WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e yönelik istirdat kararı verilmesi gerekirken menfi tespit talebinin kabul edilmesi kararının hatalı olduğunu, ayrıca aradan geçen zaman gözetilerek faiz ile ilgili karar oluşturulmasının ve icra vekalet ücretinin de gözetilmesi gerektiğini, Davalı ... yönünden deliller toplanmadan karar verildiğini, tanık dinletme talebinin haksız olarak reddedildiğini, Senetler üzerindeki ciroların sahte olup olmadığına ilişkin imza ve kaşeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğini, Davalı ...'a yemin teklif edilmesine ve yemin davetiyesinin tebliğ edilmesine rağmen, yemin etmeyen davalı yönünden aleyhe karar verilmesi gerekirken mahkemece yemin teklifinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle aksi yönde karar verilmesinin usule aykırı olduğunu," beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. GEREKÇE: Dava, İİK'nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu bonoların davalı ...'...

    A.Ş. ile de finansal kiralama borçlarının 48 ay taksitle ödenmesi hususunda anlaşma yaptıklarını ve bu taksitler için verilen bonoların, davalı şirket tararafından davalı banka ile akdedilen kredi sözleşmesine teminat olmak üzere ve temlik cirosu ile davalı bankaya ciro edildiğini, ancak davalı şirketin iflası üzerine bu bonoların bir kısmının ödenmediğini; bunun üzerine müvekkili ile davalı banka arasında yapılan protokol uyarınca yeni kambiyo senetleri düzenlendiğini ve bunların da ödendiğini ileri sürerek, hem bonolardan dolayı davalı şirkete ve hem de çeklerden dolayı davalı bankaya borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkemece yapılan incelemede davacılar ile davalı banka ile protokol kapsamındaki borçların ödendiği saptanmış, ancak diğer davalı şirkete verilen ve onun da teminat olarak bankaya verdiği bonolar hakkında hüküm kurulmamıştır....

      Bankası'ndan sorularak, ibraz edilmişse suretleri getirtilip, bu çeklerin sözleşme gereği davalıya verildiği tespit edilirse sözleşmenin feshine ve 19.09.2014 tarihli sözleşme bedeli ile ilgili davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, tarih, numara ve meblağı belirtilen çeklerin davacıya iadesine, kabul edilemeyecek derecede ayıplı olup reddedilen imalâtın davalıya iadesine, bu çeklerle ilgili tespit yapılamazsa sözleşmenin feshine, söz konusu sözleşme nedeniyle davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, kabule icbar edilemiyecek derecede ayıplı olup reddedilen imalâtın davalıya iadesi ile birlikte 19.04.2014 tarihli sözleşmede belirtilen 2 adet 10.000,00'ar TL çekler yönünden iade kararı verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu sadece sözleşmenin feshi ile yetinilmesi, istirdat talebi olmadığı halde bunlarla ilgili hüküm kurulması ve menfi tespit ile çeklerin iadesi talebinin reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun görülmüştür....

        Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) ve ... 3. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle verilen ücret ve bonoların iadesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, devre mülke ilişkin esasların Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesi ise devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

          Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) ve ... 4. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme nedeniyle verilen ücret ve bonoların iadesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince, taraflar arasındaki sözleşmenin devre mülk sözleşmesi olduğu, devre mülke ilişkin esasların Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi ise devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

            Hukuk Dairesinin kararı ile kaldırıldığını ve davanın tümden kabulüne karar verilerek T2 ait haciz edilen tüm malların borçlu ile hiçbir ilgisi bulunmaması nedeni ile davalı tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasına ve malların şirkete ait olduğuna karar verildiğini, davalı yana, hiçbir ilgisi ve borcu olmadığı halde vekiledeninden tahsil edilen her bir bononun ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile 3 gün içerisinde şirkete iadesi ile halen aynı gerekçe ile yedlerinde bulundurdukları ve vadesi gelmeyen bonoların hiçbir surette işlem yapılmadan 3 gün içerisinde iadesi ihtarının keşide edildiğini, davalının ise ihtara cevaben bu talebi reddettiklerini, Kırıkhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/105 D.iş sayılı dosyası ile söz konusu iade edilmeyen senetler üzerine ödenmenin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulduğunu beyanla, vekiledenlerinden haksız yere haciz ve muhafaza baskısı ile tahsil edilen 165.000- TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili ile taraflarına...

            Hukuk Dairesinin kararı ile kaldırıldığını ve davanın tümden kabulüne karar verilerek şirketie ait haciz edilen tüm malların borçlu ile hiçbir ilgisi bulunmaması nedeni ile davalı tarafından konulan hacizlerin kaldırılmasına ve malların şirkete ait olduğuna karar verildiğini, davalı yana, hiçbir ilgisi ve borcu olmadığı halde vekiledeninden tahsil edilen her bir bononun ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile 3 gün içerisinde şirkete iadesi ile halen aynı gerekçe ile yedlerinde bulundurdukları ve vadesi gelmeyen bonoların hiçbir surette işlem yapılmadan 3 gün içerisinde iadesi ihtarının keşide edildiğini, davalının ise ihtara cevaben bu talebi reddettiklerini, Kırıkhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/105 D.iş sayılı dosyası ile söz konusu iade edilmeyen senetler üzerine ödenmenin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulduğunu beyanla, vekiledenlerinden haksız yere haciz ve muhafaza baskısı ile tahsil edilen 165.000-TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili ile taraflarına...

              dan istirdatına, %40 kötü niyet tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davacı ...'ın aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, istirdat talep edilen bedelinde ... tarafından değil, davacı şirket tarafından ödendiğini, müvekkilinin tacir olmadığını, takibin dayanağı bono olduğu için ispat yükünün davacıda olduğunu istirdat davalarında %40 kötü niyet tazminatı talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın davacılardan tahsilini istemiştir. Davalı şirket vekili, müvekkili şirket kayıtları incelendiğinde iddianın yerinde olmadığının anlaşılacağını savunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde; davacı ...'ın bonoları davacı şirketi temsilen imzaladığı Mevlüt'ün şahsi sorumluluğunun bulunmadığı, davacı ...'...

                GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ : Davacı vekili, davalılardan ... ve ...'nin 08.11.2005 tarihli Genel Kurul'da yapılan seçim sonucu yönetim kurulu üyeliğine seçildiklerini, görevde oldukları dönemde kooperatif kayıtlarında yer almayan dört adet bononun bu kişiler tarafından düzenlendiğini, tüm bonoların davacı ...'nin oğlu olan ... ciro edilip iki ayrı icra takip dosyası ile icra takibine konu edildiğini, bonoların kooperatif adına ... ve ... tarafından görevde olmadıkları dönemde düzenlendiği halde bonoların düzenleme tarihini görevde oldukları 2006 yılını yazarak görevde oldukları tarihlerde düzenlenmiş gibi işlem yaptıklarını, kooperatif kayıtlarında bu bonoların düzenlenmesini gerketiren borç kaydı olmadığını ileri sürerek, bonolar nedeniyle başlatılan icra takipleri kapsamında davacının borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili ; Başlattıkları iki ayrı icra takibine karşı davacı kooperatif tarafından Ankara 9....

                  Açıklanan nedenlerle davacının ihtiyati tedbir talebi yönünden İİK'nun 72/2. maddesi uyarınca aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair koşulların da bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla, İİK'nun 72/2. maddesi gereğince dava konusu menfi tespit istenen bonoların toplam bedeli /dava değeri olarak bildirilen toplam 115.000,00 TL'nin takdiren %20'si oranındaki nakdi teminat ya da aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu karşılığında, dava konusu bonoların davalılarca icra takibine konu edilmesi halinde icra takibinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına karar verilmesi gerektiği halde mahkemece yanılgılı yasal sebep (HMK'nın 389, 390 maddelerine göre) ve gerekçelere binaen işbu türdeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş olması nedeniyle istinaf edilen 23/10/2020 tarihli ara kararının bu yönlerden usul, yasa ve dosya kapsamına aykırı olduğu, davacının istinaf sebeplerinin bu yönden haklı olduğu anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu