Sayılı ilamında " İİK.nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir....
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ait itfa iddiasına ilişkin olup, yasal dayanağı İİK'nun 71/1. maddesidir. Buna göre itfa iddiasının kabul edilebilmesi için borçlunun dayandığı belgenin, noterden tasdikli veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge olması gerekir. Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 101. maddesine göre, borçlunun, ödeme belgesinde ödemeyi hangi borç için yaptığını belirtmemesi halinde, alacaklı, yapılan ödemeyi istediği borca mahsup edebilir. Somut olayda,borçlunun itfa iddiasına dayanak yaptığı 40.000 Euro'luk ödeme dekontunda, ödemenin hangi borç için yapıldığı açıklanmadığından, ödemenin şikayete konu takip dosyası için yapıldığı sonucuna varılamaz.Ancak alacaklı vekilinin icra mahkemesine sunduğu 04.06.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde, ödemenin bir kısmının bu takip dosyasına mahsuben yapıldığının kabul edildiği görülmektedir....
İİK'nun 33/1. maddesi gereğince; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. Mahkemece, takipten önceki dönemde borcun itfa edilmiş olması nedeniyle istemin kabulüne karar verildiğine göre yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca icranın geri bırakılması ile yetinilmesi gerekirken, aynı zamanda takibin iptali yönünde de hüküm tesisi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması yerine doğrudan onandığı anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir....
İ.İ.K.’nun 168/5.maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçluya 27/02/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İ.İ.K.’nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 05/03/2014 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Borçlunun itirazı, İİK. nun 168/5. maddesi kapsamında olup, bu maddeye göre beş günlük sürede yapılması gerekir. O halde, mahkemece, itirazın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken itirazın esası incelenerek yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
İİK.’nun 168/5. maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda, alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçluya 22/09/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise İİK’nun 168/5.maddesinde öngörülen yasal beş günlük süreden sonra 09/10/2014 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Borçlunun itirazı, İİK'nun 168/5. maddesi kapsamında olup, bu maddeye göre beş günlük sürede yapılması gerekir. O halde, mahkemece, itirazın süre aşımı nedeniyle reddi gerekirken itirazın esası incelenerek yazılı gerekçe ile takibin durdurulmasına karar verilmesi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu icra mahkemesine başvurusunda İİK'nun 71. maddesine göre, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiği nedenine dayalı itfa itirazında bulunmuş, mahkemece; itfa nedeni ile takibin iptaline karar verilmiştir. Alacaklı tarafından borçlu hakkında Kastamonu 3....
İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir. O halde mahkemece, öncelikle duruşma açılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra, borçlunun haricen ödemeye ilişkin olarak sunduğu 01.9.2013 tarihli belge alacaklıya gösterilip beyanı alındıktan sonra, sonucuna göre İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ....tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değilse de; Bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, keşideci ve avalist borçluların ödeme nedenine dayanarak borca itiraz ederek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece istemin kabulüne ve takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. İİK.'nun 169/a-1. maddesi gereğince borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı taktirde mahkemece itiraz kabul edilir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde yazılı iddia ve beyanları tekrar etmekle birlikte, davalı tarafça protokolün varlığı ve ödeme iddialarının kabul edildiğini, takip konusu borcun üçüncü kişi tarafından ödendiği iddiasının sabit olması halinde borçlunun İİK'nın 71. maddesi uyarınca takibin iptalini isteyebileceğini, aynı konuda açılan davalarda itfa iddialarının kabul edildiğini, protokolde müvekkilinin taraf olduğunu, bu nedenle itfa iddiasında bulunabileceğini, bu durumda davanın kabulü ile İİK'nın 71/1. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, takipte taraf olmayan 3. kişinin takibin kesinleşmesinden sonraki evrede itfaya dayalı icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İtfa iddiasında bulunan davacı takipte taraf olmayıp üçüncü kişidir....
Somut olayda, borçlunun şikayet dilekçesinde borcun ödendiğini ileri sürdüğü 16.7.2013 ve 22.7.2013 tarihleri, borçluya ödeme emri tebliğ tarihi olan 16.5.2013'ten ve dolayısıyla takibin kesinleştiği dönemden sonrasına ait olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 71. maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Bir diğer anlatımla takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazı süreye tabi değildir....