İİK'nun 33/1 maddesine göre boçlu icra emri tebliği üzerine yedi gün içinde zamanaşımı, imhal ve itfa itirazında bulunabileceğinden Mahkemenin zamanaşımı ve takipten önceki itfa itirazlarına yönelik ret kararı doğru olduğundan, sair temyiz itirazları yerinde değil ise de, ilama aykırı fazla nafaka istendiğine ilişkin şikayetin, ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilmesi gerekir. Bu nedenle anılan başvuru İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabidir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı)....
İİK'nun 33. maddesinde ise; “İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imha iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda icra emrinin şikayetçi borçluya 03.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği icra mahkemesine başvurunun ise yasal yedi günlük süre içinde 21.08.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde, icra emri tebliğ tarihine göre dava süresinde olup mahkemece, şikayetin esası incelenip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan İİK'nun 149/a maddesinde tazminat öngörülmediği halde mahkemece tazminata hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından (1) adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile başlatılan takipte;borçlunun,borcun itfa edildiğini ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borçlunun borçlu olmadığının İ.İ.K. 71/1 maddesi gereğince noter tasdikli veya imzası ikrar edilmiş belge ile ispat edilemediğinden icranın geri bırakılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir....
Anılan Yasa hükmünde; ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re'sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icranın geri bırakılacağı '' düzenlemesi mevcut olup, icra mahkemesi anılan şartların tahakkuku halinde icrayı geri bırakabilir. Şikayetçi borçlu takip dayanağı ilamın velayet hükümlerinin değiştirilmesi yönünde Aile Mahkemesi'nde dava açtığını bildirilmiş ise de; açılmış bu davada takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmediği sürece takibe devam olunur. Bu durumda, Mahkemenin aksi düşünce ve yazılı gerekçeyle ilamın icrasının geçici olarak durdurulmasına karar vermesi doğru değildir....
İİK'nun 33/2. maddesinde, “İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş; itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa ve imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe resen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir. Somut olayda; Vakıf Banka ait dekont, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü harcama talimatı ve ödeme emri belgelerinden hareketle, dosya borcunun kalmadığı iddia edilmektedir. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, alacaklı vekilinden, belirtilen ödemelere karşı beyanları sorularak bu beyanlar ve İİK 33/2 maddesi kapsamında ödeme belgelerinin kabul edilebilirliği değerlendirilip bilirkişi aracılığı ile denetime elverişli rapor aldırılarak dosyada bakiye borcun bulunup bulunmadığının tespitinden ibarettir. Bu hususlarda eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru değildir....
Esas, 2001/... sayılı ilamına dayalı olarak birçok icra takibi yapıldığını, gerekli tüm ödemeler yapılarak borcun itfa edildiğini belirterek, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, borçlunun mükerrer takibe ve itfaya ilişkin şikayetini yasal 7 günlük süre içinde yapmadığı belirtilerek şikayetin süreden reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 33/1 maddesine göre, zamanaşımı, imhal ve itfa sebeplerine dayanılarak yapılan itirazların, 7 günlük süre içinde yapılması gerekir. Ancak takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayet ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle mükerrer takibe ilişkin başvuru İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabidir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından kredi sözleşmesine dayalı olarak genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde borçlular, istenen % 130 oranındaki faizin usulsüz olduğunu ve takip sonrasında yapılan ödemeler ile borcun itfa edildiğini ileri sürerek icranın geri bırakılmasını talep etmiş, mahkeme, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda borcun itfa edilmediğinden bahisle şikayetin reddine karar vermiştirHükme esas alınan bilirkişi raporunda; icra takibinde talep edilen alacağın, itiraz edilmeden kesinleşmesine rağmen icra takip tarihi itibariyle alacak tutarının tespiti için yeniden hesaplama...
Kararın borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden fark alacağına ilişkin ilama aykırılık şikayetinin reddine, itfa itirazının kabulü ile icra emrinde istenebilecek asıl alacağın 1.650,00 TL, işlemiş faizinin ise 214,41 TL olduğu tespit edilmekle takibin bu miktarlar üzerinden devamına, bakiye 32.450,00 TL asıl alacak ve 6.717,54 TL işlemiş faizi yönünden itfa nedeni ile icranın geri bırakılmasına, karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü: Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez....
Mahkemece davacının haciz ihbarnamelerine süresi içinde itiraz etmeyerek malın veya paranın kendi zimmetinde veya yedinde bulunduğunu kabul ettiği, dava açılmasına davalı şirketin değil, haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyen davacının sebep olduğu, davanın açılmasından sonra davanın konusunun itfa edildiği, dava açılmasına davacının sebep olduğu ve bu nedenle de vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın açılmasından sonra konusu itfa nedeniyle ortadan kalktığından bu hususta hüküm kurulmasına mahal bulunmadığına, davalı dava açılmasına sebep olmadığından davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına, davalı ... Melat San.ve Tic.A.Ş için takdir olunan 824.21 YTL vekalet ücreti ve davalı şirket tarafından yapılan 9.50 YTL mahkeme masrafının davacıdan tahsili ile davalı şirkete verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
hem de ....Gazete'de yayınlandığını, iflas dosyasına başvuruda bulunan tüm alacaklıların alacaklarının itfa edildiğini, kanuni düzenlemenin öngördüğü şartların gerçekleştirilmiş olması karşısında mahkemece daha önce hükmedilen iflas kararının kaldırılması gerektiğini, taraflarınca sunulan bilgi ve belgelerin yeterli görülmemesi halinde bilirkişi incelemesi yapılması isteminde bulunduklarını belirterek yerleşik ... kararları ve doktrin gereği, müflis şirketin tüm borçlarını ifa ettiği ve tüm müdahillerin taleplerinden vazgeçtiği hususları da dikkate alınarak iflas kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, İİK 182. maddesi gereğince açılan, iflasın kaldırılması istemine yöneliktir. Somut olayda, ... sayılı ilamı ile davacı şirketin iflasına karar verildiği, iflas dosyasına başvuruda bulunan tüm alacaklıların alacaklarının itfa edildiği iddiası ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. İ.İ.K.'...