Bu kez, Bölge Adliye Mahkemesince, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin açıklamalarına göre davanın genel hükümlere göre alacak davası olduğu, davacının İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı itirazın kaldırılması davasında dayanak belgenin İİK'nın 68/1. maddesinde yazılı belgelerden kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddedilmesi üzerine davacının işbu davayı açtığı, Yargıtay’ın icra mahkemesi kararını bozması üzerine icra mahkemesince itirazın kaldırıldığı, karar düzeltme aşamasında kararın onandığı, takibe ve eldeki davaya konu olan borcun ödendiği, davanın konusuz kaldığı, tanzim yeri unsuru bulunmayan belgenin kambiyo senedi vasfı taşımadığı, adi senet hükmündeki senetteki alacakla ilgili olarak 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığınca düzenlenen raporda söz konusu belgedeki imzanın murise aidiyetinin belirlendiği, belgenin borç ikrarını içerdiği, davacının dava açmakta haklı olduğu, davanın açılmasına davalıların...
Bu tebliğden sonra borçlu süresinde takibe itiraz ettiğinde itiraz ile kendiliğinden duran takibe devam edilebilmesi için alacaklının ya itirazın kaldırılması ya da itirazın iptali yoluna başvurması gerekir.Takip alacaklısı tarafından ödeme emrine süresi içinde itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılan itirazın iptali davası İİK’nin 67 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddeye göre, bu davanın açılabilmesi için; ilamsız takip yapılmış olması, borçlunun bu takibe itiraz etmesi, alacaklının itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurmaması ve itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren alacaklının bir yıl içinde mahkemeye başvurmuş olması gerekmektedir. İtirazın iptali davasının konusu, icra takibine konu edilen alacaklar olup, davanın amacı ise itirazla duran takibin devamını sağlamaktır. İtirazın iptali davası, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir....
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır....
Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın açıklama kısmında anlatılan olayların dava ile ilgisinin bulunmadığını, karar gerekçesinde tahliyeden Ulus semtindeki iş yerlerinden bahsedildiğini, davanın itirazın kaldırılması davası olup tahliye talebi bulunmadığını, mahkemece iddiaların ve cevapların eksik incelendiğini, borçlu aleyhine itirazın kaldırılması davası açıldığını, imzası borç ikrarını içeren senet itirazın kesin olarak kaldırılması için tek başına yeterli olduğunu, yargılama esnasında, 18.11.2021 tarihli delil dilekçesiyle, taraflar arasında 23.05.2019, 26.06.2019 ve 02.04.2020 tarihinde akdedilen, içeriği kayıtsız şartsız belli bir miktar para borcunun ikrarını haiz, tarafların karşılıklı olarak imza ettiği sözleşmelerin dosyaya sunulduğunu, sözleşmenin İcra İflas Kanunu kapsamında imzası borç ikrarını içeren bir senet olduğunu, borçlu şirketin imzayı, sözleşmeyi ve borcu inkar da etmediğini, dosya kapsamındaki faturaların müvekkili şirket ve borçlu şirket tarafından...
-TL bedelli ilamsız icra takibi yaptıklarını, borçlunun süresi içinde borca, takibe faize ve tüm ferilerine itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu haksız itirazın kaldırılması ile davalının % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece taşınmazın bulunmuş olduğu yerde toplu yapı yönetiminin tapuya tescil edilmediği, yerin birden fazla parsel üzerine kurulu bulunduğu, bu yerlere ilişkin yargılamanın genel hükümlere tabi olacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık itirazın iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali hukukuna ilişkin davada Ankara 2. Tüketici ile 3. İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, icra takibine yapılan itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, borçlu hakkında konut kredi sözleşme borcu nedeniyle ilamsız takip yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, davacı bankanın süresinde itirazın kaldırılması için icra mahkemesine dava açtığı anlaşılmaktadır. İcra takibine yapılan itirazın kaldırılması 6 aylık süre içerisinde İcra Tetkik Merciinden, itirazın iptali ise, 1 yıl içinde değerine göre genel mahkemelerden istenebilir. Somut olayda; itirazın 6 aylık sürede kaldırılması istendiğine göre, görevli mahkeme icra tetkik mercii'dir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemenin 19/02/2021 tarihli ara kararı ile, "dava 2004 sayılı İİK' nun 171 vd. maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılmış borçlunun itirazının kaldırılması ve iflas talebine ilişkin olup iş bu davada öncelikle tarafların iddia ve savunmalarının genel hükümlere göre incelenerek davacının alacaklı davalının ise borçlu olup olmadığının maddi hukuk kurallarına göre tespiti gerekmektedir. Mahkemece alacağın varlığı tespit edildikten sonra depo kararı ve gerekirse iflas kararı verilir. Somut olayda dava henüz ön inceleme aşamasındadır. Davalı borçlunun icra dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde takibe dayanak çekte yer alan imzaya ve borca itiraz ettiği itiraz konularının yargılama gerektirdiği davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu delillerin muhafaza tedbir talebinin kabulü yönünde kanaat oluşturmak için yeterli görülmemesi nedeniyle davacı tarafın muhafaza tedbiri talebinin bu aşamada reddine" karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2014/111 Esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasında, 15/12/2014 tarihli ara kararı ile verilen küçük ... lehine 250,00-TL, alacaklı ... lehine de 200,00 TL olmak üzere toplam 450,00-TL tedbir nafakasının tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun ödeme emrine itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklının itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Somut olayda, ... Aile Mahkemesi'nin 2014/111 Esas sayılı dosyasında görülen boşanma davasında mahkemece verilen ara kararı ile; küçük ...'ya 200,00-TL, davacı ...'ya 250,00-TL olmak üzere toplam 450,00-TL tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Tedbir nafakasına ilişkin ara kararı ilâm olmadığı gibi, İİK'nun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden de değildir. Dolayısıyla ilamların icrası hakkındaki hükümlere tâbi olmadığından ilamlı takip konusu yapılamaz....
İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın genel hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları bulunmaktadır. Alacaklı, noterlikçe resen tanzim edilmiş veya ''tarih'' ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir belgeye dayanmadıkça, tahliye taahhüdündeki imza ve tahliye tarihine itiraz edilmesi halinde icra mahkemesinden kiralananın tahliyesi istenemez. (Emsal: Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 13/10/2014 tarih, 2014/9946 E. 2014/10933 K.) Zira İcra hukuk mahkemeleri dar yetkili olup sadece takip hukukuna ilişkin olarak yasada sınırlı olarak belirtilen şekilde inceleme yapabilir. Uyuşmazlığın genel mahkemede çözülmesi gerekir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir....
itiraz uğramış kira sözleşmesine dayanılarak hem itirazın kaldırılasına hem de tahliyeye karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, icra mahkemesinin itirazın kaldırılması ve tahliye konusunda görevli olabilmesi için alacaklının itirazın kaldırılması davasında İİK68/1 ve 68/a maddelerinde imzası ikrar edilmiş ya da resmi mercilerce verilmiş belgeye dayanılması gerektiğini, İİK 68/1 ve 68/a icra mahkemesinin görev alanına girmediğini, tahliye davasında davadaki alacak miktarının değerine bakılmaksızın temyiz kanun yolu açık olmasına rağmen mahkemece kesin karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....