Grubu şirketleri tarafından veya onların namına tasfiye edilmediği, bu borç tasfiye edilmediği sürece bonoların teminat fonksiyonunun devam edeceği ve bedelsiz sayılamayacağı” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, Dairemizin bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda, hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında davaya ve takibe konu bonoların bedelsiz olmadığı kabul edildiğinden menfi tespit davasının ve ihtiyati tedbir yoluyla icra takibi durdurulmadığından icra-inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Hükmüne uyulan Dairemiz bozma kararında bonoların kullanılan kredinin teminatı olduğu kabul edilmiştir....
Mahkemece, davacının davalıya yönelik davasında İlçe Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığı yetkili olduğundan 6100 Sayılı HMK m. 114/1b ve 6502 Sayılı TKHK m. 68 uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 28.5.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı TKHK'nın 68/1.maddesi uyarınca “değeri 2.000 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, 3.000 TL’nin altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise 2.000 TL ile 3.000 TL arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur.” Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz. Somut olayda dava, 1.000,00-TL'nin ve her biri 500,00-TL değerindeki bonoların iadesi talebine ilişkin olup, delil olarak sunulan tahsilat makbuzunda da borç bakiyesi 6.750,00-TL olarak görünmektedir....
Bonoların diğer davalı ....'ye ciro edilmesi nedeniyle birleşen davanın açılarak aynı istemlerin bu davalı yönünden de tekrarlandığı görülmüştür. Davacı ... San.ve Tic.A.Ş, bonoların İstanbul Florya semtinde yer alan ... Kurumları adı altında faaliyet gösteren özel eğitim kurumunun devri hususunda davalı ... Ltd.Şti. ile 01/07/2019 tarihinde "Ruhsat Devir Mutabakat ve Sulh Sözleşmesi" imzalanması nedeniyle verildiğini, ancak davalının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması nedeniyle bonoların bedelsiz kaldığını ileri sürmüştür. Mahkemece "Taraflar arasında imzalanan sözleşme ve düzeltme beyannamesi ile; devredenin borç ve alacaklarının vadesi gelmemiş olanlarda dahil olmak üzere davacı ...A.Ş'ye ait olduğunun kararlaştırıldığı, sözleşmenin 4.4 maddesinde ve 2.1 maddesinde de ...'...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İddia ve savunmalar, yapılan yargılama, toplanan deliller, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi heyet raporu ve tekmil dosya mündericatı birlikte değerlendirildiğinde; "...Öte yandan 05/04/2023 tarihli ve 32154 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7445 sayılı "İcra İflas Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" 31. Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. Ancak, yapılan değişiklik, 7445 sayılı Kanun’un 43/1-a maddesi uyarınca 1 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu nedenle, 01.09.2023 tarihine kadar ticaret mahkemeleri nezdinde açılacak itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında zorunlu arabuluculuğa başvurulmasına gerek bulunmayacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit - istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının vekil olarak kendisine sattığı aracın pert olduğunu öğrendiğini belirterek, sözleşmenin iptali ile satış sözleşmesinin imzalanması aşamasında davalıya ödediği 5.400,00YTL bedelin iadesi ve davalının, aracın satışı için verilen çekin ödenmemesi nedeniyle hakkında başlattığı icra takibine konu edilen bedel oranında borçlu olmadığının tespitine, anılan satış sözleşmesinin akdedilmesi nedeniyle munzam zararların, araç üzerindeki vergisel yükümlülüklerin, otopark ve diğer bakım giderlerinin davalı yana tahmiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
E sayılı dosyasıyla, özel belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs suçundan hakkında kamu davası açıldığını, açılan bu davanın sonucu beklenmedin karar verildiği ni belirterek kararının kaldırılmasına ve davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, menfi tespit ve haksız yere yapılan ödemenin istirdatına ilişkindir. Mahkeme menfi tespit davasını ve istirdat davasını kabul ederek takip borçlusu murisin banka hesabından yapılan tahsilatların davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Her ne kadar dava açmadan önce müvekkili ödeme yapmış ise de, müvekkilinin dosya borcunu ödeme amacı bulunmadığını, müvekkilinin sadece yapılan ihtiyati haczin durdurulması ve ticari itibarını korumak için İİK 'nın 263. maddesi çerçevesinde teminat olarak ödeme yaptığını, Menfi tespit davasının yargılaması devam ederken ihtiyati tedbir kararının (İİK m. 72/2-3) verilmemiş olması sebebiyle, takibe devam edilmiş ve takip konusu borç alacaklıya ödenmişse, menfi tespit davasına artık istirdat davası olarak devam edileceğini, (İİK m. 72/6), yani mevcut davaya artık istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini, Borçlunun menfi tespit davasında takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı talep etmemiş olması ya da tedbir talebinin mahkemece reddedilmesi durumunda, menfi tespit davası devam ederken takip konusu borç ödenmişse, menfi tespit davasının artık istirdat davasına dönüşeceğini, menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun alacaklıya...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Her ne kadar dava açmadan önce müvekkili ödeme yapmış ise de, müvekkilinin dosya borcunu ödeme amacı bulunmadığını, müvekkilinin sadece yapılan ihtiyati haczin durdurulması ve ticari itibarını korumak için İİK 'nın 263. maddesi çerçevesinde teminat olarak ödeme yaptığını, Menfi tespit davasının yargılaması devam ederken ihtiyati tedbir kararının (İİK m. 72/2- 3) verilmemiş olması sebebiyle, takibe devam edilmiş ve takip konusu borç alacaklıya ödenmişse, menfi tespit davasına artık istirdat davası olarak devam edileceğini, (İİK m. 72/6), yani mevcut davaya artık istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini, Borçlunun menfi tespit davasında takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı talep etmemiş olması ya da tedbir talebinin mahkemece reddedilmesi durumunda, menfi tespit davası devam ederken takip konusu borç ödenmişse, menfi tespit davasının artık istirdat davasına dönüşeceğini, menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun alacaklıya...
Her ne kadar, davacı vadesi gelmemiş bonoların iptalini, bonoların hükümsüzlüğüni ve davalının uhdesinde olan bonoların davacıya iadesini talep etmiş ise de, davalı vekili, bedeli ödenmeyen bonoların davalıda olmadığını savunmuş olup, bu nedenle bonoların davalı yönünden iptakilen yönelik olarak davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Bononun ciro edilebilirlik özelliği nedeniyle davalı dışındaki 3. Kişiler yönünden bağlayıcı hüküm kurulması mümkün olmadığından bonoların iptali veya hükümsüzlüğü talebinin reddine karar verilmiştir. Yine, davalı taraf bonoların kendilerinde olmadığını savunduğundan ve bu nedenler bonoların iadesi talebinin infazı mümkün bulunmadığından bonoların davacıya iadesi taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....
-TL. bedelli olanının takip alacaklısına ödendiği, geri kalan (6) adet senedin davalı tarafından takibe konulduğunu, davalı tarafın Ek Protokol’de belirtilen bonolarla takibe konu bonoların farklı olduğunu, Ek Protokol’deki bonoların müvekkiline iade edildiğini, takibe konu bonoların ise borç para karşılığı nedeniyle düzenlendiğini savunduklarını, oysa ki takip dayanağı bonoların “malen” kayıtlı olarak düzenlendiğini, bu hususun müvekkilinin iddiasını doğruladığını, takibe konu bonolarla 15.08.2001 tarihli Ek Protokolde belirtilen bonoların aynı olduğunu belirterek müvekkilinin davalı tarafa borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....