Dava; Simsarlık Sözleşmesine dayalı alacak hakkında yapılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün 2017/6877 Esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, simsarlık sözleşmesinden kaynaklı ödenmeyen komisyon ücretinin tahsili için başlattığı takibe vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır....
Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değildir; ne var ki 6098 sayılı TBK’nın 520/3. maddesi (mülga 818 sayılı BK m. 404/3) taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi için bir geçerlilik şekli kabul etmiştir. Buna göre, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli değildir. Simsarlık sözleşmesi vekâlet sözleşmesinin, konusu belirli (akit yapma hususunda aracılık faaliyetinde bulunma) ve simsarın her zaman ücrete hak kazandığı özel bir çeşididir. Bu sebeple TBK’nın 520/2. maddesinde (BK m. 404/2) "simsarlık sözleşmesine, kural olarak vekâlete ilişkin hükümler uygulanır" denilmiştir. Simsarlığın önem ve yararı şu şekilde açıklanmaktadır: Bir akdin yapılması için tarafların birbirleriyle buluşmaları lazımdır. Fakat bu buluşma her zaman kolay bir şekilde olmaz; hatta çoğu zaman bazı zorluklarla karşılaşılabilir....
GEREKÇE: Dava itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava yasal süresinde açılmıştır. Davacı ile davalı arasında 14.01.2018 tarihli simsarlık sözleşmesi imzalandığı, davalının sözleşme altındaki imzasını kabul ettiği ancak sözleşmede gösterilen yer bölümünün sonradan davacı tarafından doldurularak tahrifat yapıldığını belirttiği, anılan sözleşmede görülen yer kısmında belirtilen adresteki taşınmazın davalı tarafından kiralandığı, bu hususun dosyaya sunulan kira sözleşmesi ve tanık beyanları ile sabit olduğu, taraflar arasında yapılan simsarlık sözleşmesine göre davacı emlakçının edimini yerine getirdiği, taşınmazın kiralanması üzerine komisyonuna hak kazandığı, davalının sözleşmede tahrifat iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, alınan bilirkişi raporuna göre davalının davacıya 15.292.80-TL borcu bulunmakta olduğu anlaşıldığından, davanın aşağıdaki şekilde kabulüne karar vermek gerekmiştir....
Somut uyuşmazlıkta; davada davacı, davalı ile aralarında emlak komisyonculuğu sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davalıya sözleşmedeki yeri gezdirdiğini, davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının davacıdan gizli olarak işyerini doğrudan mülk sahibinden kiralamak suretiyle komisyon ücretini almasına engel olduğunu ve halen davacının sözleşme konusu yerde anaokulu işlettiğini ileri sürerek komisyon ücret alacağının tahsili için başlattığı icra takibine yapılan ititazın iptalini istemiştir. Davacının ve davalının tüketici tanımına uymadığı, taraflar arasında tüketici işlemi bulunmayıp genel hükümler uyarınca çözümlenecek itirazın iptali davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 01/03/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece, "açılan davanın İİK.nun 67. maddesi gereğince kısmen kabul ve kısmen reddi ile, davalı tarafın ... 28. İcra Müdürlüğünün 2014/1176 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, icra takibinin devamına, davacı taraf yararına İİK.nun 67. maddesi gereğince itirazın iptaline karar verilen asıl alacak miktarı olan 5.239 TL üzerinden takdiren %20 hesabı ile 1.047.80 TL tazminata hükmedilmesine, davacı tarafın ... 28. İcra Müdürlüğünün 2014/1962 esas sayılı dosyası hakkında açmış olduğu davanın reddine," karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, simsarlık sözleşmesinden doğan ücret ve cezai şart alacağına yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesince, dava kapsamı itibariyle simsarlık sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali olup 6502 sayılı Kanunun 73/1. maddesi ile tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İzmir 5. Tüketici Mahkemesi ise arsa almak isteyen davacının 6502 sayılı Kanun kapsamında tüketici olmadığı gibi mesleki hareket ettiği tespit edilemeyen davalı arasında 6502 sayılı Kanun anlamında tüketici işlemi bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; "Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” denilmekte, aynı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.”...
Somut olayda, davacı, davalı ile aralarında emlak komisyonculuğu sözleşmesi imzalandığını, dava dışı alıcı ile davalıyı bir araya getirerek ön satış sözleşmesi imzalanmasını sağladığını, sözleşmede ücreti hak etmesine rağmen davalının sözleşme bedelini ödemediğini ileri sürerek ödenmeyen komisyon ücret alacağının tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptalini istemiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca bu tür davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 4. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 03/10/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davacı, davalı ile aralarında emlak komisyonculuğu sözleşmesi imzalandığını, dava dışı alıcı ile davalıyı bir araya getirerek ön satış sözleşmesi imzalanmasını sağladığını, sözleşmede ücreti hak etmesine rağmen davalının sözleşme bedelini ödemediğini ileri sürerek ödenmeyen komisyon ücret alacağının tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptalini istemiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca bu tür davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Ankara 10. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14/01/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi....