Somut olayda istirdat davası bir miktar paranın ödenmesi talebi olarak arabuluculuk dava şartına tabi olup, istirdat davası yönünden dosya tefrik edilerek yukarıdaki esasa kaydedilmiş ve arabuluculuk yoluna başvurulmadığı anlaşıldığından istirdat davası yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstirdat davasının dava şartı yokluğundan usulden reddine, 2-Alınması gerekli 80,70.-TL harcın davacıdan tahsiline, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00....
Her ne kadar davacı vekili duruşma sırasında kaybolduğundan bahisle iptalini talep ettiği çeklerin bankaya ibrazı nedeniyle oluşan durum karşısında istirdat davası açılmayacağı yönünde imzasız beyanda bulunmuş ise de istinaf dilekçesi içeriğine göre de istirdat davası açılmadığı sabit olup, mevcut dosya kapsamına göre zayilik nedeniyle kararın kaldırılarak çeklerin iptali yönünde karar verilmesi talep edildiğine göre, çeklerin kayıp olmadığı dava dışı 3.kişiler tarafından muhatap bankaya ibraz edildiği, davacı tarafından da istirdat davası açılmaksızın kararın kaldırılması istendiğinden bu aşamadan sonra çeki elinde bulunduran tarafın ortaya çıkmasına göre zayi nedeniyle çekin iptali davasına devam edilmesine imkan bulunmamaktadır. Davacının ileri sürdüğü istinaf sebepleri daha çok çeki elinde bulunduran tarafın ortaya çıkmaması ya da açılacak istirdat davasında incelenmesi mümkün olan hususlardan olup, davacı tarafın istinaf itirazlarının reddi gerekmektedir....
İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18/12/2018 tarihli 2017/3-1526 E. 2018/1948 K. Sayılı kararı) Öte yandan, istirdat davasının hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının re’sen gözetilmesi gerekir....
Bank'a yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazı ile davaya konu edilen çeklerden ...,... ve ... seri no.lu çeklerin takas sistemi kapsamında ibraz edildiğinin belirtilmesi üzerine Mahkememizce davacı vekilinin istirdat davası açmak üzere süre verildiği ve davacı vekili tarafından gerek belirtilen çekler yönünde gerekse ... seri no.lu çek yönünden yani davaya konu edilen tüm çekler yönünden İzmir ... ATM'nin ... E. Sayılı dosyası üzerinden istirdat davası açıldığı anlaşılmakla her ne kadar mahkememizce ... seri nolu çek yönünden davacı yana istirdat için süre verilmesine dair koşullar oluşmuş ve fakat süre verilmemiş ise de bu duruma yönelik eksiklik davacı vekilince giderildiği görülmüştür....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının istirdat davası açabilmesi için borcu kendisi tarafından ödenmesinin gerektiğini, davacı 3. kişinin yaptığı ödemeyi sanki kendisi yapmış gibi istirdat davasına konu etmesi usulen ve hukuken mümkün olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İstanbul 14....
Sayılı takip dosyasına yapılan ödemelere ilişkin tarih ve bilgileri gösterir belgelerin dosyamız arasına alındığı, davacı tarafından ilk olarak 16/11/2016 tarihinde olmak üzere çeşitli tarihlerde ödemeler yapıldığı son ödemenin 08/08/2019 tarihinde yapılarak icra dosyasının infaz edildiği, tarihlere bakıldığında ödemelerin dava devam ederken gerçekleştirildiğinin görüldüğü davacının borçlu olmadığı parayı icra baskısı altında ödemek durumunda kaldığını iddia ettiği, bu bakımdan davanın İİK'nun 72.maddesinde düzenlenen istirdat davası olduğu, yapılan ödeme sonucu davalı tarafın sebepsiz zenginleştiğinin iddia edilmesinin davanın başlı başına TBK'nun 78.maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme davası olması sonucunu doğurmayacağı, ödemenin icra dosyasına veya haricen yapılmış olmasının istirdat davası açmak bakımından önemsiz olduğu, önemli olanın, ödemenin, takibin kesinleşmesinden sonra ve icra tehdidi altında yapılması olduğu, istirdat davasının, kanunda özel olarak düzenlenmiş bir...
İstirdat talebi yönünden davacıya iddiasını somutlaştırması için verilen kesin süreye rağmen iddia somutlaştırılmadığından davacının istirdat talepli davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, toplanan delillere göre, dava tarihi itibariyle davanın istirdat davası olduğu, en son ödeme tarihinin 30/03/2009 tarihi olduğu,davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle dava menfi tespit davası olarak açılmışsa da takip dosyasına ödeme yapıldıktan sonra açılan davanın istirdat davası olarak nitelendirilip yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstirdat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı istirdat davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından kiraya verenden istirdat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 1.334 TL nin davalıdan istirdadına karar verilmiş, hüküm davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 21.07.2004 tarih, 5219 sayılı kanunla değişik 427.maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02.03.2005 tarih ve 9-82 esas ve 126 karar sayılı ilamı uyarınca temyiz konusu hüküm altına alınan alacak 1.334 TL olup, hüküm tarihinde 2.080....
Mahkemece, istirdat ile ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmeksizin, davalı-davacı ...’un mazeretsiz duruşmaya katılmadığı ve süresinde de dava yenilenmediği için yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Mahkemece, asıl dava olan istirdat ile ilgili bir karar verilmeksizin sadece birleşen dava yönünden hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. O hâlde, davacı-Birleşen dosya davalısı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....