak 09.02.2021 tarihinde kesinleştiği, babanın çocuğun kaçırılması ve alıkonulması nedeniyle mahkumiyetine karar verildiği, yine çocuk teslimine muhalefet nedeniyle hakkında tazyik hapsine karar verildiği, babanın boşanma aşamasında çocuğu tedbiren verilen kişisel ilişki kararına rağmen anneye teslim etmemesi nedeniyle kendi kusurundan kaynaklanan sebeplerle kişisel ilişki kurulmamasına sebep olduğu, çocuk ile kişisel ilişki kurulması mahkemenin de gerekçesinde belirttiği üzere baba için bir hak...
Anılan ihbarnamede; Sanığın eyleminin 2004 sayılı Kanun'un 341. maddesindeki suçu oluşturabilmesi için sanık hakkında mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş çocuğun teslimine veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilamın olması, alacaklının çocuk teslimi hakkındaki ilamı icraya koyması, icra dairesince gerekli ihtaratları içeren, teslim edilecek yer, gün ve saati belirten icra emrinin sanığa tebliğ edilmesi, sanığın tebliğe rağmen çocuğu teslim etmemesi veya kişisel ilişki kurmasına engel olması, sanığın teslim etmemesinin makul ve makbul bir mazerete dayanmaması ve sanığın suç kastını ortadan kaldıran nedenlerin bulunmamasının gerektiği, somut olayda sanık ile müştekinin ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin olup davalı anne delil listesinde tanık deliline dayanarak tanık isimlerini bildirmiştir. Davalı bu tanıkların dinlenmesinden açıkça vazgeçmediğine ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 241. maddesi koşulları gerçekleşmediğine göre davalı tanıklarının usulüne uygun şekilde dinlenmesi ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Davalı baba ile velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk 02.12.2013 doğumlu Hayrunnisa Nur arasında kişisel ilişki tesis edilirken günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında, aynı şehir-farklı şehir ayrımı yapılması doğru olmadığı gibi, tarafların ayrı şehirlerde yaşamaları halinde çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle belirlenen kişisel ilişki düzenlemesi babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....