Mahkemece, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti kararı içeriğine, ürünün hukuki ayıplı olduğunun anlaşıldığından, sabit olmayan itirazın reddine kesin olarak karar verilmiş; karar, yürürlükteki hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz edilmiştir. 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesi satışa konu malın ayıplı olması halinde; tüketici, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesini, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Tüketicinin bu hakkını kullanabilmesi için satışa konu malın satış sözleşmesi yapıldığı anda ayıplı olması gerekir. 2010/19120 2011/7037 Satışa konu cep telefonunun klonlandığı dosya içeriği ile sabittir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2019/1024 Esas KARAR NO : 2021/847 DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) DAVA TARİHİ : 12/03/2018 KARAR TARİHİ : 30/09/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili ......... San. Petrol Ürünl. İnş. Taah. ve Tic. Ltd. Şti.'nin yürütmekte olduğu ticari faaliyetinde kullanmak üzere davalı ......... Madencilik San. ve Tic. Ltd....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 30/01/2019 NUMARASI: 2016/663 Esas - 2019/39 Karar DAVA: İtirazın İptali İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/09/2021 Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalıya teslim edilen bir kısım ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı ve davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 23/1- c maddesi; "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır." şeklinde düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 223/2. Maddesine göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz....
GEREKÇE :Dava, ticari satım sözleşmesinden kaynaklanan cari(açık) hesap alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçeye istinaden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş,bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalıya teslim edilen bir kısım ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı ve davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 23/1-c maddesi; "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür....
- K A R A R - Dava, davalı şirketten satın alınan kabinli jeneratörün ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak ödenen bedelin iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ise aynı model ayıpsız bir jeneratörle değiştirilmesi ve ayrıca malın ayıplı olması sebebiyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, talebin zamanaşımına uğradığını, davaya Ticaret Mahkemesi sıfatı ile bakılması gerektiğini, süresinde bir ayıp ihbarının bulunmadığını, malın iade edilmesinin koşullarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili davalının 17.05.2004 tarih ve 105179 nolu açık fatura muhteviyatı köşebent demir vasfındaki malı satın aldığını, malın müvekkilinin işyerinde irsaliye ile teslim edildiğini, teslim edilen malın bedelinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, İzmir 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/1385 esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, ancak takip edilmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, ileri sürerek, davalının, ödemediği 1.808,00 TL.nin 21.11.2007 takip tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere, benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu alçıpan köşe profillerinin paslanmaya başladıkları, bu nedenle ürünlerin ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık 13.05.2014 tarihinde satılıp teslim edilen malzemelerin ayıplı olduğu iddiasına dayalı mal bedelinin iadesi ve yapılan masrafların tahsiline ilişkindir. Davacı taraf dava dilekçesinde malı kullandığı tarihten 15 gün sonra malın boyalarının döküldüğü ve paslanma olduğunu bildirmiş olup ayıbın tespit tarihi bilirkişi raporu ile 26.09.2014 tarihinde yapılmış, tespit raporu davalı tarafa 13.11.2014 tarihinde ihbar edilmiştir. Bu durumda ayıbı öğrenme tarihi dikkate alındığında taraflar tacir olup süresi içinde yapılmış bir ayıp ihbarından söz edilemez....
İcra Müdürlüğü'nün 2008/7266 E. sayılı dosyası ile 22/06/2008 tarihli 30.774,09 TL bedelli faturaya dayalı alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali ve 15/08/2008 tarihli 11.088,58 TL bedelli fatura için alacak talebinde bulunmuştur. Anılan talepler gözetildiğinde mahkemece her bir talep hakkında ayrı ayrı gerekçelendirilmek sureti ile hüküm oluşturulması gerekirken yazılı olduğu şekilde tek bir talep varmışcasına alacak davası gibi karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer, davalının tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında mal alım satımına ilişkin ticari ilişki olup, davaya konu fatura içeriği malın ayıplı olduğunu ve davalı şirkete iade etmek istediklerinde kabul edilmediğini ve davalının söz konusu faturaya dayalı olarak takip yaptığını, müvekkilinin davalı şirkete borcu olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, müvekkilinin alacağını tahsil için giriştiği icra takibine davacı borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali için dava açtıklarını ve davanın derdest olup, sözkonusu davadan üç ay sonra açılan bu dava da hukuki yarar bulunmadığını müvekkilinin davacıya sattığı malların ayıpsız olduğunu ve süresinde bir ayıp ihbarının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....