Bu durumda dava, komşu malikinin verdiği hasarın tazmini istemini içermekte bulunulduğundan, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanması söz konusu olmayıp, haksız fiilden kaynaklandığından, genel hükümlere çözümlenmesi gerekir. Ancak, davacının sigortalısının ve davalının tacir olmasına göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... .... 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 24.06.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, davanın yetkili Samsun Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığını, itirazın iptali davasını görme yetkisinin takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğunu, davaya konu alacağın, bir para borcu olduğunu, para borcunun alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğini, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu ve kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilerek tartışıldığı, itirazın iptali davasında icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olduğuna ilişkin yetki kurallarında bir düzenleme bulunmadığı, genel hükümlere tabi olduğu, bu nedenle icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin yetkili olamayacağı, ancak mahkemece 08/10/2020 tarihli duruşmada hükümden önce, "davalı vekilinin yetki itirazının yerinde görülmediğinden reddine karar verildi" denildikten sonra hüküm kısmında dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine karar verilmesi hükümde...
nun 272. maddesi gereğince yapılan takibe vaki itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı 15/04/2010 tanzim tarihli adi yazılı tahliye taahhüdüne dayanarak davalı aleyhine icra takibi başlatmıştır. İİK.nın 275. maddesinde; "tahliye talebi noterlikçe re'sen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davalı, tahliye emrine itiraz dilekçesinde tahliye taahhüdündeki imzaya ve düzenleme tarihine açıkça itiraz etmemiştir....
Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur.İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır." hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davalının kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir belge gösteremediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacının itirazının kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri incelendiğinde; davalı vekili tahliye taahhütnamesinin baskı altından alındığından geçersiz olduğunu ve davanın yasal süreler sona ermeden açıldığını yerel mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın karar verildiğini belirtmiş ise de ; icra hukuk mahkemeleri dar yetkili olup sadece takip hukukuna ilişkin olarak yasada sınırlı olarak belirtilen şekilde inceleme yapabilir....
Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacı, belediye meclisi üyeleri ve ilgili belediye başkanlığına yurtdışı gezisi ile ilgili konaklama - ulaşım - transfer organizasyonu ile ilgili hizmet verdiğini, hizmet bedellerini tahsil edemediğini ileri sürerek icra takibi yapmış, davalıların takibe yaptıkları itirazın kaldırılması için de eldeki davayı açmıştır. Davalılar ise; davacı ile aralarında akdi ilişkinin bulunmadığını savunmuşlardır. Davalıların tacir sıfatı bulunmadığı gibi uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmamasına göre ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Körfez 2....
İİK'nun 143. maddesine göre düzenlenen kesin aciz vesikası, İİK'nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olup, aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca kesin aciz vesikasına bağlanan alacak için zamanaşımı süresi 20 yıldır. O halde mahkemece itirazın kaldırılması isteminin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken 10 yıllık zamanaşımının dolduğundan bahisle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dayanak tahliye taahhütnamesi noterlikçe re'sen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş olmadığından ve davalı kiracı vekili müvekkilinin tahliye taahhüdü düzenleyip vermediğini, imzanın müvekkiline ait olmadığını beyan ettiğine göre icra mahkemesinden itirazın kaldırılması istenemez. Bu durumda inceleme yargılamayı gerektirdiğinden icra mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Davacı vekili her ne kadar genel mahkemede aynı takip ile ilgili olarak itirazın iptali davası açıldığını, bu nedenle icra mahkemesindeki eldeki dosyanın konusunun kalmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürmüş ise de, bilindiği üzere takibe itiraz halinde alacaklıya icra mahkemesinde itirazın kaldırılması veya genel mahkemede itirazın iptali davası açmak üzere iki seçenekli bir yol kalmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde alacağa ilişkin olarak temyiz edilmiştir. Mahkemece 12.06.2014 tarih ve 2014/308-2014/373 sayılı ek kararla kararın alacak miktarı itibariyle kesin olması sebebiyle temyiz dilekçesi reddedilmiş, red kararı yasal süre içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, itirazın kaldırılması, kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece tahliye davasının reddine, itirazın 704,25 TL üzerinden kaldırılmasına karar verilmiş, karar davalı tarafından itirazın kaldırılmasına ilişkin kesin olarak verilen karara yönelik olarak temyiz edilmiştir....
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır....
İİK 154. maddesi gereğince, iflas yolu ile başlatılan takibe karşı borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde, takibin duracağı, alacaklının bu İtirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini isteyebileceği İİK ‘nun 156/3. fıkrasında düzenlenmiştir. İflas davası basit yargılama usulüne göre incelenir.Borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde, mahkemece ilk önce davacı alacaklının itirazın kaldırılması hakkındaki talebi incelenir. Bu itirazın kaldırılması talebinin incelenmesi, genel haciz yolundaki itirazın kaldırılması talebinin incelenmesinden ( m.68-70) tamamen farklıdır. Genel haciz yolunda tetkik merciinin incelemesi yalnız belgelere göre ve ilamsız icra kuralları çerçevesinde yapıldığı halde, buradaki ticaret mahkemesinin incelemesi genel hükümlere ( yani HMK ‘daki hükümlere) göre olur. Bu nedenle borçlu, ticaret mahkemesindeki savunması sırasında ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir....