mevcut olup olmadığına bakılmaksızın açılabilen bir dava türü olduğunu, davanın sebepsiz zenginleşme mi yoksa istirdat davası olarak mı açılacağı konusunda davacının seçimlik hakkı bulunduğunu, usul ekonomisi ilkesi gereğince davanın istirdat davası olduğunun kabulü halinde dahi, istirdat davasının sebepsiz zenginleşme davasının icra hukukundaki özel görünüm hali olması nedeniyle, ilk derece mahkemesince istirdat davası doğrudan reddetmeyip sebepsiz zenginleşme davası olarak yargılamaya devam edilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılmasında ve ilk derece mahkemesince de sebepsiz zenginleşme davası olarak görülmesinde hukuken herhangi bir engel bulunmadığını, bu durumda hak düşürücü süreden değil zamanaşımı süresinden bahsedilebileceğini, somut olay TBK'nın 82. maddesinde düzenlenen 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu, 2 yıllık zamanaşımı süresinin ise geri isteme hakkı olduğunun öğrenilmesinden itibaren başlayacağını, Düzce...
Mahkememizce verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 2013/14303 esas - 2013/18067 karar sayılı kararı ile;"...dava konusu uyuşmazlık,davacının borçlu olmadığı bedeli, haciz tehdidi altında davalı alacaklıya ödediği iddiasına dayalı sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın tahsili talebine ilişkindir.818 sayılı BK.'nun 61-66.maddelerine (6098 sayılı TBK.'nun 77-82.maddelerinde) sebepsiz zenginleşme,bir kimsenin mal varlığının geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir.Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli,zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşme davası açılabilmesi için malvarlıkları arasında doğrudan doğruya bir ilişkinin bulunması, yani bir ‘’malvarlığı kayması’’nın olması şartı da aranmaktadır. Yine, Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür....
Davacı tarafın dava dilekçesinde, borçlu şirket ile herhangi bir bağı olmamasına rağmen haciz baskısı altında takip borcuna istinaden ödeme yapmış olması sebebiyle söz konusu bedelin tahsili istemi sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanmaktadır....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355.maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak ve haksız icra takibine maruz kalınması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vekâlet görevinin kötüye kullanılması iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2. Tüketici Mahkemesi tarafından ise uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklanmadığı, genel hükümlere göre çözülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Davacıların iddiasına göre davalı GSM şirketleri ile arasında kira sözleşmesi olmadığı, taraflar arasındaki temel ilişkinin kira sözleşmesi kapsamında değil sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak davası niteliğinde olduğu gözetildiğinde, buna göre uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Ünye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı ... vekili, çekin zamanaşımına uğraması nedeniyle takip alacaklısı hamilin kambiyo hukukuna göre müvekkiline müracaat hakkının kalmadığını, çekin keşide tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde keşideci müvekkiline müracaat hakkını kullanmadığını, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre de müvekkiline müracaat hakkı bulunmadığını, hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davaya cevap vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, takip dayanağı 15.03.2010 tarihli çekin 6762 sayılı TTK hükümlerine tabi olmakla ibraz tarihinden itibaren 6 ay geçtiğinde zamanaşımına uğrayacağı, çek keşidecisi yönünden davada 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiği, ciranta ... yönünden ise temel ilişkiye dayalı talepte bulunma imkanı mevcut ise de davacının bizzat kendi iddiasına göre hukuki ilişkinin ciranta ile değil temsilcisi bulunduğu .... ile olduğu bu durumda temel ilişkiden dolayı davalı ciranta ...'...
- K A R A R - Dava, zamanaşımına uğramış çeke dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, TTK uyarınca sebepsiz zenginleşme hükmüne dayanarak ancak ciro yolu ile çeki eline geçiren hamilin dava açmasının mümkün olduğunu, lehtar ile keşideci arasında temel ilişki bulunduğundan bunlar arasındaki davada TTK uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanamayacağını, davacının temel ilişki iddiasında bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacının, dava konusu çekler zamanaşımına uğramış olsa da sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğinden bahisle davalının itirazının iptali isteminde bulunduğu, her ne kadar TTK.'...
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesine dayalı sebepsiz zenginleşme nedeni ile alacak istemine ilişkindir. Dava dilekçesinde davanın TTK’nın 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak açıldığı beyan edilmiştir. Süresinde ibraz edilmediği iddia olunan çeke dayalı olarak davacı-hamil banka tarafından davalı-keşideciye karşı TTK'nın 732. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çek bedelinin tahsili talep edilmektedir. Yargılamanın konusu davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususundadır. TTK'nın 732. maddesi hükmü uyarınca açılan bu davada ispat yükü davalıdadır. Davalı, sebepsiz zenginleşmediğini ve davacının kambiyo senetlerini bilerek kendisine zarar vermek kastıyla hareket etmek suretiyle elde ettiğini usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Taraflar arasında temel ilişki bulunmamaktadır. Davacı banka ile dava dışı ... Mamuller San. ve Tic. Ltd....