Borçlunun şikayeti takip dayanağı ilamda brüt alacağa hükmedildiği, bu alacağın net miktarlar üzerinden istenebileceği halde, bu lazimeye uyulmadan takip başlatıldığı yönünde ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 33,33/a maddelerinde düzenlenen imhal, itfa ve zamanaşımı itirazı değildir. Bu durumda şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 168/5. maddesi hükmü gereği; borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda; borçlu şirkete örnek 10 numaralı ödeme emrinin 28.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, yetki itirazının ise 05.03.2015 tarihinde, ... Nöbetçi İcra Mahkemesine gönderilmek üzere Kocaeli Nöbetçi İcra Mahkemesine yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlunun itirazı, yasal 5 günlük süre içerisinde olup, mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin süresinde olmadığından bahisle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
nin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, yetki itirazı ile birlikte zamanaşımı ve borca itirazını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verildiği görülmüştür. İİK’nun 168/5. maddesi hükmü gereği, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Somut olayda ödeme emri tebligatının muteriz borçlu şirkete 15.5.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunulmadığı, itirazın ise yasal beş günlük süreden sonra icra mahkemesine 21.5.2015 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. O halde, mahkemece başvurunun süresinde olmadığı kabul edilerek itirazın süreden reddine karar verilmesi gerekirken esasının incelenerek kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından beş adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, keşideci-borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; ödememe protestosu çekilmeden diğer borçlu (lehdar) hakkında takibe geçildiği, borcun lehdara ödendiği ve itfa edildiği, senetlerin bedelsiz kalmasına rağmen iade edilmediğinden bahisle takibin iptalini talep ettiği, mahkemece; bononun teminat olarak verildiği ve kambiyo takibi yapılamayacağı gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir....
Başvuru bu hali ile İİK. nun 33/2.maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir. Takip dayanağı ilamda, borçlunun dairesinden alacaklının dairesine su sızıntısı olması nedeniyle, sızıntının giderilmesi amacıyla gerekli tamiratın yapılabilmesi için borçlu tarafından alacaklıya izin verilmesine hükmedilmiştir. Mahkemece mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde yapılan keşif sonucu bilirkişi heyetince düzenlenen raporda, sızıntıya neden olan yerlerde gerekli tamiratların yapıldığı ve sızıntının mevcut olmadığı belirlenmiştir. Bu durumda takibin kesinleşmesinden sonra ilama konu iş borçlu tarafından yerine getirilmiş olduğundan, Mahkemece, İİK. nun 33/2.maddesi uyarınca, takibe konu edilen ve ilamda hüküm altına alınan fer’i alacaklar dışında, yalnızca “ilam hükmü gereğince tamir işleminin yerine getirilmesi” talebi yönünden icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir....
maddesinde düzenlenen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak; takip dayanağı bonoların zorla imzalatıldığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, yargılama aşamasında da borçlunun protokol sunarak borca itiraz ettiği, mahkemece; borçlunun itfa itirazını 5 günlük sürede şikayet dilekçesi ile belirtmediği, alacaklının protokolü kabul etmediği, senetlerin ve ibra protokolünün zorla alındığı iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Borçlunun takibin kesinleşmesinden önce sunmuş olduğu, 25.04.2014 tarihli taraflar arasında anlaşma ve ibra protokolü başlıklı belgede takip konusu borcun ibra edildiği görülmektedir. Alacaklının protokoldeki imzaya itirazı olmadığına göre, alacaklının protokole karşı diğer beyanları dar yetkili icra mahkemesinde dinlenmez. O halde mahkemece İİK'nun 169/a-5. maddesine göre itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İİK'nun 170/a-son maddesinde ise; “Her ne suretle olursa olsun, imza inkarı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, takibe dayanak yapılan çekte, ilk cironun, lehtar ... tarafından yapılması gerekmekte olup, çek arkasında adı geçenin cirosu bulunmadığından, ciro silsilesinin kopuk olduğu ve alacaklının yetkili hamil olmadığı anlaşılmış ise de, borçlu takibe konu çek bedelini nakten ve defaten ödediğini belirttiğinden İİK'nun 170/a-son fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası hükmü uygulanamaz. Bir başka anlatımla belirtilen nedenle takibin iptaline karar verilemez. Bu durumda itfa itirazı üzerinde durulması gerekip, borçlu, anılan itirazını İİK'nun 169/a-1. maddesinde yazılı belgelerden biri ile ispatlayamadığı gibi, alacaklının da, çek bedelinin tahsil edildiğine dair kabul beyanı bulunmamaktadır....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur....
İİK'nun 33/1. maddesinde; icra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. Somut olayda, borçlunun ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6573 E. sayılı takip dosyasına yönelik olarak İİK'nun 33/1 maddesi gereğince icra emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede itirazda bulunduğu görülmektedir. Bu durumda mahkemece, borçlunun itirazı incelenip takip tarihi itibari ile borçlu olup olmadığı, ne miktar borcu olduğu tespit edilerek taleple bağlı kalınarak icra emrinin kısmen veya tamamen iptali gerekip gerekmediği yönünde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken toplam ödemenin tespiti yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan borçlunun ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2014/6150 E. sayılı dosyasına yönelik itirazı ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Öte yandan, İİK'nun 170/2 ve 3. maddesinden, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takiplerde imzaya itirazın da duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, başvuru borca, yetkiye ve imzaya itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur....