Tüketici Mahkemesi’nin 2009/1072 esas sayılı dosyası olduğunu icra takibinden sonra 13.01.2011 tarihinde borcu davalı ile itfa ettiklerini, davalının kendisinden herhangi bir alacağının kalmadığına ilişkin 13.01.2011 tarihli ibranameyi verdiğini, kendisinin davalı ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı ibra edilmesine ve borcun itfa edilmesine rağmen; İİK md.33/1,71/2 ve TMK md.2'ye aykırı olarak davalı tarafından icra takibine devam edilmesinde hukuken isabet olmadığını, tüm bu nedenlerle .... 31. İcra Müdürlüğü’nün 2010/22673 esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine, takibin devamında haksız ve kötü niyetli olan davalının %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatıyla cezalandırılmasına karar verilmesini istemiştir....
GEREKÇE : Uyuşmazlık ilamlı takip yolu ile başlatılan takipte zaman aşımı itirazı ile borca itiraz istemine ilişkindir. Adana 7.İcra Müdürlüğünün 2017/1409 esas sayılı dosyasının incelemesinde ; Alacaklı T3 vekili tarafından borçlu T1 aleyhine Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1172 esas ve 2001/1072 karar sayılı ilamı dayanak yapılarak ilamlı icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 21/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu vekili tarafından 27/02/2017 tarihinde yasal süresi içerisinde zaman aşımı ve borca itiraz nedeniyle takibin iptali davasını açtığı görülmüştür. Davacı borçlu tarafından zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması ve itfa nedeniyle takibin iptali istemiyle dava açıldığı sabit olup takibe konu manevi tazminat yönünden icranın geri bırakılmasına dair karar istinaf konusu edilmediğinden bu husus inceleme konusu yapılmamıştır....
Öte yandan, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat külfeti borçlulara aittir. Somut olayda; borçlunun, takibe konu alacağın 80.356,10 TL olan kısmını itfa ettiği yönündeki itirazının yanı sıra, alacaklının da 27.12.2019 tarihli cevap dilekçesinde, icra takibine konu çekteki borçlu tarafın ödendiğini iddia ettiği 55.000,00 TL olan kısmına ait borcun halen devam ettiği, işbu kısım için yapılan itirazın yerinde olmadığı yönünde beyanının bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, hüküm oluşturulurken alacaklının cevap dilekçesindeki beyanı da dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Belirtilen yasa hükmüne göre; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu 7 gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya ihmal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir”. Nitekim, davacı vekili tarafından itfa nedenine dayanılarak ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nde takibin taliki veya iptali konusunda talepte bulunulmuş anılan mahkemece verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 12.HD’nin 11.5.2009 gün, 2009/2463 Esas ve 2009/10193 K sayılı bozma kararı tesis edilmiştir. Mahkemece, yukarıda belirtilen yasa hükmü ve icra mahkemesinden itfa nedeniyle talepte bulunulmuş olması gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 6.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR İİK.nun 33. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı, imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği, İtfa veya imhal iddiasının yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle ispat ettiği takdirde icranın geri bırakılacağı düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Şikayetçi borçlu, aleyhine başlatılan takibe geçilmeden talep edilen borcun 6.600 TL’lik kısmın ödenmiş olduğunu ileri sürerek itfa nedeniyle icranın geri bırakılması istemiyle icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece davanın kabulü ile dosya borcunun 6.600 TL’lik kısmı yönünden itfa nedeniyle icrasının geri bırakılmasına karar verildiği görülmüştür. HMK'nun 326. maddesi gereğince; kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir....
Vekilin bir vakıayı ikrar edebilmesi için, vekaletnamesinde özel bir ikrar (veya kabul) yetkisinin bulunmasına gerek yoktur.(...., İcra ve İflas Hukuku 1991 Baskı, 3.Cilt, sayfa 2624)İİK.nun 33/1.maddesi uyarınca "icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir....
Bundan başka davacı tarafça, itfa iddiası yönünden, imzası davalı tarafça inkar olunmayan ibranameye dayanılmıştır. Davalı tarafça ise, icra dairesi ve dosya numarası uyuşmadığından, ibranamenin davaya konu takibe ilişkin olmadığı ileri sürülmekle birlikte, anılan ibranamenin neden verildiğine dair hiçbir açıklama yapılmamıştır. Taraflar arasında, uyuşmazlık konusu takipten başkaca bir takibin bulunmadığı da gelen yazı cevapları ile belirlenmiş olmakla, davacı tarafça itfa iddiasına dayanak yapılan ibranamenin, davaya konu takibe ilişkin olduğu, ispat külfeti üzerinde bulunan davalı tarafça aksinin ispat olunamadığı kanaatine varılmış, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
icra takibinin itfa edilmiş olan, kısmının iptaline, karşı taraf vekillerinin vekalet ücretlerinin itfa edilen kısım dışında yeniden hesaplanmasına, alacak kalemlerine işletilmiş olan faiz başlangıç tarihinin ise karar kesinleşme tarihi olarak yeniden hesaplanmasına, alacak kalemlerine işletilmiş olan faiz başlangıç tarihinin ise karar kesinleşme tarihi olarak yeniden hesaplanmasına, itfa sonrası bakiye kalan kısım olan 20.175,00- TL'lik kısım için ilamlı icra ve takibinin yargılamanın iadesi kararı sonuçlanıncaya kadar geçici olarak tedbiren geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı borçlunun itfa itirazının yerinde olmadığını, İcra İflas Kanunu madde 33'te düzenlenen itfa itirazı şartlarının oluşmadığını, davacı tarafa icra takip dosyasından 17.06.2021 tarihinde tebliğ edilen icra emri olmasına rağmen 24.07.2021 tarihinde diğer dosyaya yapmış olduğu ödeme dolayısıyla itfa itirazında bulunmuşsa da icra emri tarihinden önce yapılan bir ödeme olmadığından itfa olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın icra emri tebliğ tarihini 22.06.2021 tarihi olarak iddia etse de e-tebliğ mazbatasına göre icra emri tebliğ tarihinin 17.06.2021 tarihi olduğunu, müvekkilinin Kıdem Tazminatı için yapılan itfa talebinin kabulünün mümkün olmadığını, tebliğler yapılmadan itiraz süresi tanınmadan işlem tesis edildiğini, icra takibinden önce yapılan ödemeden; alacaklı veya vekili haberdar edilmediği takdirde takibin başlatılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, bu durumda borçlunun takip masrafları, icra vekalet ücreti...